'Susuz Kalmış Çiçek Gibi Boynu Büküktür Aşk'
Bir gün iki serçe karşılaşır ve çok iyi arkadaş olurlar. Zamanla bu arkadaşlıkları aşka dönüşür. Birbirlerini o kadar çok severler ki...
Masallardaki gibi masum, yalansız bir aşk yaşarlar. Her gün birbirlerine olan aşkları biraz daha büyür. Günlerden bir gün serçeler gezerken dişi serçeyi bir avcı yakalayıp kafese hapseder. Diğer serçe sevdiğini kurtarmak için bir şeyler yapmaya çalışır ama kurtaramaz. Dişi serçe o kadar çok korkar ki bu korkusu ölmek ya da bir ömür hapsedilmek değildir. Onun korkusu sevdiğini dünya gözüyle bir kez daha görememe korkusudur. Aşk budur belki, ölüme giderken bile sevdiğin için üzülmek. Diğer serçe de sevdiğinin ölmesinden korkar. Dayanamayıp avcının evine tekrar gider. Pencereye konup sevdiğini bir kez daha görür. Dişi serçe kafeste halsiz, bitkin bir şekilde duruyordur. O alışık değildir üzerine kapıların kapanıp küçücük bir yerde yaşamaya.
Avcı onun bu halsizliğini görünce ?Sen benim kocaman midemi doyurmayacaksın anlaşılan. Hem sen ne kadar da çirkinleşmişsin' deyip küçük serçeyi kafesten dışarı çıkarır. Dişi serçe çok geç cevap verir hasta oluşunu. Erkek serçe sevdiğinin serbest bırakıldığını görüp yanına gider. Dişi serçe halsiz olduğu için uçamıyordur artık. Diğer serçe onu o kadar çok sevdiğinden tüm gücüyle dişi serçeyi yuvasına getirir. Yuvaya geldiklerinde dişi serçe artık iyice hastalanmıştır. Diğer serçe ? İyileş artık bak ben yanındayım' der. Dişi serçe sessiz bir şekilde ?Ben seni çok sevdim' diye yanıtlar. Serçe susar , biraz sonra cevap verir ama verdiğinde çok geçtir artık, dişi serçe hayata gözlerini yumar. Dişi serçe ondan son nefsini verirken ?Seni seviyorum' demesini bekler ama o geç kalır.
Aşk bu muydu acaba , sevdiğine 'seni seviyorum' demek çok mu zordu ? Aşk neydi, canlılara verilmiş bir mükafat mı yoksa büyük bir acı mı ? Cevap yürekten gelir derler, elinizi yüreğinize koyun ve cevabı bulmama yardım edin....
?Her şey biter , her canlı ölür ama aşk asla bitmez , asla ölmez. Çünkü hiçbir aşk ölümlü değildir.'