Sevginin Koyu Hali Aşk

Somut kavramları anlatabilmek; gözü gören, dili dönen her insan için kolaydır. Nasıl olduğunu siz benden daha iyi bilirsiniz. Anlatacağınız her ne ise ona şöyle bir bakarsınız; niteliğini, niceliğini sıralayıverirsiniz ama soyut kavramlar için hal böyle midir? Elbetteki hayır. Olayın rengi bir anda değişiverir.

İnsanoğlu, varolduğundan beri yüreğindeki aşkı önce taşlara sonra duvarlara derken kağıtlara yazmış. Bu bazen şiir bazen destan bazen gazel bazen de resim olmuş. Sevdiğinin önünde diz çökmüş, aşkını kanıtlamak için dil dökmüş. Sazının telinden sevdiğinin yüreğine ezgilerin tınısıyla müzik pınarından akmaya çalışmış. Gelgelim "Seni seviyorum" sözü yüreğindeki sevgi okyanusunun bir damlası dahi olamamış, tamamını anlatmaya da bir türlü yetmemiş.

Çiftlerin birbirine "Beni seviyor musun?" diye sık sık sormalarının yegane sebebi belki de budur. İlişkinin başlangıcından sonuna kadar bıkıp usanmadan yürekteki aşk bu soruyla test edilir. Cevap her koşulda aynıdır ama nedense kulaklar bu söze oldu bitti doyumsuzdur.

Beş duyu organınızın yardımı olmadan yüreğinizin sesini karşınızdakine duyurmanız yorar sizi; üstelik bu tatlı bir yorgunluk olsa dahi. Hatta, böyle bir ruh halindeyken yazım kılavuzundaki kelimelerin, kuracağınız cümleler için ne kadar az olduğu bile geçer aklınızdan.

Yürek, ruh, alfabe hepimizde mevcut; dil de aynı dildir ama farklı olan sevginin anlatım şeklidir. Siz, sarf edeceğiniz sözlerinizi, daha dudaklarınızdan dışarıya süzülmeden önce içeride inci gibi sıraya dizmek, sesinizin tonuna en kadifemsi dokuyu kazandırmak istersiniz. Bir ressamın tablosuna kattığı o müthiş derinliğin aynısını cümlelerinizde de sağlamayı arzu ederseniz. Fakat şu da bir gerçek ki herkes sözcüklerini allayıp pullayamaz ya da süslemek istemez. Kişi, alenen ilanı aşk etmez ama ruhundan geçenleri sıcacık bakan gözlerine yansıtabilir. Bu, eğer çekmek isterseniz dünyanın en açık kopyasıdır.

Monteigne'in "Bilimler de her şeyi pek fazla inceltiyorlar; herkesin bildiği doğal yoldan çıkarıp, bambaşka ve yapmacıklı bir kılığa sokuyorlar. Bizim evde uşaklık eden delikanlı aşkın ne olduğunu biliyor, içinde de yaşıyor. Ona Léon Hébreu'yü, Ficin'i okuyun. Bu adamlar ona kendinden, kendi düşüncelerinden, kendi yaptığı işlerlerden söz edecekler ve o, hiçbir şey anlamayacaktır bunlardan. Aristo'yu okurken onda benim duyduğum, yaşadığım şeyleri tanımaz oluyorum. Her şey okulun gerektirdiği bir kılığa bürünüyor. Bundan ne kazanılıyor bilmem! Ben olsam onlar gibi doğayı sanatlaştıracak yerde sanatı doğallaştırırdım" bu düşüncelerine katılmamak mümkün mü?

Sevgi; yaşama farklı bir tad veren, haz duyduran, mutluluğu iliklerinde dahi hissettiren, bulutlar kadar özgür, denizler kadar engin asil bir duygu. Montaigne "Doğru bir kürek suda eğri görünür. Önemli olan bir şeyin görülmesi değildir yalnız, nasıl görüldüğü de önemlidir" sözü aslında her şeye açıklık getirmekte. Yani diyeceğim o ki yüreğinizdeki sevgi ister kıvılcım halinde ister kor halinde olsun yeter ki bunu karşınızdakine hissettirin. Bu belki küçücük bir sözcük, belki içten bir bakış, belki sıcacık bir dokunuş olabilir eminim verdiğiniz elektriği karşı taraf mutlaka alacaktır. Çünkü doğal olan her şey sahtesinden anında ayırt edilir.

Sevgi; hayatın en güzel rengi aynı zamanda en ham ve değerli madenidir. Yeter ki işlemeyi bilelim.

09 Ocak 2012 3-4 dakika 31 denemesi var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (3)
  • 12 yıl önce

    Değerli Seçki Kuruluna teşekkürlerimi sunuyorum. Selam ve sevgilerimle.

  • 12 yıl önce

    Çoğu zaman bakışlarda başlasa da aşk ve insanların birbirine ısınması, her zaman için tensel iletişimde insanları birbirine oldukça yakınlaştırır. Sevgi özünde iyilik güzellik şefkat gibi duyguları barındırsada, insanın herkesi ya da her gördüğünü birden sevmesi zor bir olay, bazı şeyler zamanla oluyor ve taşlar yerine zamanla oturuyor. Okullarda her bilim dalı pratik olarak öğretilir önce, insan meslek sahibi olduktan sonra okulda edindiği tecrübenin belik yüz mislisini mesleğini yaparken öğrenir ve geliştirir. Sevgide de böyledir. Çok sevgi dolu anneniz babanız aileniz olabilir. Olgunluğa erişince sevgi adına onlardan öğrendiğiniz şeyleri arkadaşlarınızla olan ilişkilerinizde uygularsanız ancak yol alırsınız hayat da ve sevgi de...Kutlarım Aysel hanım içtenlikle güzel bir deneme olmuş...👍

  • 12 yıl önce

    Ahmet Bey merhabalar yine çok kıymetliydi yorumunuz. Büyük bir ilgiyle okudum. Beğenmeniz benim için onurdur. Teşekkürler. Selamlarımla.