Cep Telefonu Aşıkları

Otobüs sık sık duruyor şoförle yardımcısı inerek arka tarafa dolanıyordu. Bu sefer bir benzinliğe döndü yakıt alacağını düşündüm ama yapılan anons ile şehirden bir parça ve usta geleceği söylendi. Şehirden de çok fazla uzakta değildik.





Yolculardan bir kısmı ve ben aşağı indik, şoför ve yardımcısı yine arabanın arkasındaydı. Motor kaputunu açmış uğraşıyorlardı. Bir sigara yaktım, az ilerimde yolculardan bir gençte yaktı. Elinde cep telefonunu kurcalayıp duruyordu. Sigarasından öyle bir nefes çekti ki beklemeden ikinciyi üçüncüyü yineledi . Şimdi baca gibi tütüyordu.Yaklaştım ne o yeğenim çok mu tiryakisin bu meretin, böyle içersen akıbetin kötü olur, ciğerlerini mahvedersin.





Onyedi onsekiz yaşlarındaydı. Esmer ve pürüzsüz görünen cildinde daha bıyıkları yeni çıkmaya başlamıştı. Simsiyah saçlarını kulaklarını örtmeyecek şekilde tepesinde uzun bırakıp geriye jöle ile taramıştı. Dedi ben onüç yaşımdan beri içiyorum. Üzüldüm, avurtları çökene kadar ciğerlerine çekişi ve bu yaşta böyle içiyor olması bende nasihat verme arzusu uyandırmıştı. Zararlarını anlattım, bu çağda bırakması gerektiğini, ileri yaşlarda bunun daha zor olacağını söyledim ama nafile.





Üstünde temiz beyaz bir dik yakalı gömlek altında eski bir kot ve eski bir spor ayakkabı vardı. Yüzü toplu olmasına rağmen, oldukça açık kalan yakasının içinde göğüs kemikleri belli oluyordu. Tokat' lı mısın diye sorduğumda hayır dedi, Kırşehirliyim.
-Şimdi nereye gidiyorsun?
-Kayseri'ye
-Gezmeye mi?
-Hayır, ben orada kaportacıda çalışıyorum.
-Kaç lira haftalık alıyorsun orada nerede kalıyorsun?
-35 kağıt alıyorum, dayımlar var onlarda kalıyorum.
-Peki Tokat'tan bindiğine göre orada da akraban mı var?
-Bir kız vardı onunla görüşmeye gittim.
-Nasıl buldun, tanıştın?
-Ceplerden
-Görüştün mü bari..
-Sabah 08.00 de terminalde buluştuk, 15.30 ayrıldık.
-Masraftan ne haber, kaç para harcadın?
-250 kağıdım gitti.




Şaşırdım kaldım bir an. Sonra devam ettim konuşmaya.. Dedim evlat sen 35.-YTL. haftalık kazanan biri olarak çok para harcamışsın, yazık değil mi? Bak şimdi aklın hep bu kız da kalacak, kim bilir gittiğinde kaç defa arayacaksın ve kontura para harcayacaksın, hep bu kızı düşüneceksin, Meslek öğrenen bir genç olarak kendini işe veremeyeceksin. Belki dalgınlığın bir kazaya neden olacak. Eline çekiç falan vuracaksın canın yanacak. Daha çok gençsin önünde askerliğin de var. Bak ne güzel bir işte de çalışıyormuşsun. Şimdi aklını ve bütün gayretini mesleğine harcamalısın. Bu kızdan çok zarar göreceksin sen, hem bu kızdan da sana hayır gelmez, iyi bir kız olsa telefonda bu denli samimiyet kurmaz ve seninle de önceden hiç tanımadığı halde bu kadar saat gezip dolaşmaz, problemli olduğu muhakkak.





Sükutta dinledi beni ve haklısın bana bu zamana kadar hiç kimse sizin gibi anlatmadı. Hep dayımın yüzünden dedi. Sigarayı da babam yüzünden içiyorum. Anlaşılan onun da problemleri vardı. Kimseyi bahane etmemen gerekir yanlışların senin ve zararlarını sen görecek sonuçlarını sen çekeceksin dedim. O yaptığın masraf var ya seni iki defa donatırdı, üstüne güzel kıyafetler alsan yada bir kenara koysan daha iyi olurdu. Bu gidişle iki yakan bir araya gelmeyecek, biriktirene kadar aklın şaşacak, biriktirince de yine o kızı görmeye gitmek isteyeceksin. Akıllı ol askere gidene kadar işinde usta olmaya bak. Zamanı geldiğinde mesleğini de ele aldığında nasıl olsa daha iyileri çıkar karşına dedim.




Otobüs bakımı tamamlandı, bindik hareket ettik. O oturduğu koltukta hala elinde telefon kızı aramakla meşgul oluyordu.


Heyhat dedim, ne günlere kaldık,


Şu cep telefonları ve internet gençlerimize ne zararlar veriyordu.


Vakitsiz aşklar doğup, büyümeden ölüyor, gençlik çürüyordu....

11 Şubat 2013 3-4 dakika 15 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar