Yitik Sözcükler
Yıllardan bir yıl , aylardan bir ay , günlerden bir gündü. Dünyanın bir yerinde insancıklar harıl harıl bir şeyler aramaktaydılar.
O günden birkaç gün önceydi. Sözlükten bir sözcüğün anlamına bakmaya çalışan ulemadan birkaç kişi , gördükleri karşısında dillerini yutmaktan kıl payı kurtuldular.
O dünyaları içine alan , ülkelerin ve dillerin içinde kardeşçe yaşadığı , öğretmenlerin sopa olarak kullandıkları , evlerde kuşaktan kuşağa aktarılan kap kalın kitap ufalmış, büzülmüş ,
el ilanları kadar kalmıştı. Kalan birkaç satırdaki sözcüklerin de harfleri dökülmüştü.
Ulemadan kişiler gerekli yerlere baş vurdular. En yetkili kurumlardan izinler alındı.
Elde kalan sözcüklerle bir ilan hazırlandı:
Ey ahli sözlüümzdki söz ü lrd n bz ları k ybolm şt r. Ülke çpınd arama kamp nya ı düz nlenmştr.
İşte dünyanın bir yerinde insancıkların harıl harıl bir şeyler aramaları bu yüzdendi. Aramalar günlerce sürdü. Sözlük her gün biraz daha zenginleşmeye , kalınlaşmaya başladı. Ulemanın daha önce göz kararıyla bildikleri kalınlığa ulaşınca aramalar durduruldu.
Yeniden büyük ve kalınca yayınlanmaya başlayan gazetelerde arama ile ilgili istatistikler yer almaya başladı. İstatistikler şöyleydi:
İlk bulunan sözcük : Para
İlk gün bulunan sözcükler : Şöhret , savaş , silah , kadın , seks , kumar , banka , repo , mevduat , moda , araba , telefon ........................................
Son gün bulunan sözcükler : alçakgönüllülük , arkadaş , dost , komşu , çiçek , ağaç , deniz ,
gökkuşağı , .............................................................................................
İlk günden son güne kadar bulunan sözcükler bu paralellikte uzadı gitti.
İstatistiklerde şu sözcüklere hiç rastlanmadı : Sevgi , barış ve adalet.
Bu sözcüklerin aranılmadığı mı , bulunamadığı mı , bulundu da birileri tarafından bulunduğunun hasıraltı mı edildiği ise hiç mi hiç anlaşılamadı.