Uzaylı Üssü Luna

Karanlık gecede dışarıdaysam eğer ve gökte ay varsa gözlerimi ondan alamam. Bu çocukluğumdan beri böyledir. Ay beni özellikle dolunaya yakın ve dolunay hallerinde, o kendine özgü şahane turuncu ışığıyla, karşı dağların ardından, ateşten bir top gibi yükselirken, denizin sularında oluşturduğu ışık çizgisiyle çok etkiler.

Büyülü ay ve ışığı pekçok kişi gibi benim için de daima insan ruhundaki adını henüz koyamadığımız melankolik duyguların, hüznün ve damardan romantizmin sembolü olmuştur.

Yaz gecelerinde, sadece ayın doğuşunu seyredebilmek için, sahildeki kafelerde, banklarda sayısız kez oturmuşumdur.

Saatler ilerledikce, ay yavaş, yavaş küçülerek yükselir ve rengi giderek açılır. Bazı bulutlu gecelerde ise, ayın önünden geçen türlü şekillerdeki siyah bulutlar onu eşsiz bir japon stampasına dönüştürürler.

Lunaparklar bile, gece ay şığı altında gidildiklerinde, isimleriyle örtüşen, daha büyüleyici mekanlara dönüşmezler mi?

Ya! şehir dışında, ay şığının eğrilip, bükülerek uzayan yolları aydınlattığı gece yolculukları harika değil midir?

İnsanoğlu her zaman büyük ilgi duyduğu ve gitmek istediği aya ilk defa 20 temmuz 1969 yılında ayak bastı.30 yıl önce, iki Amerikalı astronot, Neil Armstrong ve Edwin Buzz Aldrin, Kartal adlı Apollo Ay Modülü'nü, Sukünet Denizi'ne indirdiler ve altı saat sonra da modülden çıkarak Ay'a ayak bastılar.

Armstrong ve Aldrin, Ay'da yürürken, ekibin üçüncü astronotu Michael Collins, Columbia adlı ana gemide Ayın yörüngesi etrafında turluyordu. Bu yolculuğa o da katılmış, ama Ay'a ayak basmak ona nasip olamamıştı.

Yaklaşık 600 milyon televizyon izleyicisi, bir haftalık bu macera sırasında televizyonlarına yapışık kaldı. Bu rakam, o tarihte pekçok yerde televizyon yayını olmamasına rağmen, dünya nüfusunun beşte birini oluşturuyordu. Armstrong'dan sonra 11 kişi daha Ay'da yürüdü. Bunlar arasında, bu ilk seyahata katılan ve Apollo XI'le gittiğinde Ay'da golf oynayan Edwin Aldrin de vardı.

İşte, Amerika tarafından çok büyük umut ve projelerle başlatılan bu yolculukların, bir süre sonra sessizliğe gömülmesi, benim olduğu gibi, pekçok insanın da kafasında merak ve soru işaretleri uyandırıyordu.

Ne olmuştu da? Amerika, bu konuda, böyle derin bir sessizliğe bürünmüştü.

Ay'ın Dünya'dan görülemeyen karanlık tarafında bir uzaylı üssü olduğu yönündeki söylentiler doğru muydu?

Bilim adamları, yeni elde edilen kanıtlarla Ay'ın tamamen ölü bir gezegen olmadığını öne sürüyor ve Ay yüzeyinde zaman zaman yoğun bir hareketlilik gözlendiğini belirtiyorlardı.

Eski ABD Donanma İstihbarat görevlisi Milton Cooper da, Ay üzerinde bulunan ve istihbaratçıların 'Uzaylı Üssü Luna" olarak adlandırıldıkları bir üstten söz etmişti.

Geçtiğimiz günlerde de,Google Moon'un NASA tarafından sağlanan görüntülerinde, sıra, sıra dizili barakaların bulunduğu, askeri üssü andıran bir bölgenin, neredeyse şüpheye yer bırakmayan görüntüleri yayınlandı.

Cooper'a göre, Ay'ın uzak kesimlerinde bulunan bu uzaylı üssü Ay'a inen Apollo astronotları tarafından da görülmüş ve filme alınmıştı. Ana gemi adı verilen, devasa uzay gemilerinin bulunduğu bu üstte, çok büyük makineler kullanılarak maden çalışmaları yapıldığı iddia ediliyor.


İnşallah! bu çalışmaları sadece madenlerle sınırlıdır. Ben NASA'nın çok şey bildiğini ama, bazı nedenlerle açıklamadıklarını düşünüyorum.

Belli ki! korkuyorlar.

26 Aralık 2010 3-4 dakika 138 denemesi var.
Yorumlar