Öldürürcesine Geçmiş Zamanda Televizyon Yozlaşması

Ekonomik tepki olayı başa sarar, tahrip edilmek için en uygun zamanı kollayanları etkisiz kılacak bir ayaklanmada herkes eşit zarar görmez. Önemli yer tutan sorumluluğun yıkılmaya doğru gittiğini görebilmek zor değil.Televizyon yozlaşması nedeniyle, hücum edilen her gerçek kültürü yok edip yapaylıklar sunmak temel amacındaki bu serbestlik karşısında direnmenin zamanı gelmeyecek mi hiç.

Değerleri aşındıran buluşların dolaylı hareketine bağlı olarak eleştiriler dikkate alınmıyor. Günlerin yaygın biçimde ,uzun zamana yayılan sıkıntılarını almak üzere televizyona sığnılmasını hoş karşılamamak gerekiyor.Ancak,sözlerin amacından saptırılması,çalışkanlığın körelmesiyle beraber yeni kavramların günlük hayatta karşımıza çıkması ve tüketimi dizginleyebilecek yolların da en aza indirilmesi arasındaki ilişkiyi kimse inkar edemez artık.

Gösterişli hayat tarzına özendirilip bellekler yıkılmak isteniyor,çöküşe yaklaşanların mutlu olmasına yetecek bir düzeyde gözümüzün içine sokulan böylesine hareketlerin geçmişten bugüne evrilişine tanık oluyoruz. Gözetim ve denetim altında tutulan insanların çıkardığı sesten rahatsızlık duyulmamasının nedeni buradan kaynaklanıyor işte. Daha sağlıklı ve daha mutlu bir yaşamın filizlenmesine izin verilmediği için farklı derecelerde varlığı yavaşlatıyorlar. Süratle yayılan bilgi kırıntıları sayesinde doğruluğu kendi ölçütlerimizle tercih edemiyoruz.

Tüyler ürpertici gelişmeler karşısında her yaratığı noktalamayı öğrendik. Gündeme atılan tarihleri günlük,haftalık,aylık periyotlarla silmeye izin verilmiyorken başkalarının gösterişli hayatlarının gözümüzün içine sokulması birliğin boyutunu gösteriyor. Yanıltıcı olan ise,kişisel çıkarların hep dayatılmasıyla bir sınıra kadar çekilecek olan bu devamlılığın zirve yapması değil, tavana çok yaklaştığı bir anda hızla düşecek olmasıdır.