Halk Edebiyatı ve Genel Özellikleri

— min. okuma: 6-7 dakika

Kaynağını halkın kültür, zevk ve yaşantısından alan ve halk tarafından meydana getirilen edebiyata halk edebiyatı denir. Türklerin İslam öncesi Türk edebiyatı geleneğini sürdürmesiyle oluşan İslamiyet öncesi sözlü edebiyatın bir devamıdır. Halk Edebiyatı'nda ki ürünlerde; konu, dil, biçim bakımından halk kültürüne sıkı sıkıya bir bağlılık söz konusudur.

Halk Edebiyatı ürünleri, malzemesi dile dayalı destan, mani, türkü, bilmece, masal, halk hikayeleri, tekerlemeler vb. sözlü gelenek içerisinde yaşayan ve bu şekilde kuşaktan kuşağa aktarılan anonim eserlerden oluşur.

Halk Edebiyatı, 13. yüzyıldan 18. yüzyıla kadar Türk edebiyatında önemli şahsiyetler yetiştirmiş ve bu şahsiyetler de edebiyatımıza önemli eserler kazandırmışlardır. Bu anlamda 13. yüzyılda Yunus Emre ön plana çıkar. Nasreddin Hoca da yine bu yüzyılda yaşamıştır. Bu yüzyılda fetih ve savaşlara ait eserler ön plandadır. Battal Gazi Destanı ve Danişmentname bunların en ünlüleri olarak ön plana çıkar. 14. yüzyılda en önemli eser olarak Dede Korkut Hikayeleri'ni görürüz. Kaygusuz Abdal da bu yüzyılda öne çıkan diğer önemli bir şairdir. 15. yüzyılda Hacı Bayram Veli tanınmış bir şahsiyet olarak karşımıza çıkar. İlahileri ile bu yüzyıla damgasını vurur. 16. yüzyılda dini konular yanında din dışı konular da ön plandadır. Aşık Edebiyatı şairleri sazları ile bu yüzyıla damgasını vururlar. Köroğlu, bu şairlerin başını çeker. Tasavvuf Edebiyatında da Pir Sultan Abdal bu yüzyılın önemli şahsiyetleri arasında yer alır. 17. yüzyıl, Halk Edebiyatı için ihtişamlı bir dönem olur. Niyazi Mısri, Evliya Çelebi, Kayıkçı Kul Mustafa, Aşık Ömer bu yüzyıla damgasını vuran kişilerdir. 18. yüzyılda ise Erzurumlu İbrahim Hakkı ve onun "Marifetname" eseri ön plana çıkar.

Toplumsal iz bırakmış bir olaydan veya bir yazınsal ürünün sözlü kültürde bıraktığı derin etkiden kaynaklanarak ortaya çıkan halk edebiyatı ürünleri olan halk hikayeleri destanlara oranla daha gerçekçidir. Halk hikayeleri bu yönüyle modern çağların yazın türleri olan roman ve öykü gibi mensur türlerle, destan arasında bir geçiş sürecini yansıtan ürünlerdir. Halk hikayelerinde olaylar belirli kahramanların üzerine kurulmuştur. Bu kahramanlar çoğu kez; tanınmış bir edebi ürünün içeriğinde yer alan kahramanların topluma mal olması ve anonimleşmesiyle oluşmuştur. Halk hikayelerinde manzum kısımlar, hece vezniyle söylenmiş ve dörtlüklerden oluşan biçimleri kapsar. Bu hikayeler kahramanlık konularını ele alır. Danişmendname, Battalname ve Saltukname dini - destansı halk hikayelerinin Anadolu'da ortaya çıkan ilk ürünleri oluşmuştur. Türk destan geleneğinin şekillenmesine önemli katkıları olan, Türklerin atası olduğu varsayılan Oğuz Kağan'ın hayatını anlatan Oğuz Kağan Destanı’nın 15. yüzyılda Yazıcızade Ali tarafından Türkçe olarak kaleme alınan ve Osmanlı padişahı Sultan II. Murad'a takdim edilen varyantı, Oğuz Kağan Destanı adına en kapsamlı çalışma olup Osmanlı hanedanının Oğuzculuk geleneğinin ana kaynağı olmuştur. Oğuzların hayatını anlatan destani hikayelerden meydana gelen Dede Korkut Hikayeleri de, sözlü edebiyatlarıyla halk hikayeleri arasında bir köprü vazifesi görmüştür. Bu hikayeler, Dede Korkut’un ağzından nazım ve nesir şeklinde anlatılmaktadır. Dede Korkut destanları özellikle 15. ve 16. yüzyıllarda Türkler arasında çok sevilmiş, Fatih Sultan Mehmed'in torunlarından birine Oğuz Han, diğerine de Korkut adı verilmiştir. Türk Destanları içinde en geç teşekkül eden, diğerlerine göre çok yeni bir destan olan Köroğlu destanı da, zamanla hikayeleşmiş bir halk destanıdır. Köroğlu hikayeleri İstanbul'da 1885-1914 yılları arasında bir iki formalık taş basması halinde pek çok defa basılmıştır. Cumhuriyet devrinde de genişletilerek defalarca yayımlanmıştır.

Halk Edebiyatının Başlıca Özellikleri
  • Halk edebiyatında şekilden ziyade konuya ağırlık verilir.
  • Halk Edebiyatı, şiir ağırlıklı bir edebiyattır. Düzyazı da kullanılmıştır. Bilmeceler, tekerlemeler, halk öyküleri, masallar ve halk tiyatrosunu düzyazı metinlerine örnek verebiliriz.
  • Halk şiirinde başlık kullanılmamış adlandırma nazım türü veya nazım şekline göre yapılmıştır.
  • Anlatım doğal olup söz sanatlarına anlatımda çok fazla yer verilmez.
  • Genellikle yabancı etkilerden uzak yalın bir anlatım ve halkın konuştuğu Türkçe esas alınır.
  • Şiirler, hazırlıksız söylendiğinden yarım uyak ve redif tercih edilmiştir.
  • Sık sık güzel söyleyiş ve deyimlere rastlanır.
  • Halk Edebiyatı şairleri genellikle ümmidirler. Yani şairler okumamış kimselerdir.
  • Halk Edebiyatı'nda yazılı eser sayısı çok az olup bu edebiyat genellikle sözlü olarak varlığını sürdürür.
  • Şiirler, aşık ismini alan saz şairleri tarafından bağlama eşliğinde söylenmiştir. Aşıklar, şiir söylemek için bir ön hazırlık yapmazlar. Şiirleri bu nedenle çoğu zaman derin bir anlam taşımaz.
  • Halk Edebiyatı'nda İslam inancının etkileri olmakla birlikte bu edebiyat Divan Edebiyatı'na kıyasla daha milli ve yerlidir.
  • Şiir, müzikten (musiki) ayrı düşünülmemiştir. Şiirle musiki iç içedir.
  • Destan ve masal haricinde Halk Edebiyatı genellikle yaşam ile iç içe bir edebiyattır.
  • Halk Edebiyatı'nın nazım birimi dörtlüktür.
  • Nazım şekli olarak daha çok koşma, mani, destan, varsağı gibi şekiller kullanılmıştır. "Mani" ve "koşma" tipleri ana şekilleri oluşturur. Diğer biçimler bu iki biçimden çıkmıştır.
  • Aşk, din, tasavvuf, özlem, doğa sevgisi, ayrılık, ölüm, zamandan şikayet, hasret, duygusal konular, yiğitlik en çok işlenen konulardır.
  • Hece ölçüsü esas alınmıştır. Hecenin daha çok 7'li, 8'li ve 11'li kalıpları kullanılmıştır. Az da olsa aruz ölçüsüyle oluşturulan eserlere de rastlanır. Özellikle Erzurumlu Emrah ve Aşık Ömer aruz ölçüsüyle eserler vermişlerdir.
  • Benzetmeler, mecaz ve mazmunlara da yer yer başvurulmuştur. Kaş kaleme, boy serviye, diş inciye, yüz aya, yanak güle benzetilmiştir. Buna neden olan da halk şairlerinin divan şairleri tarafından değersiz görülmeleridir.
  • Halk Edebiyatı gözleme dayalı bir edebiyat olduğu için benzetmeler somut kavramlardan yararlanılarak yapılır. Söylenilenler gerçek yaşamdan alınma şeylerdir.

Halk Edebiyatı, verilen eserlerin niteliği, içerik ve biçimlerine göre üç bölümde incelenir.

Paylaş:
Yorumlar