Uzay ve Evren Dünya Dışı Yaşam

Uzayı, Dünya atmosfer sınırından itibaren başlayan, evrenin sonsuz olduğu düşünülen boşluğuna kadar olan alanın ismi, Evreni ise, uzaydaki her maddeyi, enerjiyi kapsayan bir kavram olarak bilmekteyiz. Peki gerçekten de bu evren de tek miyiz?

Eski zamanlardan günümüze kadar ilk uygarlıklardan şimdiki medeni uygarlıklara kadar bu konuda birden fazla tasvirler yapılmış resimler çizilmiş filmler gösterime sunulmuştur ve hepsinde de ortak olan en büyük etmen dünya dışı yaşama ait izlerdi.Eski çağlarda bu olay ilahlaştırmaya kadar gitmiş olsa dahi günümüzde bu derece düşünülmekten çok insan ırkı gibi dünya gibi benzer yaşanabilir gezegenler olabileceği noktası üzerinde durulmuştur. Gerek kutsal kitaplarda gerekse eski lahit ve yazılarda da evrenin sadece dünyadan ibaret olmadığı ve 'yer' ile 'gök' ten açıkça bahsedildiği bilinmektedir. Bir önceki 'Uzay ve Evren-Genel Bakış' yazısında genel olarak evrenin boyutundan akla mantıklı gelecek ve bu boyutun büyüklüğünü anlamaya yarayacak bilgiler verilmişti.Kısaca bahsetmek gerekirse; bizim güneşimizi ve şuan da bildiğimiz yedi gezegeni düşünün bu başlıca bizim güneş sistemimiz.Bu güneş sisteminden milyarlarcası mevcut, yani, güneşi ve içinde gezegenleri olan sistemler.Şimdi bu milyarlarca dediğimiz içinde bizim güneş sistemimizin olduğu bu boyutu düşünün.Tüm bunlar Samanyolu Galaksisi adı verilen bizim ve milyarlarca sistemin yer aldığı yıldızların bulunduğu sistemi içeren galaksilerden birisidir.Bu galaksi gibi milyarlarcası mevcut ve bütün bunlar da bir bulut kümesi.Bu bulut kümesinden milyarlarca vs şeklinde gitmekte ve bilinen uzayın yarısı bile değil geri kalanı bilinmediği için karanlık ve sonsuz boşluk olarak adlandırılmıştır.Şimdi bu yazılan açıklamaya göre düşündüğümüz de içerisinde milyarlarca galaksi sistemi olan evrende biz var olduysak bizim gibi bizden ileri ya da geri medeniyette olan varlıklar ya da yaşam formları da neden bulunmasın? Son zamanlarda çoğu ülkenin açıkladığı UFO (dünya dışı yaşam) raporları ve artan gözlemler, uzay istasyonlarının şans eseri video çekimi sırasında kadranına giren görüntüler dolayısı ile bu tezler giderek artmış bulunmaktadır. Ancak bunun gibi birçok dosya, döküman ve görüntü hatta canlı kanıtların, sosyal yaşamda oluşabilecek endişeleri gidermek adı altında gizlenmekte olduğu bilinmektedir. Peki ne zamana kadar bu inkar edilecek ve insanlık ne zamana kadar, şahit olsa dahi, beyniyle olabileceğini kabul etse dahi, inkar etmeye devam edecek? Bu gerçek bir gün kendini gösterecek ve kutsal kitaplarda dahi bahsedilen göklerdeki yaşam formları bir gün yeryüzü ile tamamen temasa geçecek mi? Bu bilinmez ancak, aya yapılan insanlı uçuşların sonlandırılması ve daha sonrasında uzaya insanlı uçuşların inişlerin kaldırılması bu düşüncelere yönelik şüpheleri daha da arttırmaktadır.

Gelecek bir gün buna şahit olacak ve sonucunu (iyi/kötü) da yaşayacaktır.

27 Haziran 2013 2-3 dakika 3 denemesi var.
Yorumlar