Kol Kırılır Yen İçinde Kalır mı?

Elazığ`ın Karakocan ilçesinde bir teğmen, nöbette uyuyakalan Er İbrahim Öztürk`ü, cezalandırmak ister; teğmen, pimini çektiği el bombasını Er İbrahim Öztürk'e verdikten sonra, "Mandalı bırakırsan ölürsün, bırakmazsan yaşarsın" dedi. Ama pimi almak için çok uğraşan asker, saatler sonra terleyen elinde bomba patlayınca üç arkadaşıyla birlikte şehit oldu.

Teğmen, ifadesinde yaptığının ?fırsat eğitiminin? bir parçası olduğunu iddia ediyor. Yani ? Asker ölerek ve kendisiyle birlikte üç arkadaşını öldürerek tedbirsiz davrandı? diyor.
Ailelere de ?eğitim zayiatı? olarak bildiriliyor. Yüreklerine kor ateş gibi düşen o acılı anne- babalarda her zaman ki gibi ? vatan sağ olsun? diyorlar. Bu bizim milletin vatanı için, milleti için, dini için ne kadar fedakâr ve özverili olduğunu gösteriyor.

Gelelim bu olaya: ordudaki ? kol kırılır yen içinde kalır? mantığına göre mi? kaza olarak duyuruluyor bilmiyorum. Olay bir gazetenin haberiyle ortaya çıkıyor. Yoksa tüm Türkiye ?eğitim zayiatı? olarak bilecekti. Bir teğmen ana kuzularının hayatını hiçe sayacak kadar bu cesareti nerden alıyor. Yoksa hesap vermeyeceğinin farkında mı? Soruları uzatmak mümkün. Bu olay içimi derinden sızlattı, beni çok sarstı. Bir anda o askerin yerinde kendimi düşündüm ne yapardım diye....

Askere gidenler bilirler, ilk adım attığınızda bir korkuyla adım atarsınız. Bende ilk adımımla birlikte bazı muameleden dolayı korktum. İtiş kakışlar, nakliye arabasına dolduruluşlarımız filan başka duygulara yöneltti. Zamanla ortama alışıyorsunuz.

Değişen dünyada, bir çok değişimle birlikte bizim askerlikte ki uygulamalarımız ve muamelelerimizde değişiyor. Bir iki hafta önce bir dostumun yiyenini Kayseri ?de askere teslim etmek için gittik. Nizamiyenin ilk girişinde mehter marşı, memleket sevgisini gösteren şarkılarla karşılıyorlardı. Çok hoşumuza gitti. Psikolojimiz değişti. İçimize bir huzur doldu. Yapılan belki çok basit bir şey gibi görünse de, teslim olmak için gelen askerlere ve ailelere özellikle dikkat ettim yüzlerine yansıyan hava bir anda değişiyordu. Gelen askerlerin teslim alındığı salona girdik, tüm işlemler saygı ve sevgi içinde yapılıyordu. Hatta bir binbaşı, içeri girerek sıcak bir tebessümle hoş geldiniz dedi. Anladım ki çok şey değişmiş ve değişecek.

Hayatının baharında dört gencimizin şehit olmasıyla sonuçlanan bu istisnai durumlar umarım sınırlı kalır. Sorumsuz ve keyfi davrananlar en kısa zamanda hak ettikleri cezaları alırlar. Orduda da şeffaflaşma ve açılım adımlarının atılmasına vesile olur. Zira bu adımların atılması artık zorunluluk göstermektedir.

Vatan için hayatını kaybeden tüm şehitlerimize Allahtan rahmet diliyorum.

28.08.2009

28 Ağustos 2009 2-3 dakika 15 denemesi var.
Yorumlar