Saat Kaçtı

Çiğ ve utanç verici kalbimin üzerinden...




‘'Reşk etme görüp sürh pilavını ümeranın
Hün-i ciğeri ve gözü yaşıdır fukaranın''




Saat Bilmem kaçtı :. Kütüphanemde eski bir kitapta, Krallarla arkadaşlık yapma'' diye yazıyordu. Bu ağır nasihati böylece işitmiş bulundum. Teslimiyetin cüz'i ve tesellinin ederini yoklama adına ,bana bu söz ne hissettirebilirdi? Eğer bu söz bir krala aitse anlam hafifler mi yoksa korku çoğalır mı? O esnada bir arkadaşım dedi ki ‘'O nasihat bir kralın ağzından çıkmışsa asıl o zaman korkmak gerekir'' Bunu duyar duymaz elimden ve aklımdan bütün kralları bu yılın son gününde düşürdüm. Ama bundan önce kitabı son sayfasına kadar okuyup bitirmiştim.




Saat Sizin saate baktığınız an'dı :. Elim bir başka kitaba değdi. Gözümü kitabın kapağında gezdirirken kulağıma değen türküyü kitabın üzerindeki yazıyla sürüyordum. ‘'İnsanoğlu türküsüz kaldığı zaman gurbettedir diyeceğiz. Türküler ve şarkılar var. Millet var. İnsan var. Türkülerde ve şarkılarda şiir var, hikmet var ,yaşama kuralları var. Türkülerde ve şarkılarda ahlak var, töreler var, gelenekler var. Asıl en mühimi yüreğimiz ve gönlümüz var.'' İnsan edebiyattır. Kendi edebiyatını şiiriyle, romanıyla, masalıyla yaşar ve yaşatır . Hüznü ve kederiyle kaderinin içinden bata-çıka bütün kötülüklerinden arınmaya çalışarak çıkmaya çalışır. Garip kalma ve sevgili olma isteğini yüreğinden sökemediği için kişiliğinde şahsiyetli olmaktan vazgeçemediği için, kimliğini mezar taşına edebiyatıyla ebedileştiren insandır.




Saat Gece ile ayın öpüşme anı'ydı: . İnsan en küçük öznedir içinde ve konuşan, düşünen bir özne olarak geçmiş yaşantısına yaklaşır daima. Gelgitlerin, kekemeliklerin çoğalış ve tükeniş sürecinden geçerken, dili sese, sesi bir çok hatıraya ıslık çala çala bulaşır. Kucaklayıcılığına gönlünü öylesine açar ki, kavuşma ve kavuşturma en güzel anılarda yerini alır. Belki de Adem'i Ademlikten ayıran edebiyatın o ince çizgisinden hikmeti öğrenir. Belki de edebiyat sayesinde içkin hale gelen şiir ve nesir'in getirdiği duygu nüvesini gönlüne taşır. Belki de Ademle başlayan edebi sorumluluğu üstlenerek hayata , dünyaya, en güzel duygularla bir taş koyarak, duvarın örülmesine katkısı olur.




Saat duvardaki çıplak portrenin uyuma vaktiydi: . Sanki içimin perişanlığına perde çekmeye çalışıyorum. Geçen onca zamana küsmek niçin? diyorum içimden. Oysa hayat kozasını patlatıp yapraklanmaya durmuş. Kendi seyrini belirlemeye ram olmuştu. Yaşama tarzını edebiyatlaştırmak ; okuma ve yazma alışkanlıklarını dünyayı katletmeden gerçekleştirmenin hazzını yaşamalı insan daima.




Ve saat iki gözümüzün çarpışma an'ııydı:. Düşündüklerimi ve okuduklarımı bunca zamandır paylaştığım ŞiirKolikte yeniden paylaşmak için ŞiirKolik sayfasına not düşüyorum. Edebiyat insanın içini kemirir. Ruhunu inceltir hep. ‘'aynı daldaydık aynı daldaydık/aynı daldan düştük ayrıldık'' deyişi söylenilmek istenenin aşıkar ifadesidir. Bir arada sorunsuz yaşayan koca bir aile olmanın en önemli şartı, özünden ıraklaşmadan, birbirimizi yalnızlaştırmadan, yalnızlığımızı susturabilecek mühimmatı yine edebiyatımız ve ŞiirKolik için kullanmak olacaktır.

05 Haziran 2017 3-4 dakika 51 denemesi var.
Yorumlar