Makale 1 / Din Dersi ve Anayasa

Bir internet sitesinde Milli Eğitim'le ilgili Bakan'ın din dersiyle ilgi açıklamasını okuduğumda düşüncemi dışa çıkarmaya karar verdim.

Haber, Bakan'ın Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi`nin zorunluluğu sebebiyle tepkiyle karşılaştığı bildiriyordu. Bakan da, bu tepkiye Anayasa'yı referans göstererek cevap vermeye çalışmış. Ben, bu haber yazısı içinde, karşılıklı tepkilere karışmayacak, Bakan'ın bazı ifadeleri hakkında bir şeyler söyleyeceğim:

1- Anayasa'da hoşa gitmeyen hükümler:

Hoşa gitmeyen hüküm, idareye gelenler için mi, yoksa, tüm millet için mi?.. Açıklanması gerekir. Bizim bildiğimiz ve gördüğümüz, karar verildiğinde, bazı hükümlerin değiştirildiğidir. Acaba, hoşa gitmeyen hükümlerin değiştirilmesi için, ne gibi bir olayın çıkması beklenecek?

2- Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi dersi içinde namaz kılmayı öğretmek, sure ezberletmek var:

Millet fertlerinin ahlaklı olması kabul edilebilir bir şey. Ahlak, lügatte, ''Yaratılıştan gelen hususiyet. Cemiyet içinde yaşanarak kazanılan iyi ve güzel huy'' diye belirtilmiş. Ama, iyi ve güzel huy nasıl bilinecek o belirtilmemiş. O zaman apışıp kalıyorum. Mesela, çevremde, ''yasalara uyarsak hapı yutmuşuk'' anlayışı hakim. Bütün yaşam faaliyetlerinde, yasalar dikkate alınmadan hareket ediliyor. Ve bu anlayışla yaşayanlar öyle semiriyorlar ki, öğrenciyken bunun aksi yönünde ahlak bilgisi dersi verilse bile, bu dersi alanlar, ileride, 'bilme'ye değil, 'görme'ye önem vereceklerdir. Hadi siz şimdi namaz kılmayı öğretin, ama, işadamı olduğunda, işçiyi yedi buçuk saatten fazla çalıştırmanın suç olduğunu öğretmeyin. Namaz kılma ve sure ezberi, otomatikman şerre dönüşecektir. Teyidi için araştırılsın; Tuzla ve Zeytinburnu facialarında, işveren konumunda olanların içinde namazsız ve süresiz kaç kişi vardı?!

3- Nüfusun yüzde doksan dokuzu Müslüman ülke:

Bu sözde bir yanlışlık yok mu? İslam, toplumun veya milletin selametli durumunu ifade eder. Korkusuzluk hâlidir. Toplum içindeki 'yalan' unsurunun yerleşikliği, yüzde doksan dokuz ifadesini nakseder. Hele ki, 'Anayasa hükmü' dendiği hâlde, anayasayı itme, düzen oluşturucu yasaları tepme, toplumun İslamlık sıfatını düşürücü unsurlardır. Namaz kılma, sure ezberleme İslamlık kabul edilseydi, Allah'ın Resulü Muhammed'e Maun Suresi vahyedilmezdi.

4- Anayasa'nın 24. Maddesi durduğu müddetçe:

Bakan diyor ki: ''Anayasanın 24. Maddesinin birinci bölümüne göre Din Kültürü ve Ahlak bilgisi dersi zorunludur; ikinci bölümünde ise, bunun dışında kalan 'din eğitimi' insanların kendi tercihlerine, küçük çocukların velilerinin tercihlerine bağlıdır''

Anayasa`nın 24. Maddesi tam karşımda. Okuyorum ve şaşırıyorum!

Mesela, ilk cümlesi:

''Herkes, vicdan, dini inanç ve kanaat hürriyetine sahiptir''

a) Vicdan: Ben, vicdan hürriyetine sahip olmak istediğimde, yani vicdanlı olmak istediğimde, vicdanlı olma hürriyetini bana kim verecek? Vicdanlılığın zıddı olan vicdansızlıktan başka, bir unsur daha mı var?

b) Dini inanç ve kanaat: Hiç bir toplumda, din oluşmadan inanç oluşmaz. Ortaya konmuş bir prensipler yumağı yoksa, 'inanıyorum' ifadesi, havaya taş atmaktan farksızdır. Kanaat ise, inanma gereğinin ilk basamağıdır.

Şimdi şunu söyleyebilirim: 24. Maddenin daha ilk cümlesinde mantık zorlayıcı ifade var. Bu cümle anlaşılır edilmeden, 24. Maddenin diğer cümle ve paragraflarını anlamaya imkan yok. Onun için, Din Kültürü ve Ahlak Bilgisi derslerinin hazırlanmasından ve okutulmasından bazı meşrep ehlinin şikayetini normal görmek gerekir. Anayasa'da, mantık zorlayan hükmün kalkması için çalışmamaya acaba ne demek gerek?

İktidar olmak, sorun giderici olmak idi bildiğimiz kadarıyla. İktidar üyelerinden biri olan Zât, ``...kaldığı müddetçe`` ifadesini kullandığına göre, demek ki, iktidar mensuplarının sorun gidermeye yetkili olmadıklarını anlatmak istiyor!

O zaman, mezhep ve meşrep ehillerinin, sorunlarla yüz yüze kalmasına devam!

İbrahim Faik Bayav

(10 Mart 2008) 

12 Kasım 2025 3-4 dakika 1 denemesi var.
Yorumlar (1)
  • 6 sa. önce

    Faik bey kimliğinizde 23 yaşında olduğunuzu belirtmişsiniz ve fakat ; eklediğiniz eserlerin yazım tarihine bakarsak ya o yazılar sizin değil ya da yaşınız doğru değil açıklama yaparsanız sevinirim