Kıramadım ki Kalbimin Kalemini

Sevdaya uzak uçtuğum dağların,
Sert yamaçlarında üşüyen tüylerimle hissettim hep aşkın gözyaşlarını.

Direndiğim olmazların zirvesinden bakmaya çalışıp sevdanın yedi rengine;
Taklalar atarak yuvarlandım hep, soğuk yüreklerin sert kayalıklarına.


Yine de uçmadı uçurtmalarım, yine de yetmedi kanatlarımın hak gücü;
Sevemedim yığılmaların leşi olduğum manşetleri ve dirilmedi hiç monaroza.
Büyük iskenderin zırhındaki hibe gibi saklı kalmış ıspartaküs düşlerle,
Kuramadım yüreğimin romasını, yıkamadım şeytan aşkının bizans kalesini.



Kapıldığım bir rüyanın son saniyelerinde kalıp saatlerce,
Yeniden çizmek istedim tüm kahramanları, binkez öldürmek istedim uyandığım sabahları.
Göz kırpan gecenin ter içinde kalışına şahit olduğum yataktan doğrulmak,
Bir bardak suda önce boğulmak sonra dirilmek hiç istemedim, isteyemedim.



Sıkıldı mısralarım yıldızı konuşmaktan, yataklara düştü güneşin yağmurları,
Benim dışımda herkes gökler gürlesin, dünya kabuk değiştirsin istedi ama olmadı;
Dinlemedi bulutlar, esmedi işte istediğim rüzgarlar.



Tabiat ana ağladı, gören gözler çağladı, hatta bilmeyen yürekler dağlandı;
Kilidi bozuk kalbimin kırılmadı düğüm aynası, yıkılmadı inancımın saman kulesi.

Yaktım yanmadı, yandım olmadı, savdım aldırmadı.

Çok isterdim bir girdapta sır olup kaybolmayı !

Lâkin;

Kıramadım ki şu kalbimin kalemini...





05/04/2011

05 Nisan 2011 1-2 dakika 9 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 13 yıl önce

    Denemeniz, Yürek seslenişiydi, kırılamayan kalemin... İç hesaplaşmaların ve belki de tezatlıkların dile gelişi... Nicelerine diyorum Bülent Bey.

  • 13 yıl önce

    Teşekkür ederim Zümrüt hanım 😙