Sana Geldim Bu Gece

Sana geldim bu gece. Nedensiz, ortada hiçbir gerekçem yok başlı başına yalın hâlimle öylece sana geldim. Belki de yıllar geçtiğinden, ya da yılların beni kovalamadığını gördüğümden...
Hayır, aslında yalnızlığımdan... Üşüdüm, içeri alır mısın? Söz veriyorum gözlerine değmez gözlerim, ellerini tutmak için çabalamam ses tellerinden medet umup ayrılık türküleri çığırmam.
Cefasını da çekerim ayrılığın, sefasını da sürerim asil sayamadığım misafirliğin ve yalnızlığımın devasızlığının...

Saatler birbirlerini kovalamıyorlardı aslında. Fikrimizin telaşıydı ışıkları bize öylece sürgün yemişiz gibi kapattıran.

Sana geldim bu gece. Ne olur, sorgulamadan beni içeri al. İstersen sessizce bir köşede otururum sesim hiç çıkmaz, sadece nefesinin değdiği havanın bir nebze olsun güzelliğini yaşat bana.
Korkuyorum, senden sonra hiç kimse görmedi beni... Aslında öncem de yoktu, sonum belliydi.

Yağmur yağıyor yüreğime, ılık nefesinle beni terbiye et. Nasıl hitap edeceğimi de bilemiyorum. 'Sevgilim' desem çok demode... 'Canım' desem, canını bağışlar mısın canıma bilmem... 'Arkadaşım' diyeyim en iyisi eski samimiyetimizin hatırına.
Uçuk bir münasebet değil benimki, yaralarımın bir anlık teselli ikramiyesi ol yeter bana. Arkadaşım, yorgun düşlerimi salmam için fırsat tanı bana...

Sana geldim bu gece. Gözyaşlarımla birlikte sırılsıklam olma korkusunu taşımadan beni içeri alır mısın? Titriyorum arkadaşım, çok titriyorum.
Yaşarken emanet ettiğim yüreğimi, ne olur yeniden bağışla bana.
Derin bir nefes çektim içime, sorgusuz sualsizce. Yarışmaktan korktu belki de yüreğim.
Nöbetleşe bir hayal kuralım seninle. Sen benim ol hayallerimde, ben zaten seninim yeter ki al beni, bileyim ki emin ellerdeyim hiç korkmayayım gizliden gizliye.
Ortaklaşa bir hayalimiz olsun seninle. Kabul edemezsin öyle değil mi?
Etmezsin ki... Gönlünde başka bir aşkın nağmeleri yer değiştirir olmuş. Sevdan onun adında size ait bir türkü olmuş. Ben yalnızım, yapayalnızım...
Tek bir saniye bile olsun kalabalıklaştır beni, hiç kalmayayım şu an kendimle. Kendimle kendimi tanıştırmayayım her saniye. Sebepsiz, sensiz, yalnızlıktan bile bihaber yaşıyorum bazen, çaresiz...

Elini tuttun mu, onu öptün mü, sevdiğini söyledin mi?
'Eşeğim' derdin bana, hâlbuki nedensiz bir yakıştırmaydı sonra öğrendim ki ona da 'Eşeğim' diyormuşsun. Her sevilen senin gözünde böyleyse, aşk iki adım geride dursun.
Ben senden sonra hiç kimseye mazimin en ıslak yerinde olduğunu söylemedim inan.
Sendin benim mazimi geleceğinle ışıklandıran... Sonra kayboldum o tozlu sayfalarda. Sev onu sevdiğim, ben de yalnızlığın deli bekçisiyim. Sana geldim bu gece, al beni içeri.
Üşüyorum, bir yudum çayını esirgeme. Gözlerin çayım, sözlerin aldığım nefesin olsun.
Bana senden ayrı geçireceğim koskoca bir ömrün bir günlük saadetini çok görme.
Üşüyorum sevdiğim, titremek bu kadar kolay mıymış sevene zulmedilince?
Ellerin de gözlerime değmedi, sesini unuttum bile. Al beni içeri, aşkınızı kirletmem. Çayın da alacağım son nefesin de senin olsun o hâlde bana son bir iyilik yap ver beni kendime.
Senden sonra rastlayamadım hiç kendime... Kendimi kendimle tanıştırmıştım, memnun olamadım bile sensizlik beni derbeder edince.
Asık suratınla beni yok etme sevdiğim, mazinin gül yüzü geçsin yüzüne. Gidiyorum işte, hatırım bile geçmemiş yüreğinin serin sularına. Üşütmemişim, yakmamışım hiç bunu anladım.
Olsun, donarım yalnızlığımla öylece...
Kapat kapını, sevdanın hüznü bulaşmasın kir pas içinde kalan zalim yüreğine!

21 Ocak 2012 3-4 dakika 464 denemesi var.
Yorumlar