Rüyanın Zerafeti

Bugün rüyamda seni gördüm. Kaşların çatık mıydı, suratın asık mıydı bilemedim... Öylece geçip gittin hüznümün içinden, sonra boynumu büktüm sensizliğin külfetini düğümleyip boynuma astım. Uzun zamandır yoktun, yoksa özledin mi? Kusura bakma pek iyi ağırlayamadım, şaşırdım aslında sensizlikle dostken seni gördüm diye...

Aradan yıllar geçmiş meğer, gelmezsin sanıyordum. Sigaranın dumanında uçup gittim sanıyordum, yanılgılarla büyüttüğüm kalbimde 'sanmışım' sadece... Bilememişim hiç, senin de kırık bir kalbinin olduğunu... Benimki kadar ederi olmaz ama kırılmışsın anladım.

Şimdi ne desem bilmem ki, "Affet..." Hayır, bu olmaz. Zaman aşımı bize hata kodu gönderdi, affet demek işe yaramaz. "Seni özledim" Hayır hayır, bu da olmaz.

Gözlerimi görürsen anlarsın belki hislerimi, bu gece yine gelir misin? Başka türlü derdimi anlatamayacağım, belli...


Şirazesi yoktu yüreğimin hiç, öyle bir kalıp biçmişim ki fiyatında bile noksanlık var. Sen görürüm, ben görürüm hiçbiri 'biz' olamaz...


Yarın da seni rüyamda görür müyüm? Sahi, gözünü seveyim söyle kaç sene oldu? Nasıl, değişmiş miyim? Eh tabi, yıllar yılları kovaladıkça yaşlandık...

Yaşlarım yaşlarına dokunamadığı için bir yaş daha bıraktım. Lâkin bu yaş, diğerinden biraz farklı...

'Gözyaşı...' Gözlerimden gözlerine düşsün istemedim, bütün bir yaşı yüreğime bıraktım.

Sana kızdığım anlar oldu bunun için yüreğim affetsin öncelikle beni... Devrik cümlelerimin harflerinde sallandır beni, eğer seni bir daha bulmazsam kalbim yoksaysın beni!

Yıllar birbirini kovaladıkça sen bana ve ben sana hiçbir şekilde iz bırakmamışız, bunu son hamlelerimde anladım. Atak yapıp yüreğinde eskisi gibi dostane yer kapayım istedim ama konamadım, dalın kırılmış meğer pardon anlayamadım...

Neden geldin? Bana bir gerekçe sun içim rahat etsin. Neden geldin yorgun rüyalarıma?

Bilmezsin, onlar benden daha yaşlı, daha yorgun ve daha kırgın... Uzun zamandır gördüklerimi hatırlamazdım, sen geldin rotası değişti hafızamın... Bana geleceğine, sana gitti.


Sana gitti, sen almadın bir daha da bana gelmedi. Gitmekle kalmak arasındaki fark bu kadar derin işte, anla! Ritmini alma yüreğimin, heyecanlarımın içinde kayboldum işine yaramaz.

Bil ki, ben büyüdüm kirlettiğin o aşk artık ikimizin de işine yaramaz. Bugün rüyamda gördüm seni, kafana vurdum kürekle güldün umursamadın. Umarsız aşk serüveninde masal kitabına yazdın beni, utandım hiç acımadın kızdım.

Anla beni şimdi, gör bak hâlime. Kafayı sıyırmama ne kadar var hesap et... Doyurmazsan beni geçmişten kalma o aşkla, acılarımdan ilave ederim sana. Acıtırım, acınacak duruma gelir yanarsın. Sana bakıyorum hayalimde, hissettin mi? Öksürük tuttu birden, yoksa rahatsız mı ettim? Bu kadar nazik miydin?

Al bütün zamanlar senin olsun ben acıkırım aşka yine, senden kopar sevdalanırım bir şekilde...

Fark edemediğim birçok gerçeğin içinde düş olmuşum 'yalan' dediğinde dönüp bakamadım bile.

Düştüm ben, bir düş... Rüyamın inceliğinde kirpiklerine dokunmak yerine kafanı kırdım işte!

Şunu bil; bir daha gelirsen eğer çıkış yok sana. Gitmeleri ezberledin ama bir daha göndermek yakışmaz bana...

03 Ocak 2012 3-4 dakika 464 denemesi var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 12 yıl önce

    Eğer bir insan duuuuuuuuurmadan 'beni sensizliğe berbat ettin ' avazlarına soluk yetiştirmekle zamanını oyalarsa, ne başlangıcı vardır yeninin, ne de iyleşmesi...iyi olması eski yaranın. İnsan ilişkileri akılla çekip çevrilir, arzuyla heveslendirilip yoluna yordamına seferci kılınır. Biri olmadan dişğeri baskın gelirse, insan denen varlık feleğini temelli şaşırır.Bu yüzden imkensız devamsızlıklara yüreği ve eli yetebilmelidir insanın. Ki, kimsenin ne ahı kalsın kimse de ne de zulmü. Aşklarsa insan gibi yaşansın. Bu dilekle bana göre bu yazı çok türlerinin en yaygın haliyle tam TÜRKİYE vasatı. Umarım anlayışla karşılarsınız. Not: Bu yorum, çok başkalık arzetmeyen birdiğer yazı için de yapıldı.