Kadına Bakışın Kör Noktası

Kadına Bakışın Kör Noktası

 KADINA BAKIŞIN KÖR NOKTASI

https://www.youtube.com/watch?v=WdI1Y7KKpDQ ( yazıdan önce ve sonra izlenebilir.)

Kadının değeri yoksa sadece şiir mısralarında, sahtelik kokan o kuru yazılarda, yoksa erkek hayallerinde mi gizliydi?

Ah kadınlar günü, aklıma gelir kadının dünü, bugünü.

Kalbimde sessiz bir vaveyla! Bir bir geçiyor gözümün önünden şiddet gören ve ölen kadınların her biri.

Tarih, yazdıranın tarihidir. Kadının tarihini nasıl yazacağız anlatsana?

Sahi kadın neydi?

Kadın bizler için sözde her şeydi ama isimsizdi oysa savaşta kat kat gömlek giymek zorundaydı bir yerlerini gizlemek adına, savaştan dönmek istemezdi, o meşhur damgayı yememek adına. Romanlara konu olmuştu kadının bu yaşadıkları. Kadın savaşta askerdi, çocuğuna ana, eşine dişiydi. Tarihi yönlendiren de yine kadınlardı. Kadınlar ki her liderin gizli dünyasında ve de ilham kaynağında. Bu yüzden anlaşılamadı belki de kadın çünkü her yerde ve her şeyde vardı. Rolleri çoktu ve zordu. Nedense analık rolü en son akla geliyordu çünkü akıllarda kadın hep dişilik simgesiydi oysa duyguları içinde o da bir insandı ve toplumun her sahasında o da vardı. Kadınları anlamak zor dendi ve kadınlara yaklaşım tarih boyunca hep ''kör bakış noktası'' oldu.

Kadını anlamak zor muydu gerçekten?

Kadını anlamak mı istiyorsunuz çok basit, çıkartın gözünüzdeki lensleri, çıkartın güneş gözlüklerini, dikin egonuzun

söküklerini, yok edin hazlarınızın o nefsi deliliklerini. Annenizi getirin aklınıza, çocuğunuzun emzirildiği hâlini, cephelerdeki kahramanlığı, git evlât git ya gazi ol ya şehit diyen eşsiz özveri ve fedakârlığı.

Kadına biraz da çok sesli yaklaşım getirelim ne dersiniz.

Sanmayın çok şey ister kadın önce güvenmek, kendini dünyadaki tek kadın gibi hissetmek ister. Unutmayın ki kadın kadın olduğunu anlamak, anlaşılmak ister. Anlaşılmadığında ise yalnızlaşır.

Ne yapsın kadın her yerde sahtelik, sevgiler şehvetlik, ömürler şiddetlik, anlayışlar gerilik. Herkes mutluluk oyununda ve de güç savaşında, hislerde sefillik..

Bedenler yakınlaştıkça ruhların uzaklaştığı çıkar arenasına dönüştü evlilikler, sosyolojik bir sorun oldu ilişkiler. Sadece dilde kaldı sevişler, önem verişler.

Her başarılı erkeğin ardında bir kadın vardır denilir. Lafta!

Bu söz doğru desem inanır mısınız?

Einstein’in eşi bir Matematik dehâsıydı ama kadın sonuçta hem de bu büyük zekâsına rağmen yok olan bir kadın, adını bile bilen yok. Adı ''Mileva Mariç''. Deneysel fizikte daha yüksek not alıyordu. Kimi biyografa göre eşinin çalışmalarına o yön veriyor hatta makalelerinin bazı bölümlerini tamamıyla o yazıyordu. Unutulan belki de yok sayılan kadınlar arasına o da katıldı.

Diyeceksiniz ki erkeğin kadına yaklaşımı biraz da genetik işidir.

Nedir bu genetik?

Gen/ et/ik bakın sözcükler bile bakış açısına göre şekilleniyor ister genlerinizi hâkim kılıp kadını bir et parçasından ibaret görürsünüz yani gen- et diyorum ben buna ya da o meşhur genlerinizle etiği, ahlâkı seçersiniz.

Gen/ETİK

Kadının kendine has bir rengi, dokusu ve de aydınlatmaları vardır ama ne yazık ki kadına bakışın bu kör noktasıyla kadını evladından, kadını annesinden ve kadını bizden çaldılar. Yaşayan birçok kadının da umutlarını, geleceğe bakışını, gelecek sevdasını ah acımadan elinden aldılar.

Yetmez mi bu kadar şiddet, yetmez mi bu kadar vahşet?

Kalbimin en orta yerinde bir vaveyla! Bir an sustum, sustum sustum! Çünkü ruhum bedenime, bedenim ellerime geçmiş durumdaydı. Toplum sağırlığı, bilinç körlüğü de adına, ne dersen de. İşte bunlardı beni üzen şeyler. Beş duyu neden yetmiyordu?

Aklımın ipleri gevşemişti çünkü hislerimin kuşatmasına esir düşmüştü yarım cümlelerim. En hassas noktamdan, kadın yanımdan tutuşmuş ve akan kanda umutsuzluğumu içmiştim umuduma yenilerek. Sanırım satırların kahramanı sanmıştım kendimi. Her kadın aynı şeyleri hisseder biliyorum. Yine de insanın yaşamadığı bir acıyı anlamlandırması zordur ama duygularımda sahiciyim. Karakteriyle var olmaya çalışan milyonlarca kadının sesiyim!

Sadece mezarlara bakma, o kör noktaya bak, iyi bak çok iyi bak cesetlerimiz orada çünkü.

Haydi kendine gel dedi ruhum, ruhun ölürse içindeki o deli şarkılar, söylenmemiş mısralar hepsi yarım kalacak. Sen bir kadınsın, kadın olmak hünerdir. Kalk ayağa savaş! Empati saati bitti dön gücünün demine dedi bir ses. Sonra bir kahve yaptım kendime döndüm yine tefekkür hâlime. Biraz sonra yine varoluşuma, hem de çok daha güçlü bir şekilde döneceğim.

Kadın olmasaydı diye mırıldandım, evet evet olmasaydı? Kadınsız bir dünya düşünün haydi düşünebiliyorsanız. Kadın olmasaydı erkekler gücünü kime ispata çalışacaktı? Soylu savaşçılar, o yiğit kahramanlar söyle nasıl doğacaktı? Kadın eli değse keşke karanlıklara. Tüm bu sorunlar yerle bir olsa. Keşke! Çünkü kadındır evrenin rengi, iksiri, kadındır kainatın doğuş simgesi çünkü ne zaman bir kadını okusanız içinde bir bebek doğar, gülümser.

Kadın ne kadar aşağı çekilirse toplum da o kadar alabora olur. Kadına birkaç çift iltifat etmekle onca ölümün diyeti ödenecek mi sanıyorsunuz?

Mutlu kadın mutlu çocuklar demektir.

Kadınlar günün kutlu olsun şeklindeki kalıplaşmış düşünceleri bir yana bırakıp kadına bugün farklı pencerelerden ayrı bir parantez açalım. Sonra da tüm o karanlık ve puslu düşünceleri, bakış açımızın o kör noktasını ivedilikle atalım, aydınlanalım.

Yetmez mi bu kadar gaflet, ihanet?

Nöronlarımın oksijeni bitmişti çünkü hislerim geçmişin muhasebesine yenik düşmüştü. En hassas noktamdan kadınsı yarınımdan vurulmuş, geçen zamanda hiçbir şeyin değişmediğini görerek karamsarlık içmiştim hem de en güzel hayallerime yenilerek.

Sanırım yaşananların kurbanı sanmıştım kendimi. sanmasam ne çıkar! Ben de bir kadın değil miyim? Nasıl hissetmem onları. Her kadın aynı şeyleri hissediyor biliyorum, dalgalandıkça duygularım aklımın kayboluşlarında deviniyorum.

Dilimden aynı cümle dökülüyor yine.

O şatafatlı sözlere kanma, o kör noktaya bak çok çok iyi bak, cesetlerimiz orada çünkü.

Ne zaman ki bu kör noktayı yıkacağız işte o günü, kadınlar günü olarak kutlayacağız.

Çekin ellerinizi kadının üzerinden artık! Rahat bırakın ki toplum düzelsin.

Unutmayın ki mutlu toplumlar, mutlu kadınların yarınlarıdır.

Kadınlar ki yarının analarıdır.

Çekin kör algılarınızı!

Çekilin ki

Anaların omuzlarında yükselsin toplum.

Çekilin!

Sesiniz olmaya çalıştım canlarım. Yüreği, sesi, rengi güzel kadınlar, günümüz kutlu olsun!

08 Mart 2022 6-7 dakika 13 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar