Bir Maganda Hikayesi

Öncelikle affınıza sığınırım, öykü dalında yetenekli değilim. İddialı da değil. sizlere hoş bir yaşanmış anıyı aktarmaya çalışacağım.Hoş bir ufacık öykü. O da eğer öyle denirse...

Öykümüz hani göğsü kıllı şehir magandaları vardır ya her şeye maydanoz sonradan görmüş tipler onlardan birinin hikâyesi.
Mahalleden arkadaşlarla ?GÜMÜSYAKA' ya gittiğimiz günlerden biri.
Orada bir çadırımız var. Âlem de o biçim.
Sabah deniz kenarına gidiyoruz. Aksam da çadıra...
Çadır da lunaparkın yanında, tabii eğlence ve bilumum hatunlar da lunapark civarında doğal olarak.
Sahildeyiz tabii tüm hatunları en iyi kesebileceğimiz bir noktaya tezgâhı kurmuşuz.
Yanımızda üç beş yeni yetme kız var. Hani kapılarına kadar gülüp
Sonra hiç tanımayan şımarık cinslerden...
Onlarla ufak ufak şakalaşıyoruz. Tamam, tanımıyoruz ama
Tanışmak için her şeyi de deniyoruz!
Belli ki kızların hali vakti yerinde bir şemsiyeleri var
Abartısız elli kişi girer altına..
Bizde de var bir tane... Ufacık bir şey, ancak iki kişilik. On kişiyi almadığı için de; kızlara mariz olmasın diye hiç kimse girmiyor altına..
Amele gibi günesin altında takılıyoruz...
Allah'da güneşini üç beş ameleden esirgemediğine göre;
Aksama doğru pancar turşusu kıvamında bir tabur amele...
Ama en azından cephemiz olması gerektiği gibi. Denize doğru yani!
Hemen az ilerimizde ?'günün kahramanı'' var ki, bir tek o ardını denize vermiş ?Erozyona bir tek ağacını kaptırmamış ? orman gibi!
Alnı yüzü ve gözleri hariç ?ten' rengi yok. Kıl bankası gibi...
Gözünde kapkara bir ?OTOBÜS SÖFORÜ' gözlüğü, önünde iki üç paket
marlboro sigarası ve kocaman bir zippo çakmak...
Herif bir şaklatıyor çakmağını sigara yakarken, iki üç kişi
Ellerini havaya kaldırıp teslim oluyor!
Başında da bir puantiyeli bandanamı ne diyorsunuz (kırmızı sari benekli) bir bez parçası...
İlk bakışta mendile benziyor ama değil. Ama ayni ölçülerde...
Öyle bir sıkmış ki kaşlarını oynatamıyor...
Bizimkide laf yani piyasaya elinden geldiğince uymaya çalışıyor adam.
Demek ki daha büyüğü yok ya da kafa normal adam insan ölçülerinde değil.
Parasından kaçmadığı kesin.
Çünkü iki üç dergi bile almış herif...önünde duruyor..
İlk bakışta yanımızdaki kızları hedeflemiş zannedersiniz!
Ama kızlar herifin burnunun dibine oturmuşsa adamın günahı ne demi!
Adam balgamını bile kuma gömecek kadar görgülü üstelikte...
Derken bizim komsu kızlar denize giriyorlar...
Bizim komsuda göbek üstü yattığı yerden; iri bir 'manda' edasıyla denize doğru dönüyor!
O da peşlerinden hemen denize girecek sandınız değil mi?
Yok, canim o kadar da ?ayı ? değil yani...
Gerçi elli metre uzaktan ayırmak imkânsız ama... kesinlikle değil insan bu!
Biraz sonra kızlar çıkıyor denizden. tam kıyıya geliyorlar ki
Aniden bir panik havasına giriyorlar...
Sanki bir şey arıyorlar? Kumsalı ve denizi tarar gibi yapıyorlar?
Gayri ihtiyari aramak içinde eğilmeleri lazım..
Biz de takip ederek ama karışmadan bakıyoruz..
Ama bizim komsu ayni zamanda yardim severmiş!. utandırdı bizi
Yerinden kalkarken birde sigara yakıyor ve yürüyor kızların yanına.
Bizde rahatça gülebiliriz artik. hemen bu ani resmetmekte lazım...
Hani ?DENİZE GIRILMEZ'' ya da ?ormanlara girmek yasaktır''
Levhalarının yanına bunun bir resmini koyun. Değil insanlar
Hayvanlar bile ürker kesin...
Bu arada orası kalabalıklaşıyor meselede anlaşılıyor. Kızlardan biri kolyesini düşürmüş onu arıyorlarmış...
Tabii sığ suyun içini elleriyle yokluyorlar. Millet de bol bol
Canlı resim çekiyor onlar eğilince...
Adamımız gerile gerile oraya gelmekte olduğunu böğüre böğüre
Duyuruyor...
Millete de bir acayip ha! Sanki adam onlara vuruyormuş gibi davranıyorlar...
Hâlbuki zat-i şahane olay yerine intikal ediyor sadece.
Uzaktan bakıldığında ?bandana takılmış bir boynuzsuz manda ? görünüşündeki adam; hemen olaya müdahale ediyor...
Kızlar kolyeyi eğilerek arıyor ya ona takmış !
Mümkün olduğu kadar eğilip elini suya sokuyor .
Sonra doğrulup tüm inceliğini takınarak:
____ ?' gooolye öleee aranmaz payan'! an böööle aranir!
Pavarotti olmadigi kesin ama en azndan kalıbı tutuyor bir kere!
Böğürerek ve ağrı_Adıyaman arası bir şiveyle konuşurken bir yandan da
Bööööle yi gösteriyor.
Ayağının birini sabit tutarak diğerini suda gezdiriyor... yani bu işin-kolye aramanın- eğilmeden ki yolunu gösterecek merhametli adamcağız.
Tüm millet aval aval bakarken o görevi başarmanın hazzıyla yerine dönüyor.
Millet hala ona bakıyor. Ama o hiç önemli bir şey yapmamış gibi!
Hiç farkında değilmiş gibi bandanasını çıkarıyor gözlüklerini siliyor.
Kızlar kolyeyi bulamıyorlar da adamada bir teşekkür bile etmiyorlar...
Kaba mahlûklar sizi oh olsun iste!


23-temmuz-1999

(Bir gençlik anısı olarak alınız lütfen)

21 Nisan 2009 4-5 dakika 3 öyküsü var.
Yorumlar