Esnafın Günlüğü

Sevgili günlük,

Sabah çocuklardan önce evden çıktım. Harçlıklarını masanın üstüne bıraktım. Böylesi daha ekonomik oluyor yakın markajda fazla mukavemet gösteremiyorum, çocukların haklı talepleri boynumu büküyor.

Nurten, senin için bir şey yazmayacağım , günlüğümü odunların altında bulup, okuduğunu biliyorum. Zaten akşam söylediklerini de hâlâ unutmuş değilim. Annendir fazla sesimi çıkaramıyorum ama fena bozuldum haberin olsun.

Sağ ayağımla evden dışarı adım attım, dualarımı okudum, arabaya bindim. Marş basmadı, farları açık unutmuşum aküyü bitirmiş. Elektrikçi Hüsamettin'i aradım sağ olsun çocuk hemen geldi anlayacağın para sıkışmış, ilk siftahı orada yaptık, eh zamanı gelmişti. Ayaküstü iki çift laf ettik sabah sabah , içimi kararttı mekanı kapatacakmış. İnternet üzerinden, cep telefonuyla yürütecekmiş işleri. İnter-elektrik miymiş, alo-yetiştim miymiş neymiş.

Gerçi arabayı satışa çıkaralı epey oldu ama alan yok satan ne yapsın . Otokoop.daki esnaf da yatıyor. Yarı fiyatına verirsen satılır belki ama üç taksit borcu daha var. Arabasız da iş olmuyor ki. Gidip tekrar araba borcuna gir, eski modellerle çile çek, tamiriyle uğraş dur.
Dükkânı çıraklar açmış çayı demlemişler biraz kaynattık.

Allah seni inandırsın akşama kadar hiç müşteri gelmedi desem yeridir.

İki kişi geldi, iş arıyormuş, birinin yanında babası da vardı. Çocuk okulu asmış , babası da çekmiş almış okuldan. Kimi çuvalla para verir evladını okutamaz, kimi okumak ister imkânsızlıktan okuyamaz. Hoş, okuyanları da görüyoruz. Bizim Tahir okudu da ne oldu, diplomalı çaycı...
Neyse üç dilenci bir deliden sonra adres soranlar ve pazarlamacılar uğradı.
Devir değişiyor ,meslekler değişiyor. Ekmek aslanın kuyruğuna kadar gitti. Banka müdürleri bile kapı kapı geziyor. Ne günlere kaldık yav. Hap , yap para kap.Kap da nasıl kaparsan kap.

Telefonlar da hayırlıya çalmadı. Alacaklılar aradı. Tabi ben telefona çıkmadım, çıkamadım. Esnafsın kardeşim, ya böylede olmaz ki. Sabah sabah alacaklı mı aranırmış, öğlene doğru ben de telefonun başına geçtim dokuz aydır tahsilat yapamıyorum.

Yok, ağabeycim piyasada yaprak kıpırdamıyor. Açtım telefonu o sevimsiz ses? telefonunuz borcundan dolayı görüşmeye selamun aleyküm ...? diyordu.

Bu arada cep telefonuma da mesajlar düşüyordu. ?...saygılaar muhasebeciniz Mehmet...?

Bir de pembe dosyalılar uğradı. Sarı taksiyle geldiler, sanki ömürleri taksiyle geçiyor, nasıl olsa devamında taksi paraları da bizden çıkacak isterse limuzinle gelsinler, olsa dükkân sizin, amaaan iyi ki malların bir bölümünü kaynananın bodruma taşımıştık. Ulen Nurten bodrumdaki fareleri niye söylemedin bana kaşık düşmanı ... Neyse efendim, iki dosya numarası bıraktıklar ne de olsa onlar da emir kulu.

Eskiden postacıları sever sayardık. Kartpostallar gelirdi yılbaşı, bayramlarda. Akrabalar arasında resimlerimizi gönderirdik birbirimize, arkalarına da ?cansız hayalimi gönderiyorum? falan yazardık.
Soğuk dururdu ama öyleydi. Şimdi hakikaten kanlı canlı hayaller olduk. Postacılarda hayırlı haber getirmiyorlar artık, fatura ve mahkeme kararları taşıyorlar. Kimse de onlara bakıp merak etmiyor zaten.

Yeni okulun ihtiyaçları varmış, çay veriyorlarmış, aile birlikleri zorla iki bilet kakaladılar. Nurten gidersin artık, o kadar para verdik.

Bizim çocuklar amatör ligde mücadele veriyor formalarını yenileyeceklermiş, tabi el altındayız ya es geçseler olmaz... ee yılların esnafıyız; sağ olsun çocuklar sever sayar ucundan bir omuz attık.
Yılların esnafıyım böyle durgunluk görmedim ağabeycim! İhtilallar oldu, depremler, devalüasyonlar , böylesini görmedim. Kuru kalabalık, kuruduk kaldık.

Ya şu dilenciler, bir köşe bulur , oracıkta otururlardı yerleri de , kendileri de belliydi. Nereden çıktı bunlar kaç gündür? Ramazan değil, Cuma değil, organize çalışıyorlar organize! Tahsilâtta sınır tanımıyorlar. Müşterilerinin ayağına gidiyorlar. Minibüslerle getirip, bırakıyorlarmış, sonra toplanıp , başka yerlere gidiyorlarmış, artık piyango kime çıkarsa...

Haa, piyango deyince bu yılbaşı bilet Milet yok. Kendimiz olduk zaten bilet, o da Nurten'e çıktı büyük ikramiye İsmet !..

Şu deli Birol da olmasa gülmeyi unutacağız valla. O da Sibel Can'a takmış olmayan aklını , peeh Subhanallah ...

Neyse sevgili günlük;

Benden para istemeyen yegâne varlıksın. Mum ışığında satırları biraz uzattım. Evi elektriksiz bırakmaz, cereyanları kendim de açardım da, geçen sefer şerare yaptırdım, binayı yakıyordum. Artık cesaret edemiyorum.

Ailece çok güzel bir gece geçirdik. Televizyonun yokluğu ne güzel şeymiş. Bol bol sohbet ettik çocuklarla. Meğer anlatacak ne çok şeyimiz varmış. Nurten, sen hariç, seninle ayrıca konuşacağım, konuşmuyoruz diye ikide birde çocuklarla laf gönderme... Bu arada kuru fasulye güzel olmuş yarın akşama da bulgur pilavı pişir.

04 Ağustos 2009 4-5 dakika 2 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 14 yıl önce

    Sağ ayağımla evden dışarı adım attım, dualarımı okudum, arabaya bindim. Marş basmadı, farları açık unutmuşum aküyü bitirmiş

    Ailece çok güzel bir gece geçirdik. Televizyonun yokluğu ne güzel şeymiş. Bol bol sohbet ettik çocuklarla. Meğer anlatacak ne çok şeyimiz varmış. Nurten, sen hariç, seninle ayrıca konuşacağım, konuşmuyoruz diye ikide birde çocuklarla laf gönderme... Bu arada kuru fasulye güzel olmuş yarın akşama da bulgur pilavı pişir.

    👍 tebrik ederim şairem

    👍 yüreğine sağlık

    👍 öğle bir gezinirken rastladım yazınıza şimdiye kadar neden fark etmedim. eline sağlık,kalemin daim olsun