Kendini Aramaktır Yaşamak Bazen

Güzele dair ne varsa gördüğünüz bu âlemde yakalamaktı umduğunuz, bulamadınız değil mi? Kim bulabilmiş ki? Ellerinizin boş olduğunu görmek kadar darmadağın eden ne var başka? Emeklerinizin boşa gitmesi midir yıkan sizi sadece. Kısacık ömrünüze sığdıramadıklarınız mı yoksa? Umut denen ne ki yaşamınızda? Doğdunuz, açtınız gözlerinizi bu yalan dünyaya, sorulmadan davet edildiniz. Ve ansızın geldiniz yeryüzüne düşen cemre misali. Büyümeye yüz tuttu bedeniniz tabiat gereği. Toprağa ekili fidanın büyümesi ile eşdeğer bedeninizin ruhunuzla tanışmasını izlediniz meraklı gözlerle, sessizce seyrettiniz bu ikiliyi. Tanıdığınız herkes aynı evreleri geçiriyordu gördüklerinizde, şekil aynı gibi görünse de, aradığınızı el yordamı ile bile bulamadınız çevrenizde. Hükmedemediniz bedeninize kırbaç altında kükreyen kısrak gibiydi asilenen size. Hiç görmek istemediklerini gördü gözleriniz gönülsüzce. İstemem diyemediniz sunulanları aldınız yüreğinize. Başka menüyü seçme şansınız yoktu hayat sofranızda, tek çeşit e talim ettiniz, almıyor artık midem diyemediniz, gözlendiğinizi bilip yediniz ve sonra gidip kustunuz tenha köşelerde gizlice. İstediğiniz; çoğu kez, bedeninizdeki tüm organların, istemediğiniz yemeği kusarken onlarla beraber gün yüzüne çıkmasıydı, deşilen yaralardaki irinin akmasına eşlik etmeleriydi, beceremediniz. Yaşamak mıydı bu, anlamaya çalıştınız gözleriniz iri iri açıldı seçemediniz, en ağır sözleri duymaya kapadınız kulaklarınızı ama işe yaramadı. Bedeniniz bir enerji kütlesiydi sanki sizin için, hissettiğiniz ve istediğiniz; sessiz dağların en derinindeki lavların zamanı geldiğinde yeryüzüne çıkmayı beklediği gibi bekliyordu kükremeyi ama hep gemisiz bir Nuh oldu bedeniniz, ne denizi gördü ne yeryüzüyle tanıştı. Ölümü düşündünüz, içinizdeki bir rüya gibi. Uzun ve sessiz bir yolculuktu yaşadığınız, merak ettiniz bu yolculuktan öncesini, o anı ve sonrasını yaşattınız uzandığınız çivili yataklarda ve sonsuz gecelerde. Gitmekle kalmak arasında ki ince çizgiye, pamuk ipliği ile iz bıraktınız kendinizce, mutlulukla mutsuzluk arasındaki yolu seçerken acemiliğinize tekrar tekrar yenik düşmemek için. Fayda etmedi bıraktığınız izler. Gittiğiniz yollara, hani bir masal da geçer unuttum adını şimdi, hatırlamadığım birçok masal gibi, geri dönüş yollarını unutmamak kaybetmemek adına, 'bırakılan ekmek parçacıklarını kuşların yemesi' gibi dönüş yolu da yok oldu, gidilecek olan adresler de silindi belleğinizden. Büyük boşluklarda karanlık ve dar koridorlarda kayboldunuz, kayboluşun korkusunda yaşadınız. Bazen bir ayağınız hep boşta, bir uçurum kenarında yaşadınız, can çekişen sakat bir at gibi vurulmayı beklediniz, vuranda olmadı acınıza son veren de çıkmadı, silahındaki son kurşuna adres vermedi zalim de olsa cellâdınız, bilemediniz ve anlamadınız hiç zaman, size mi kıyamadı? yoksa son kurşununa mı? Hiç gelmedi beklenen, faydasız duraklarda meraklı gözlerin hedefi oldunuz umursamaz göründünüz inatla beklediniz son yolcunun ayak seslerini gelmedi. Beklemek ve görmek anlamsız yaşamınızdaki hiçbir şeydi ya da belki de herşeydi, sizde bilmiyordunuz artık. Hücreleriniz çözülmeye başlar böyle durumlarda her biri ayrı bir özgürlük şarkısı söyler, toplamak imkânsızdır dağılanları kızgın rüzgârların saçlarınızla yüzünüze vurduğu tokat gibi acı duyarsınız vazgeçersiniz toplamaktan dağınıklık size olağan gelir. Korktuğunuz tek şey acı şüphesiz, merak ettiğinizde. Bedeninizde ki izlerdir, çektikleriniz. Anlamsızdır yaşamak bilinmezliklerde. Koyu kapkara karanlığın beyazı yendiği çukur içinde debelenmektir yaşam, çaresizliği kabullenmekle sonuçlanır çoğu kez, kanlı savaştan kalanlarla yetinmeyi öğrenirsiniz. Yaşamla ölüm arasında gider gelirsiniz.


Esenlikle ve sevgiyle... Melekler öpsün yüreğinizden...

DİLA EMRAL AYDIN
İZMİR KARŞIYAKA

15 Ocak 2010 3-4 dakika 23 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Oldukça karamsar bir bakış açısıyla yansıtılmış yaşam. Felsefe ve özellikle psikoloji ağırlıklı. Anlatım çok ustalıklı. Güzel dilek içeren bitiş tümcesiyle yakılan ışık, içeriği de aydınlatabilirdi.

    Kutluyorum.