Samimiyetsiz Şefkâtler

Sıkıldım artık söylemek isteyip de söyleyemediğim cümlelerimin beni yiyip bitirmesinden..
Ve bıktım artık,her söyleyemediğim cümlenin beni 'kendimden' bir şehir daha uzağa düşürmesinden..

Bir can yanmasıdır bendeki bu suskunluk,bu durgunluk,bu kimseyle konuşamama,kimseyi görmek istememe istekleri..Hayatımın bu kadar isteksiz bu kadar yalnız ve bu kadar renksiz geçmesine sebep olanlara,giderken birtek cümle sarf edememiş olmam,benim yalnızlık edebini,terkedilmişlik edebini bilmemden kaynaklanıyor gibi gözükse de biliyorum ki bu suskunluğumun tek sebebi;tamamen aciz kalbimin,kendisini duymayan,görmeyen,görse de görmemezlikten gelecek olan terkedenlerin, kendisine bir vesile olup tekrar kendilerini sevdirme ihtimallerini acizliğinde yaşatmasından..

Ben yaşamdan soğuyup kendimi kendi içimde yok ettiğim zamanları yaşarken,bana böylesine karşı çıkan bu hain kalbim,beni kendime karşı o kadar aciz,o kadar sefil düşürüyor ki, bunu kimselere anlatamam,anlatsam da kimseyi inandıramam sanırım..Her gidenin beni böyle aciz bırakmasını anlamaya çalışırken,anlayamadığım ya da anlamak istemediğim ya da kabullen[e]mediğim,gidenlere masum gibi gözüken,onlara yalandan gülümseyen ve güçlü gözüken tavırlarımın aslında sahte olması ve bu sahteliği ne yazık ki benden başka bilenin de olmaması..Bu bilinmeyen,görünmeyen duygularım,yalvarışlara dönüşürken,bunlardan beni terkedenlerin haberinin olmaması ve onların da başka birilerine ben gibi sessiz yalvarışlar yollaması benim fena halde canımı sıkıyor..

Sevgiye bu kadar muhtaç olan benliğimin,ilk gördüğüne böylesine sarılıp teslim olması da,beni karşımdakine karşı her zaman güçsüz bırakıyor ve beni terketmelerini böylesine kolaylaştırıp,kendimden bile esirgediğim sevgiyi ucuzca harcamalarına sebep oluyor ve bu sebepten doğan teslimiyetin,gidenlerin ardından kendi içimde intiharlar yaşamaya başlayan bir sefil kişilik oluşturması da fena halde canımı sıkıyor..

Canımı bu kadar yakanlara bazen kızıp isyan ediyorum, bazen de acıların çok da anormal olmadığını düşünüyorum, ki; ağzında bal olan bir arının bile can yakan bir iğnesi olduğunu hesap edersek,ağzında bal gibi olmasa da aynı tatlılıkta sözleri olan ve gerçekten işi bal yapmak olmayan birinin acı çektirmesi çok da anormal olmasa gerek diye düşünürken,acıları artık bu kadar sıradan görmemin,beni kendine acı çektirmekten zevk alan biri olarak göstermesine pek aldırmıyor ve bu sıradan ama hiçbir zaman yaşamaya sırası gelmeyen duygularımı yaşatmaya çalışıyorum,içimdeki intiharlarıma inat..

Bana acılar çektirip, sevgimin,aşkımın kıymetini bilmeyenleri bazen hiç anlayamıyorum ve hiç anlatamıyorum bu hain kalbime..Onlar ki bunca sevmeme bunca değer vermeme aldırmadan,beni sever gibi görünüp,başka kalpler için çoktan yanmaya başladıklarında ve bana hep samimiyetsiz şefkat dolu cümleler kurduklarında anlıyordum,terkedilenin ben değil de aslında onların olduğunu,zira böylesine duyguları yaşatan ve bir sevgiyi boşa harcayıp aldatanın,kendi benliğini terkettiği aşikâr değil mi?
Bir şarkıdaki ağıtta veya yalnızca acı'da veya sadece yürek burkan sözlerde kendini bulan hayatımın hayat olmaktan çıktığı ve beni çıkışı olmayan çıkmazlara soktuğu bu karaktersiz günlerde kendime tutunacak bir dal arıyor oluşumun bende var ettiği tuhaf hayallerin gerçekleşmesini beklemem,beni ezik,zavallı bir kişilik haline getirmesine de engel olamıyorum artık..

Var ile yok arasında geçip giden bu gençliğimin,gençlik olduğunun farkına varamadan bitip gitmesi ve gidenin ardından sessiz kalıp, şefkat dolu ayrılık cümlelerine karşı verecek bir cevabı olmaması ve her defasında samimiyetsiz şefkatlere mağruz kalı, gidenlerin bütün bir hayatına,hayati değerlerine haciz koymasına engel olamaması da beni büsbütün soğutuyor artık gençliğimden...
Ve ben yaşadığım bunca soğukluğun beni böyle insanlardan ve hayattan soğutup,sadece bir geri dönüşe gebe bırakmasından ve kendi iç sesini bile duymaktan korkan bir kişilik oluşturmasından nefret ediyorum artık. .

Bütün bu olup bitenlerin bu kadar karışık bi o kadar saçma gibi gözükmesi şaşırılacak bir şey gibi gözükse de aslında, bütün olup bitenler çok açık ve net olduğu kadar bu olanların hepsi gerçeğin ta kendisi ve içinde sadece bir geri dönüşü barındıran,dönüşle canlanacak olan ölü duyguların barındığı bir sığınak ve yalnızlığa karşı kol kanat germiş bir savunma mekanizması kendi dünyamda yarattığım..

Ben kendi dünyamda yarattığım bunca inanılması zor ve gerçekleşmesi bi o kadar imkansız olan düşüncelerimi kafamın içinde ordan oraya döndürüp dururken,bu terkedilmişliğin ve terkedilmişlikle oluşmuş içine kapanık,sesi çıkmayan,insan içine çıkamayan ve elinde gidenlerin bıraktığı samimiyetsiz şefkatler yüzünden,kendini ezik hissedip kendine acıyan bir insan müsveddesinin içimde varolduğu gibi yine öyle intihar edip kendini yok etmesini ve bu samimiyetsizliklerin bitmesini istiyorum artık bütün samimiyetimle..



Ayrılık dolu,samimiyetsiz şefkâtlere söylenecek söz yok dilimde,
Sözler ki; utandırıp mahçup ederdi gideni ,eğer olsaydı dilimde!

19 Nisan 2011 4-5 dakika 7 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar