Çok Yaşlı Çooook

Canım yaşlı dediysek, seksen doksan filan değil. Elli altmış hiç değil... Yirmi beş bilemedin otuz yaşında... Şaşırdınız değil mi? Yirmi beş otuz yaşında yaşlı mı olur, erken bunama mı var, yoksa bizim bilmediğimiz bir şey mi var diye? Arkadaşım, bu insan değil benim tosbağa tosbağa, yani wolkswagen denen dört teker, iki çeker araba... Önden çekiçli, arkadan da bayağı çekici... Yani en azından bana öyle geliyor. Marilyin Monro gibi olmasa da ufak bir cazibesi var...

Allah var, iyi hizmet etti bana, yirmi yirmibeş senedir... Bazen tek bindim, bazen üç beş arkadaşımla bindik, hatta bayağı tepindik içinde gençliğimizde, kafa salladık, başımızda kavak yellerinin estiği zamanlarda. Gıkı bile çıkmadı. Bana mısın, sana mısın, ona mısın, bile demedi... Masrafsız idi bir çok hemcinslerine nazaran. Ekonomikti, koklardı benzini adeta... Benzin bunalıma girerdi, kimi zaman ''Bu beni yakmıyor adeta kokluyor.'' diye... O derece yani...

Ne gülmüştük eskiden, bir kaç arkadaşımla tatile gideceğimizde bagajı önden açıp, bunu bilmeyen arkadaşım ''Oğlum gece hırsızlar senin motoru çalmışlar.'' deyince... Direksiyonu havalı olmasa da, türkuaz mavisi rengi bayağı hava yaptırıyordu çevreye...

İlk kız arkadaşlarımızı onun koltuklarında misafir etmiştik. Sinemalara, pikniklere gitmiştik de gitmeye bir de yolda arıza yapıp bizi rezil etmeseydi bacılara, gacılara... O zaman daha genciz genç olmaya da, Allah'dan tamirinden anlayan arkadaşlar sayesinde bacılara da rezil olmaktan kurtulmuştuk. Allah onlardan razı olsun, hatta tuttuklarını altın etsin, hisse senedi yapsın, aman güzel bir şeyler yapsın işte yahu, Allah'ın işine karışılmaz...

Airbag denen hava yastığı yoktu yok olmasına ama bizim illa ki bir iki uyku yastığımız olurdu. Gece yolculuk yaparken uykumuz gelirse kenara çeker bir iki saat kestirir, sonra kendimize gelir, tekrar yola devam ederdik... Kusura bakmasınlar hava yastıkları, bizim o yastıklarımız hayat kurtarmasa da en azından rüya garantiliydi, mışıl mışıl uyuturdu yolda bizleri...

Artık bayağı zorlanıyor ihtiyar vosvosum... Sık sık Doktor Zekeriya Amcasına götürüyorum. Doktor Zekeriya Amcası dediyesem, siz bakmayın benim lafıma, araba doktoru o, bizim kadrolu tamircimiz canım. O da ''Sat bunu da daha genç bir araba al.'' diye her zaman bana ve arabama laf çarpar. Laf önce bana sonra arabama çarpılıp, son hızla geri döner. Ben de ''Aman ağabey arabamın yanında böyle sitemkar konuşma, duyar bak sonra sana gönül koyar.'' diyorum, hep beraber gülüyoruz... İnternet'de gruplarımız var. Bazen organize olup bir araya geliyoruz. Bir şeyleri protesto ediyoruz, kimi zaman bir şeyleri kutluyoruz. Wosvos Dayanışması bu... Parti Kursak, belki iktidara gelemeyiz amma, Anamuhalefet Partisi olur muyuz ki, bilemedim...

22 Kasım 2018 2-3 dakika 625 öyküsü var.
Yorumlar (2)
  • 5 yıl önce

    Mizahi yazılarınıza bir hoş daha eklemişsiniz saygın kalem Ahmet bey, bahsettiğiniz marka arabaları Hitler dar gelirli Alman halkı için üretmişti ilk kez. Wıskwagen (halkarabaı). Almanlara hayranım yaptıkları her şeyi hakkıyla yapıyorlar. Dilerim bir de onlar gibi disiplinli çalışır kaliteli mallar üretiriz. çoook ihtiyar arabanızla kazasız yolculuklar dilerim., Emeğe ve sanata saygımla.

  • 5 yıl önce

    Teşekkür ederim Hocam yorumunuza saygıyla...👍