Yaşamak Denemesi

Bazen efkarlanıyorum.''Ne mektup geliyor, ne haber senden'' diye bir şarkı mırıldanacağım geliyor.Sonra jeton düşüyor ve anlıyorum ki, ben hiç mektup yazmadım, hiç mektup almadım.



Biz nesil olarak, o zarfı heyecanla açıp, ne yazmış acaba diye merakla ve sevinçle satırların arasında kaybolma mutluluğunu hiç yaşamadık. Biz aslında çoğu şeyi yaşamadık... Biz; büyüklerimizin hayatının ta kendisi olan şeyleri filmlerde, şarkılarda ve kitaplarda bir nostalji olarak gördük, o kadar. Bu nostaljik figürler, bazen de yaşlı bir amcanın anlattığı sıkıcı hikayelerde çıktı karşımıza. Dinlemedik tabi... Ama yine de istedik. İnsanin, oraya ait hiçbir değer yargısı taşımadığı geçmişe ve neyle karşılaşacağıyla ilgili en ufak bir tahmin yürütemediği geleceğe, aynı anda özlem duyması ne garip...



Mazinin ve atinin eşit çekiciliği... Anıların ve hayallerin karşılaşması... tereddüde ramak kala... 'Şimdinin hiç sarmayan bir kitap gibi rafın en ücra noktasına konması... Üstelik hem mazi, hem ati olacak olan 'şimdi'nin, göz göre göre, fütursuzca bu kadar hırpalanması... Bazı şeyler çok garip... Bazı şeyler çok normal... Bazı şeylerse çoktan yok oldular...



Biz insanlar, özellikle de bizim nesil, hayatın değer yargılarını yakalamakta o kadar beceriksiziz ki. Tam bir şeyler yolunda gidiyor, bir şeyleri yakaladım, işte başardım dediğin anda her şey bitiveriyor. Sonrası hayal kırıklığı, sonrası yalan dolan... Yaşamak; en beceriksiz olduğumuz husus bu...



Hepimiz ev sahibi olmak için(en önce ev!), ardından araba almak için(hiç arabasız olur mu?), çocuğumuzu bu 'bozuk düzenin çarkı'na teslim edip onu doğru yetiştirdiğimizi sanarak kendimizi kandırmak için, onlar da bizim gibi koşuşturmaya başladığında "vay be, ne güzel yaptım" diyebilmek için, 'dünyanın etrafında dönme yarışı'mızı büyük bir hırsla sürdürüyoruz. Üstelik dünyanın etrafında dönen bizler, bütün dünyanın bizim etrafımızda döndüğünü düşünerek, öyle bir gaflete düşüyoruz ki...



En sonunda da olan biten her şeyi "ulan felek, kahpe felek!" diyerek, tek suçu insanlara sığınak olmak olan şu dünyaya attıktan sonra rahatlıkla ölebiliyoruz... Geride kalanlar da yalnızca geride kalmış oluyor. Demiş ya adamın biri: "Dünya öküzün üstünde mi duruyor bilmiyorum; ama dünyanın üstünde çok öküz duruyor."



Yanlış demiş. Ama yine de haklı... İnsanlar, doğruyu söylemedikleri halde haklı olabilen garip yaratıklar...

23 Mayıs 2015 2-3 dakika 8 denemesi var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 9 yıl önce

    Yaşamak bir ağaç gibi tek ve hür ve bir orman gibi kardeşçesine zor da olsa insan zoru başaracak güçte ve kuvvette yaşamak adına. Tebrik ederim seni ufak bir nasihat daha uzun yazmaya çalış sevgiler...👍