Buna Bir Son Verin Artık

Pazar günleri insan ne yapar çocukları ile? Bahar ve yaz aylarında pikniğe gider, sonbahar ve kış olduğu zaman da bulunduğu şehrin tarihi ve turistik yerlerini ziyaret eder, değil mi? Biz de öyle yaptık kızımcım ile... Ooo o kadar çok tarihi ve turistik yer var ki başkentim Ankara'da, sayısını ve yerlerini söylesem şaşar kalırsınız. Hem de dört katlı, beş katlı, bazen altı yedi katlı bu tarihi ve turistik yerler, hem de oto parkları bile var. Bizim Ankara'mızın insanı çok tarih meraklısıdır. Hiç boş bırakmaz bu tarihi ve turistik yerleri hafta sonlarında. Giriş bedava olsa da, çıkışta dağıtır paraları, hamburgercisinden, sinemasına, ayakkabı mağazasından, konfeksiyon mağazasına kadar. Sonrada burayı yapan, yaptıran atalarına bolca dualar eder. Tabi mağazaların sahipleri de gelip alış veriş yapanlara dualar ederler, her şey karşılıklı değil mi ama?







İşte böyle bir pazar günü geldik semtimizde ki büyük, büyük ve dahi kocaman hem alışın hem de verişin olduğu yere. Arabamızı park edip katlara çıkınca, her tarafın ışıl ışıl olduğu bu renkli dünyanın cazibesine kapılmamak elde değil. Burada en çok da sevdiğim şeylerden birisi elektronik kapıdan geçerken alarmının çalması. Ya bir cep telefonuna ya da bir metal eşyaya zır zır ötüyor. Ben de onu öttürmesini çok seviyorum. Sanki bana önemli bir adammışım hissi yaşatıyor kısa bir zaman dilimi de olsa.







İçeride bir dolu insan yaşlısından gencine. Tam da zamanıydı sanki küçük ve büyük abdeste aynı anda sıkıştım. Elimde ki çantayı kızıma verdikten sonra doğru WC'ye... Oooo cıstak cıstak ''Aaamet beyler de gelmişler.'' diye kimse demedi ve kapıda da karşılamadı beni haliyle... Kime ne ya bir teşaşür yapacağız diye. Sade sen mi sıkışıksın, herkesler aynı dertten muzdarip arkadaşım, sıraya geç bakalım önce. Geçerim sıraya ve içeriden o meşhur sesi, sifon sesini beklemeye koyulurum. Tünelin ucunda ışık ne zaman görünecek bakalım? Hah biri çıktı, benden önce gelen amca hop daldı. Amca çok sıkışığım sıranı bana ver temizinden sana bir on kağıt vereyim desem, verir miydi ki acaba bana sırasını? Yok, yok vermezdi, ben kendimden bilirim, bu sıkışmak abdeste başka bir şeye benzemez ki sonrasında ki mutlulukta hayatta ender rastlanan mutluluklardandır.







İşte o an nihayet veeee dalarsın içeriye Ahmet. Hemen ceketi as askıya. Zafer bu, biraz da onlar, dışarıdakiler düşünsün. Ama süreyi de iyi kullanmalıyım, yine de ayıp olmasın dışarıdakilere. Ben nasıl zorlandıysam, beni beklerken de zorlananlar vardır mutlaka. O da ne? Tuvaletten klasik müzik sesi geliyor. Dur bakayım, dur hele tanıyacağım ben bu müziği. Vivaldi mi desem, yok yok bu kesin Beethoven olsa gerek. Yahu bu uygulama yeni mi başladı? Eskiden böyle bir şey yoktu. Ey arkadaşım, kim buranın yöneticisi? Sen böyle tuvaletlere müzik koyarsan, içeriden adam çıkar mı? Çıkmaaaz, dışarıda ki adamlarda altına yapar yani diyeyim. Ha şu var klasik müziği sevmeyen çabuk çıkarda, seven de yatar içeride. İnsan sonra müziği çeşitlendirir ara sıra değil mi ama? Arabesk çalın, bir ara türkü çalın, hafif Türk Müziği, Dede Efendi. Onlarda olsun. Ama Allah var bir konuda yerden göğe kadar iyi yapmışlar derim yani. Sesli sesli gaz çıkaran bir adam var ise, ne mutlu ona ki müziğin gürültüsü ile kesin duyulmayacak zart ve zurtları...







Tamam arkadaşım, güzel ne güzel bir uygulama, müzik ile şeyttiriyorsunuz adamı? Sanata değer verdiğiniz de buradan belli, belli de bu uygulamayı daha da geliştirmeniz lazım diyeyim. Tuvalette ki vatandaş parça istese bir şekilde yani ''Ben mıçarken şu parçayı çalsanız olmaz mı ağabeycim ve de DJ'cim'' böyle bir sistem kursanız. İnanın samimiyet ile söylüyorum tuvaletler dolup taşar ve de uzun uzun kuyruklar oluşur tuvaletlerin önünde... Eeee o zamanda ne olur, içeridekiler dışarı çıkmaz, dışarıdakiler de içeri giremez ve tuvaletlerin önünde altına yapan bir dolu vatandaş ki kokuları da her tarafı tutar. Bir de tutup sanatçı getiriyorlarmış tuvaletlere canlı müzik filan da yapıyorlarmış, onu da yaparlar mı be! Kim bilir, o da olursa zaten hepten yandığının resmidir dışarıda sıra bekleyen vatandaşların. Bazen de klarnet ile oyun havaları giriyor ki en tehlikelisi o tam mıçarken, insanın dayanamayıp, kalkıp oynayası geliyor, bir kaç defa oldu bende, üstüm başım battı hem vallahi hem billahi... O sebep ile diyorum ki bu büyük alış veriş merkezlerinde ki tuvalette müzik uygulamasını bir an önce kaldırın. Nasıl yaparsınız bilemiyorum, kanun hükmünde kararname mi çıkartırsınız, yoksa tüzük değişikliği mi yaparsınız. İdari Müdüre şikayette mi bulunursunuz? Bir şekilde bunu sonlandırın derim...

14 Aralık 2016 4-5 dakika 629 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 7 yıl önce

    Günün öyküsünü ve yazarımızı kutlarızud83eudd20ud83eudd20