Paranın Dini İmanı

Paranın dini imanı var mıdır ? Varsa;mezhebi nedir? Yoksa;dinsizin eline geçtiği zaman yalnızca kötülükte,imanlının eline geçtiği zaman yalnızca iyilikte mi kullanılır?Paranın şeyhi merkez bankası,müritleri bankalar mıdır acaba? Merkez Bankası faizsiz bankalara özel daha yeşil banknotlar;zevahiren sisteme daha entegre duran bankalara ve taşıdıkları tahmini zihniyetlere göre,açık yeşil,yerine göre kırmızı,hatta daha bir kırmızı (Kızıl) banknotlar basabilir mi?Sahi bu paranın dini varsa İmam'ı kimdir;yoksa Fidel'i kimdir?
Neyse,zaten konuya Sayın Başbakanımız,geçen yıl Mart,ayında Hatay'da Ruslarla ortaklaşa kurulan bir demir çelik fabrikası açılışında son noktayı koydu da bizi böyle gereksiz polemiklere girmekten kurtarmış oldu...
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, 'geçmişte yapılan sermayeyi renklerine, milliyetine, coğrafyasına göre bölme yanlışına' kendilerinin son verdiğini ifade ederek, 'Paranın dini, imanı, milleti, vatanı olmaz; para paradır. Para cıva gibidir, kendisine uygun nereyi bulursa para oraya akar' dedi. [10 Mart 2011, Hatay Dörtyol,Atakaş Grubu-Rus MMK Grubu ortaklığı demir-çelik fabrikasının açılış töreni.]
Yani benim anladığım kadarıyla(herkes istediğini anlamakta serbest bu arada),para son derece riyakar bir karakteristik özellik taşıyor...Anti parantez,yukarıda bahsi geçen ortaklığı eleştirdiğim falan yok.Bu münasebetsizliğimin sebebi,konuyla ilgili devlet-i alinin en yüksek makamının yetkili bir ağzından çıkmış ve böylesine konuya cuk oturan tarihi bir sözü atlamış olmamın;şu araştırmacı gazetecilik ruhumda açacağı ileride telafisi mümkün olmayan derin yaraların sarılamama ihtimali hezeyanından başka bir şey değil...
Bu mühim açıklamayı yaptıktan sonra kaldığımız yerden tam gaz devam edelim derim..Şu para baya bir riyakarmış meğer demiştik ve resmen de tescillemiştik.Üstelik bir de bu paranın vatanı,milleti de olmazmış..Parayı basan,bize Hasan yani...Bu memlekette...

Olabilir..
Gayet doğal...
Ermeniler,1991 yılında Rusya'nın gizli desteğiyle Hocalı'ya girip katliam yapmış olabilirler..Eminim bu yazıyı okuyanların yüzde dosan dokuzu şunları ayrıntılı olarak ya bilmiyordur ya da unutmuştur:Dönemin SSCB Başkanı Gorbaçov'un, 25 Temmuz 1990'da yayımladığı bir kanun ile SSR (Sovyet Sosyalist Cumhuriyeti) kanunları dahilinde olmayan silahlı grupların kurulmasını yasaklamış ve kanunsuz olarak saklanan silahlara el konulmasını sağlamıştır. Bu kanunla birlikte Azerbaycan'ın bütün bölgelerinde av silahları da dahil olmak üzere silahlar toplanmış, Dağlık Karabağ'da ise bu görev Rus askerleri tarafından bizzat yerine getirilmiştir. 1990 yılının Ağustos ve Eylül aylarında Ermeniler saldırılarını doğrudan Azerilere yöneltmeye başlamışlar, otobüs baskınları, yol kesme gibi terör eylemlerine kalkışmışlardı 1990 yılı başlarında yaklaşık 186 bin Azeri, Ermenistan'dan Azerbaycan'a gitmeye zorlanmıştır. Ekim 1991'de ilk Azeri köyü Ermenilerce ele geçirilmiştir. Hocalı Katliamı, Rus askerlerinin desteğiyle 25?26 Şubat 1992'de Hocalı'ya ulaşan Ermeni kuvvetlerince gerçekleştirilmiştir. Rusya olaylarla ilgisinin olmadığını iddia etse de, Rus ordusuna ait 366. alayın 1991'in sonbaharından beri Ermenilerin safında savaştığı, alaydan kaçan dört askerce doğrulanmıştır.
E ne var şimdi bunda! Olabilir..Paranın dini,imanı vatanı milleti olmaz demedik mi zaten! Hem ne alakası var canım? Böylesine Globalleşen bir dünyada,bu tür duygusal yaklaşımlarla Dünyanın ilk on büyük ekonomisi olma hedefini nasıl yakalayacağız sonra? O iş başka,bu iş başka,kadayıf başka...Hem Azeriler,Kazaklar,Türkmenler,Uygurlar zaten bizim 'din' kardeşimiz,biz de onların ağabeyleriz...Rus başka,Çin başka..Aşkımız bambaşka...
Bu mantığa göre şöyle bir paradigma ortaya koyabilir ve örnekleyebiliriz..(Bu benim paradigmam,sizinkini bilemem).Eğer konu 'para' ise,devletler,'geçmişte yapılan sermayeyi renklerine, milliyetine, coğrafyasına göre bölme yanlışına'düşmemek adına,'paranın dini,imanı,vatanı,milliyeti olmaz' mantığından yola çıkarak;yukarıda zikredilen Hocalı,Uygur gibi katliamları bir müddet tarih sayfalarındaki yerlerinde bırakılabilirler.(Yeri ve zamanı geldiğinde,ahval ve şerait üzre,Dersim gibi,tekrar açılması muhtemeldir.)Ayrıca mevcut konjonktürün umiyye-i sıhhiyesi bakımından gereken vechin izlenmesinde her hangi bir mütalaaya gerek duymaksızın,ülke ve tarihsel geçmiş ayrımı yapmaksızın bir konsensüs sağlanmasında her hangi bir mahzur yoktur.Mamafih,muhtaç oldukları kudret de zaten damarlarında dolaşan asil kanlarında mevcuttur..
Efendim,şöyle demek oluyor şimdi,yani...Memleketin ekonomik yüksek menfaatleri açısından,halkın bu konudaki genel tepkisini ve milli duygularını dikkate almaksızın;isterse kardeş gördüğün ve tarihsel kader birliği yaptığını ifade ettiğin bir ülkenin yedi ceddini kazısınlar,bunun hiçbir önemi yoktur.Çünkü aslolan paradır,gidip o ülkeyle istediğin gibi işbirliği yapabilirsin..Burada dikkat edilmesi gereken önemli ayrıntı,bu tür ülkelerle yapılan ticaretin irdelenmesinden çok,söylenen,sıkılan lafların ne gibi bir denkleme oturduğunu tahlil etmektir amacımız..Yoksa,tabi ki belli ölçüler içinde uluslararası ticaret yapılacaktır.Buna Rusya ve Azerbaycan ikili ticaretleri de dahildir..Aşağıda bariz olan değerleri yerlerine oturtup,eşitliğin diğer tarafına uygun bir şekilde geçirdiğimiz zaman sanırım denklem yerine oturacaktır...
Mesela elin Fransız'ı çıksın ve meclisinden absürt bir kanun geçirmek istesin...Neymiş efendim,Ermenilere soykırım yapıldığını inkar edene ceza verileceğiz desinler mesela...Biz de mangalda kül bırakmayalım..Hadi boykot edelim! Asalım,keselim! Diyelim..Allah'tan şu Fransızlar bu işlere baya Fransız kalıyorlarmış ki,adamların akıllarına;e be kardeşim,sen gidip Azerileri kesen Ermenilere destek olan Ruslar ile 'Paranın dini, imanı, milleti, vatanı olmaz' diyerek konsensüs (Takiyye) yaparken aklına vatan millet Sakarya gelmiyor da,şimdi ben takiyye yaparken mi aklına vatan Millet Sakarya geliyor! Hadi kabul et ikimiz de bu şovu dini imanı olmayan şu riyakar paranın uzaktan akrabası,yakın dostu,kankisi olan iktidar için yapıyoruz demiyorlar...Tek fark,biz bu işi mecliste yapıyoruz,malum bizimkiler zaten Fransız,gece gündüz romantik takılıyorlar;siz bu işi alenen yapıyorsunuz,hala anlayamadık,sizinkiler bizden Fransızlar ama gece gündüz dramatik takılıyorlar..
Hay Allah bak sen..Konu nereden nereye gelmiş...Ne demişler para sesi,su sesi.....Neyse...
Bu kadar paradan bahsedip de Napolyon'a dokunmadan geçmek gerçekten büyük saygısızlık olurdu değil mi ? Ben izninizle Monşerler'in ünlü sözlerine küçük bir ekleme yaparak katkıda bulunmak istiyorum...

'Para! Para! Para! Civa..!' [Napolyon Bonapart]

Orijinali de şöyle oluyor efendim; 'L'argent! L'argent! L'argent! Vif-argent...!' [Napoléon Bonaparte]

(Civa kelimesi Fransızca'da temiz ve para kelimelerinin birleşiminden türetilmiştir..Cuk oturmak diye ben buna derim).

Hazır parayı fişlemeye başlamışken,bir başka yazımda,yazmaya ve harcamaya doyamadığım şu gayri Müslim paranın diğer akrabalık,karanlık,aydınlık ve samanlık ilişkilerini bir 'Amatör Arenacı' ruhuyla masaya ve mümkünse bankaya yatırmak istediğimi arz ederim efendim...Saygılar...

(Au revoir...)

13 Şubat 2012 6-7 dakika 7 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Akhisar Gözde Haberde okumuştum bu yazını tekrarda fayda var derler

    hayırlı olsun gazetecilik günlerin kutlarım...