Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Aldığı En Acı Ders: Oğlu Vedat Oğuzcan’ın İntiharı

— min. okuma: 4-5 dakika
Ümit Yaşar Oğuzcan'ın Aldığı En Acı Ders: Oğlu Vedat Oğuzcan’ın İntiharı

Yapılan bir araştırmaya göre psikolojik olarak melankoliye en teşne meslekler arasında edebiyatçılar olduğu tespit edilmiştir. Eldeki veriler de bu araştırma raporunu teyit eder nitelikte denebilir. Türk Edebiyatında önde gelen yazar ve şairlere göz attığımızda çok sayıda başarılı sanatçının intihar ettiği ya da uzun bunalımlar ile hayatını idame ettiği gözlenmiştir.

Örnek vermek gerekirse Soysal Ekinci'nin kendini astığı, Metin Kaçan'ın kendini Boğaz Köprüsü'nden attığı, Kanat Güner'in aşırı doz yaptığı, Nilgün Marmara’nın ise evinin balkonundan atlayarak intihar ettiği edebiyat tarihimizin hüzün verici sayfaları arasında yer almaktadır. Öte yandan bazı edebiyatçılar da intihar etmeyişleriyle, daha doğrusu edemeyişleriyle nam salmıştır. Usta şair Ümit Yaşar Oğuzcan da bu isimlerden biridir. 

Yaşadığı Dönemin En Popüler Şairi

Depresif tonda yazdığı şiirleri ile tanınan Ümit Yaşar Oğuzcan, henüz lise yıllarında ilk kitaplarını yayımlamaya başlamıştır. Uzun yıllar boyunca çeşitli illerde bankacı olarak görev alan şair, 1977 yılında emekliye ayrılmış ve kendini sanatına vermiş; hatta kendi ismini taşıyan bir sanat galerisi kurmuştur. Yazdığı şiirler dışında düzyazı, antoloji, biyografi, şarkı sözleri ve hatta şiir plakları dahi hazırlayan Oğuzcan, döneminin en popüler şairleri arasında gösterilmektedir.

Erken Yaşlarda Başlayan İntihar Denemeleri

Çoğunlukla şiirlerinde aşk, ayrılık ve özlem gibi temalara yer veren Ümit Yaşar Oğuzcan, tüm yaşamı boyunca gizliden gizliye intihara meyil etmiştir. Henüz gençlik yıllarında dahi çeşitli intihar girişimlerinde bulunan Ümit Yaşar’ın, kendisi gibi şair olan babasının şu şiirinde sırrı deşifre edilmiştir:

“Bak dünya ne güzel, bu sitem niye,
Ettim ben adımı sana hediye.
Mutluyum ey oğul babanım diye,
Çarptırma hicvinle cezaya beni.”

İlerleyen yaşlarında evlenip çoluk çocuğa kavuşan ve ülke çapında edebiyatçı kimliği ile büyük bir hayran kitlesi edinen Ümit Yaşar Oğuzcan, ne yazık ki çocuğu olduğunda dahi bu buhranlı düşüncelerinden bir türlü uzaklaşamamıştır. Yine bu yıllarda da intihar girişimleri süren şair artık ailesine öyle çektirmiştir ki; oğlu Vedat bile bir süre sonra babasının melankolisi içerisine kendisini kaptırmıştır. Artık o da babası gibi koca bir depresyonun içerisine girmiştir.

“Baba Öyle İntihar Edilmez, Böyle Edilir”

Vedat Oğuzcan peş peşe geçen sıkıntılı günlerinin ardından Galata Kulesi’ne çıkar ve babasına büyük bir ders vermek ister. Usta şair Ümit Yaşar Oğuzcan’ın oğlu Vedat, 17 yaşındaki bedenini Galata Kulesi’nden aşağı atar ve cebinde bir not bulunur: “Baba öyle intihar edilmez, böyle edilir.” 

Babasına kararlı duruşuyla artık bir ders vermek isteyen Vedat, erken yaşta gelen vefatı ile Ümit Yaşar Oğuzcan’ı daha da büyük bir elemin içine sokar. Artık hayatının geri kalanında intihar düşüncesine sıkı sıkıya sarılan Ümit Yaşar, oğlunun arkasından Galata Kulesi isimli şu şiiri yazar:

“6 Haziran 1973, pırıl pırıl bir yaz günüydü,
aydınlıktı, güzeldi dünya,
bir adam düştü o gün galata kulesinden.
kendini bir anda bıraktı boşluğa;
ömrünün baharında, bütün umutlarıyla birlikte paramparça oldu.
bir adam düştü galata kulesinden;
bu adam benim oğlumdu gencecikti Vedat,
ışıl ışıldı gözleri, içi,
bütün insanlar için sevgiyle doluydu
çıktı apansız o dönülmez yolculuğa
kendini bir anda bıraktı boşluğa,
söndü güneş, karardı yeryüzü bütün zaman durdu.
bir adam düştü galata kulesinden
bu adam benim oğlumdu; açarken ufkunda güller alevden,
çıktı, her günkü gibi gülerek evden,
kimseye belli etmedi içindeki yangını
yürüdü, kendinden emin sonsuzluğa doğru.
galata kulesinde bekliyordu ecel,
bir fincan kahve, bir kadeh konyak,
ölüm yolcusunun son arzusuydu bu,
bir adam düştü galata kulesinden;
bu adam benim oğlumdu.
küçücüktü bir zaman,
kucağıma alır ninniler söylerdim ona,
uyu oğlum, uyu oğlum, ninni.
bir daha uyanmamak üzere uyudu Vedat.
6 haziran 1973 galata kulesinden bir adam attı kendini;
bu nankör insanlara bu kalleş dünyaya inat,
şimdi yine bir ninni söylüyorum ona,
uyan oğlum, uyan oğlum, uyan Vedat.”

Paylaş:
Yorumlar