Boyacı

Adım Kamil soyadım Demir boyacıyım,geçimimi sizin oturduğunuz evlere makyaj yaparak kazanıyorum..40 yaşına merdiven dayadım hala şu dünyada dikili bir ağaca sahip değilim..Aslına bakarsanız işimin tam erbabı da sayılmam fakat gökdelen boyayacak halim yok ya ! Niğde de oturuyorum ,evliyim ellerinizden öper 3 tane de çocuğum var.Geçenlerde baktım işler biraz açıldı yanıma Musayı yardımcı aldım.Bu Musa çok saf biri ,evli,barklı kocaman adam fakat bildiğiniz safın teki işte !.O haliyle de 1 vakit namazını geçirmez,onda sevmediğim tek yan çok fikirsiz olması.Bazen boya almaya gönderirim ardından ;

-Çabuk gel,Boyayalım şu evi akşama paramızı alalım diye iyice tembihlerim,aradan saatler geçer bizimki ortalıklarda görünmez.Birinde dayanamadım,ardından gittim.Baktım adamın keyfine diyecek yok Boyacı dükkanının sahibiyle oturmuş güle,eğlene çay içiyor.Satlerce beklediğime mi yanayım,ev sahibi kadının dakika başı gelip usta bitti mi,ne zaman biter diye kafamı şişirmesine mi,iş bitmezse parayı o gün alamayacağımıza mı,yoksa Musanın fikirsizliğine mi...Tepemin tası attı,sinirlerim bozuldu iyice o sinirle haşladım,işten de kovdum,sonra sakinleşince geri çağırdım..Zaten şu saçlarımın son günlerde iyice ağarmasının tek sebebi karımın dırdırı ve Musanın vurdum duymazlığı,el birliğiyle kocattılar beni..

Her neyse bir gün tanıdığımın teki telefon açıp köylerinde 2 evin boyama işinin olduğunu söyledi..Benim yardımcıyı da alıp,külüstür arabaya malzemeleri yükleyip köyün yolunu tuttuk.Dağ yollarından giderken yatır gördük,zamanında bir dini büyüğün mezarıymış.Bizimki tutturdu ille durdur arabayı dua edelim,rahmetlinin huzuruna geçip görünelim diye.İşimiz var dediysem de dinletemedim geçti salya,sümük göz yaşları içinde bir şeyler okudu,bende dağlara karşı sigara tüttürdüm.Bir ara bana;

-Gel be Kamil abi sende oku sevap olur dedi..Ben zaten böyle şeylere hiç inanmam .
-Git oğlum dirilerden ne hayır gördüm ki,ölülerle hiç işim olmaz benim

-Öyle deme Kamil abi mübarek gücenir,sonra işimizde rast gitmez.

_Saf,saf konuşma Musa adamın sülalesine mi okuyorsun kısa kes,dün gidecektik zaten külüstür arabanın tamiri yüzünden bu güne kaldık.

-Sülalesine de okudum abi,okumam mı hiç onlarda ne mübarek kişilerdir kim bilir rahmetlinin akrabaları nede olsa,ben sende oku diye bekliyorum.

-Sen ikimizin adına da okumuşsundur hadi,hadi Musa oyalanmayalım.

-Kamil abi gel inat etme gün gelir mübareğe işin düşer o vakit oda seni kollamaz.

-Offffff..Allahım sabır ver,öldürecek bu adam beni.Ulan ölüyle işim olmaz benim yürü be..dedim.

Size tuhaf gelecek belki fakat o lafı ettikten sonra sanki soğuk bir rüzgar içimi yalayıp geçti..Üstelik yatırın o tarafa fırlattığım sönmemiş sigaram gerisin ,geri uçup ayağımın dibine geldi..Su görmüş kedi misali ürperdim,sonra toparlandım...''Ya sabır '' çekip sigarayı ayağımla ezip,yola düştük.Zaten araba külüstür,yol berbattı birde Musanın tuzsuz sohbetleri eklenince köy yolu,ızdırap yoluna döndü.Köye vardığımızda vakit öğlen olmuşdu,arkadaşın evine gidip yemek yedik.Yemekden sonra evi boyanacak adamların yanına gittik,arabanın tamiri yüzünden bir gün geç geldiğimiz için onlarda başkasıyla anlaşmış..Bizde senin arkadaşın Mehmete gelecektik başkasıyla anlaştık,dediğin adam gelmesin diyecektik dediler.O an başımdan aşağı kaynar sular döküldü desem, yalan olmaz.Hani adamlar ufak,tefek olsa o sinirle ağızlarını,burunlarını dağıtacağım da değiller işte...Ben böyle içsel depresyonlar geçirirken bizim Musa da adamların verdiği elmayı kemirmekle meşguldü.Kusura bakmayın deyip elimize bir sepet de elma tutuşturup kıçımıza tekmeyi bastılar.Onca yolu boşu boşuna geldiğimemi yanayım,harcadığım benzine mi,kaybettiğim vakte mi..Arabayla dönerken bizim Musa başladı konuşmaya;

-Kamil abi ya elmalar çok güzelmiş,ne iyi ettik de geldik değil mi?

-Lan Musa başlatma elmandan atarım sepeti,ardından meler kalırsın.

-Yav sende yesene Kamil abi,adamlar çok iyi adamlarmış,koca sepetle elma verdiler,niye kızıyon anlamadım ki.

Anlamadın demek saf Musa,elma kurdu Musa ,fikirsiz Musa çeneni değilde beynini çalıştırsan anlardın.

-Ben naptım da şimdi?

Musaya başka da cevap vermedim yoksa fikirsizliğine dayanamayıp,adamlara atamadığım dayağı ona atabilirdim.Yol boyunca adamlara söylendim durdum;

-Öküzler ne anlarlar boyadan,ne anlarlar boyacıdan.Suç bendeki güvenip hayvanların ayağına gidiyorum,neymiş bir gün gecikmişiz..Sanki yeni gelin evi boyatıyorlar,ertesi gün düğün var, haber vermeden başkasını bulmak da ne demek.insan değil şerefsizler hayvan,tut ahıra bağla,Haksızmıyım Musa ?

-Ahırdamı oturuyorlarmış Kamil abi.?

-He Musa ahırda oturuyorlarmış.

-Yazık adamlara ev yaptırmak için nelere katlanmışlar demek ki.

-Hiç sorma senide bıraksam ne iyi anlaşırdınız.

-Benim hanım kızar abi,habersiz kalamam.

-Niye kızınca dövüyormu da korkuyorsun?

-Dövmez de birinde değnekle caminin oraya kadar kovaladıydı,camiye girdim de kurtuldum elinden..

-Niye öyle delirttin karını?

-Benim verdiğim paralarla 15tane çeyrek yapmış.

-Eeee

-Camide yardım topluyorlardı,aldım Allah rızası için bağışladım oda dellendi,bir görsen gözlerinden ateş çıkıyordu.

-Yakalasa da iyice dövseymiş keşke,lan oğlum senin aldığın nefes dahi zarar.

-Bereket hamileydi de yetişemedi,akşama doğum yaptı geçen gördüğün kız var ya o doğdu.

Ha şu işe getirmeye kalktığın kızın.

-He o işte,anası üzüntüden kızın adını Altın koydu,kıza bak,bak hatanı unutma dedi.

-Sende hata bir değilki arkadaş,6 yaşındaki kızı peşine takıp birde işe getiriyorsun.

-Öğrensin dedim abi.

-Öğrenip de ne olacak,boyacılık mı yapacak ?

-Ben tam usta olunca bana yardım eder dediydim.

-Allah seni bildiği gibi yapsın Musa...

Ömür törpüsü Musayla kavga, dövüş giderken yolu yarılamıştık,tam o sırada benim külüstür küt diye durmasın mı!.Arabadan anlamam ki,sadece kullanmasını bilirim,inip sağına soluna baktım sinirden tekerlerini tekmeledim,hıncımı alamayıp ikide yumruk geçirdim..Baktım çalıştığı,çalışacağı yok otostop yapmaya karar verdik.O ıssız keçi yolunu andıran köy yolunda saatlerce bekledik,bir Allahın kuluda geçmedi..Tuvaletim gelince bir yere ayrılma geçen olursa durdur, durumu anlat diye Musayı tembihleyip kuytu yerlere doğru yürüdüm..5,6 dakikada işimi görüp taştan tuvalet kağıtlarıyla temizlendikten sonra geri arabanın yanına döndüm.Musa görünürde yoktu,arabanın içinde elma da kemirmiyordu,uyuklamıyorduda,herhalde oda tuvalete gitmiş olacak dedim içimden..Bekledim,bekledim bizimki gelmedi,oturduğum ağaç gölgesinden kalktım sağa sola bakındım yok,adam yer yarıldı içine girdi sanki.Hava da artık kararmaya yüz tutunca beni bir korku aldı,geceyi de bu dağ başında geçirsem hiç olmayacak mecburen tabana kuvvet düştüm yollara.

Kafamın içi bit pazarı gibi kaçırdığım işemi dertleneyim,bozulan arabaya mı,ortalıktan yok olan Musaya mı,kendi halime mi..Gerisin geri köye doğru gitsem dedim,yolun daha uzun olduğu geldi aklıma vazgeçtim.Arkadaşımı arasam dağlık mıntıka olduğundanmıdır nedir her yerde telefon çekmiyor,çaresizlik içinde ana yola doğru yürümeye devam ettim.Ben böyle düşüncelerle boğuşarak dalgın,dalgın giderken çan sesi çalındı kulağıma..Hani kaybolmasın diye hayvanların boynuna bağlarlar ya o çanlardan..İçim sevinçle doldu bir çobana rastlama ümidi kapladı tüm benliğimi,fakat ses varda görünürde kimseler yok.Güneşde artık ölmek üzere olan kişinin son nefesini andırırken,dağların üstünde bir keçi peyda oldu birden,sevinçle ona doğru koştum.
-Sahibin nerede senin karaoğlan ,amanda nasıl besiliymişsin.gel bi gel..

Keçi kaçıyor ,ben kovalıyorum,niye kovalıyorum hiç bilmiyorum..Dağ başında canlı bir nefesin varlığını hissetmek beni ferahlatmışdı galiba.O sırada güneş tamamen kaybolsa da kara keçinin kayaların üstünden bana baktığını genede seçebiliyordum.Sonra hayvanın sakalı dikkatimi çekti dede sakalından uzun 1 metre rahat var ve 2 koca boynuzunun arasında iki de küçük boynuzu olduğunu gördüm.Hayretle gözlerinin ateş böceği gibi ışıldadığını fark edince dişlerimiz zangırdamasına engel olamadım.Bir korku sardı ki beni anlatamam,tarifi yok,uykudamıyım,rüyadamıyım diye elimi ısırdım canımın yandığıyla kaldım..Küçükken bizim köyün imamının zorlan öğrettiği duaları ardı,ardına taramalı silah gibi okumaya başladım.Baktım hayvan daha da yükseğe çıktı kor gibi parlayan gözleriyle,tren sreni gibi böğürmeye başladı.

-Beeeeeeee,BEEEEEEEEEEE

Okurken gözlerimi kapatıyordum arada yarım gözle bakıyordum yok oldumu kör olasıca diye ne gezer..Sonra Kuran kursundan kaçmaktan yarım yamalak öğrendiğim Ayetel Kürsi geldi aklıma,gerçi tam bilmiyordum ama olsun dedim onuda okudum son bir ümitle.Keçi gittimi dersiniz ? belemeyi,melemeyi bırakıp konuşmaya başladı bide..

-Hah,hah,hah ha yanlış yanlışşşş,hah,hah.ha....

Resmen dizlerimin bağı çözüldü,kuzey kutbundaymışım gibi dişlerimle,bacaklarım titreme yarışına girdi,kör olasıca mahluk kahkalar atarak bana doğru geliyordu.Tüm gücümü toplayıp koşmaya başladım az önce kovalayan taraf benken ,şimdi kaçan taraf olmuştum.Uzakda elinde baston yaşlı bir teyze görünce daha da hızlandım,son umudum o kalmıştı.Gece vakti yaşlı haliyle dağ başında naptığı umurumda bile değildi,tek gayem soluğu yanında almaktı.

-Teyze,neneeee kurtar beni.kovalıyor,keçi kovalıyor.
Kadının yanına varınca yüzünün çirkinliği bir yana akmış olan sol gözü tüylerimi diken,diken etti.Nerede o nur yüzlü nineler, bana rast gele,gele bu geldi..

-Öylemi yanlı,gel bakayım gel hah,hah ha dedi.

Nasıl fırladım gudubet karının yanından ok gibi anlatamam, o hızla dünya rekoru kırardım eminim,arada arkama bakıyordum cehennem kaçkını iki mahlukta peşimden geliyorlardı..Birden gündüz fikirsiz Musanın dua etdiği yatırın önüne geldiğimi fark ettim hayret arkamdaki iki mahlukta yavaşlamıştı.En azından sinir bozucu kahkahalarını duymuyordum .Açlık,susuzluk derman bırakmasa da son bir gayretle koşup yatırın taşına sarıldım.Başladım ağlayıp,yalvarmaya;

-Allahım şu mezarda yatan mübarek kulunun hürmetine yardım et,koru beni,gözet,affet ne olur kurtar beni.İşte ne olduysa o an oldu kimin attığını göremediğim taşlar ışıktan huzmeler çize,çize o iblislere doğru yağmaya başladı..Ben korkudan tir tir titrerken o iki iblisin ateşten toplara dönüşüp karşı dağlara doğru yuvarlandığını gördüm.Aklım başımdamı diye tam kendimi çimdikliyordum ki bir ışık kümesi gözlerimi kamaştırdı farkına vardım ki yatırın önünde araba durmuştu.Araçtan inen 3 adam tam ellerini açıp okuyacakları zaman beni görüp telaşlandılar.Arabamın yolda bozulduğunu,çırağımın kayıplara karıştığını anlattım özetle, fakat adamlar ısrarla neden yatırın taşına sarıldığıma takmışlardı kafayı..Gece vakti dağ başlarında çekindiğimi en güvenli yer olarak da bu mübarek zatın baş ucunda durup taşına sarılmayı tercih ettiğimi söyledim.Adının Veli olduğunu öğrendiğim kişi sözlerimi onayladı :
-Doğru gardaş,bende olsam aynısını yapardım.Sabah işimiz acele olunca okuyamadıydık o yüzden geçerken durduk bir okuyalım dediydik.

-Köyde ne işiniz vardı buralıya benzemiyorsunuz.
-Arılarımız var gardaş başlarında benim birader durur bugün sağmaya geldiydik,yanımdakilerde arkadaşlarım olurlar gezsinler diye getirdim.

Adamlar insan evladıymış hiç bir ücret falan istemeden beni de pikaplarının arkasına alıp şehre bıraktılar.Doğruca eve gidip tüm olanları benim çenesiz hatuna anlattım oda bir güzel oh çekti;

-Hani böyle şeylere inanmazdın,ben anlatınca dalga geçerdin,adamı böyle yaparlar işte,tazı gibi koştururlar..

-Sus be kadın susta Musa konusunu ne yapacağız onu düşünelim,kuş oldu uçtu sanki kim bilir onun başına ne geldi.

-Evine telefon açta sor sonra bir şey mir şey olur derdi bizi bulur...

-Offffff..Doğru,doğru öyle yapayım,aklı kıtta olsa ,kötülük bilmez iyi insandır Musa,başıma gelenlerden sonra iyice merak ettim doğrusu, o garibin başına ne gelmiş olabilir diye.

İçimde koca bir sıkıntıyla benim yardımcının evini aradım,karısının sesini beklerken Musa cevap vermesin mi ?

-Aloooo,aloo kimki o,kiminle konuşuyorum.

-Ulan Musa sen nasıl evine geldin.?

-Arabayla abi.

-Lan madem öyle beni neden çağırmadın,seni oraya nöbetçi komadımıydım?

-Gel bin dediler bende bindim Kamil abi,bir kişilik yer vardı zaten ,sen sığmazdın ki.

-Bindin demek.bindin..Ulan adam olan haber verirdi en azından.

-Ben gidiyom diye ünledim abi

-Git Musa git,işe de gelme temelli git.

Telefonu bir sinirle kapatıp konuştuklarımı tekrardan bizim hatuna özet geçtim o da;

-Ben dediydim,onunla çalışma dediydim diye kafamın etini kurtlu ağaç bulmuş ağaçkakan gibi didikledi durdu.Sakinleşince düşündüm nasıl oldu da Musanın bindiği arabanın sesini duymamıştım..Musa olacak elma kurdu aç kedinin ''Mivvv,mivv''diye mecalsizce miyavlaması gibi kendini incitmeden ben gidiyorum demiş olabilir fakat arabanın sesini duymam gerekirdi...Televizyonda benim oğlan korku filmi izlerken kızardım:

-Akılsız oğlum ne korkuyorsun film bu rol yapıyorlar lan hepsi..

Alay ettiğim ne varsa döndü ,dolaştı başıma geldi..Bizim hatunu kapı,kapı gezip millete anlatması da cabası oldu..İki gün sonra Musa uğradı bizim eve, neyse ki sakinleşmiştim,önceki sinirim olsa dövebilirdim..

-Kamil abi geçmiş olsun ..

-Ne için geçmiş olsun?

-Kahvede anlattılar abi, dağda sana keçi sürüsüyle ,çoban saldırmış..İyimisin şimdi ?

Demek ki bizim hanım herkese anlatmış, onlarda abarta,abarta durum bu hale gelmişti..Saf olduğunu bilmesem alay ediyor diyerek kafasına elimin tersiyle bir tane geçirecektim,cevap verdim:

-Sen kaçtın kurtuldun Musa aslında seni arıyorlarmış,seni bulamayınca bana saldırdılar..

-Amanın deme abi, essah mı?

Oğlum onlar bildiğin keçilerden değildi gözlerinden ateşler çıkıyordu, başlarındaki çoban karıya sordum:

-Ne edeceğiniz Musayı dedim

-Eeee ne dedi ne dedi abi?

-Sen hani bir ağaca abdest bozduydun yaaa!

-Çok sıkışmıştım,bozdum essah abi.

-Hıh işte o ağaç şeytanların eviymiş..Çişinle 5 tane şeytan sıpasının ölümüne sebep olmuşsun,kafayı kötü takmışlar sana dağ,bayır arıyorlardı,kan davası oğlum,ellerine geçeyim deme..

-Abooo ben ne ettim,buraya da gelirler mi abi,ya bulurlarsa beni..

-Orasını bilemem gayrı, fakat bulurlarsa halin yaman..

Sizin anlayacağınız benim yaşadıklarımı birazda o fikirsiz yaşasın istedim..Akşam evine giderken yalvar,yakar bizim Kuran-ı Kerimi aldı göğsüne sıkı sıkı bastırarak gitti..Ertesi gün işim çok olup uygun ücretle adam bulamadığımdan gene o fikirsizi çağırdım..Hala ömrümü yiyor boş,boş konuşmasına tahammül ediyorum fakat yanımda sürekli dua okuması hoşuma gidiyor.Biliyormusunuz o köyden tekrar iş çıktı fakat kabul etmedim çünkü eminim o iki iblis hala o dağlarda gezinip duruyordur....
Filiz Özmen

22 Ekim 2016 14-15 dakika 2 öyküsü var.
Yorumlar