Evcilik Oyunu

-Ahmet, oğlum haydi sokaktan içeriye gir artık derslerin yarım kaldı çalış biraz...
Ahmet kulak asmaz biraz haylazdır; sokakta arkadaşlarıyla birlikte top oynamak varken ders çalışmak şöyle dursun...
Anne her ne kadar mücadele etse de akşam kızıllığına kadar yağmur çamur olmadıktan sonra Ahmet sokaklarda koşuşturur.
Gece babasının korkusuyla gaz lambasının ışığında defter kitap karıştırıp durur ama aslında anladığı hiçbir şeyde olmaz.

İlkokul bir ve ikinci sınıfı zar zor geçse de üçüncü sınıfta öğretmeninin de üstüne düşmesine rağmen sınıfta kalır.
Ertesi yıl yine üçüncü sınıfa devem eden Ahmet kendini bir başka sınıfta, başka bir öğretmen ve başka arkadaşlar arasında bulur.
Sınıfta kalması ona zor gelince biraz kendini toplasa da yine yeterince derslerini çalışmaz.
Ona okulu sevdirebilmek ve sosyalleşmesini sağlamak için öğretmeni ?Ahmet oyunlara katılır mısın? Deyince zaten aklı oyunda olan Ahmet, ne oyunu olduğunu dahi bilmeden cevabı evet olur.

Yirmi üç Nisan ulusal egemenlik ve çocuk bayramı etkinliklerinde çocukların oynadığı çeşitli oyunlar düzenlenir, öğretmeni onun bu oyunlara katılmasını sağlar.
Yirmi üç nisan hazırlıkları başladığında oynanacak oyun hazırlıkları yapılırken öğretmeni Ahmet'i sınıftan bir kızla gelin ve damat olarak şenliğe hazırlar.
Ahmet pırıl pırıl takım elbise, arkadaşı Gülşen beyaz gelinliğiyle el ele tutuşarak törene katılırlar.
Bu halleriyle öğretmenlerin ve ahalinin sempatisini ve sevgisini kazanırlar.
Bundan sonraki şenliklerde ayni şekilde giyinip törene katılırlar.
Ahmet ve Gülşen sıkı fıkı arkadaş olmuşlar, birde ayni mahalde olmaları Ahmet ve Gülşen'in arkadaşlıklarının pekişmesi, ilerlemesine sebep olmuştur.
Birlikte oyunlar kurar, Ahmet baba Gülşen'se anne rolünde bez bebekler ve evlerinden aldıkları kap kacaklar la evcilik oyunu oynarlar.

Yaz tatili başladığında Ahmet'in sünnet çağının gelmiş olmasıyla babası düğün hazırlıklarını yapar düğün dernek kurulur, Ahmet yine takım elbiseleri giymiş süslenmiştir.
Gülşen düğüne konuk olarak gittiklerinde Ahmet'in babası, -a, gelin kızım gelmiş der, oysa bir gün gerçekten gelini olacağı aklının ucundan bile geçmez.

Okulu bitirinceye kadar bu nedenle beraber olmalarından dolayı bir birlerine özel bir ilgi duymaya başlarlardır.
Adını dahi bilmedikleri bu ilgi okul bittikten sonrada devam edecektir.
Ahmet yaz tatillerinde babasının iş yerinde dolaşıp babasına ufak tefek yardım etse de okul bitince devamlı çalışmaya başlar.

Çalışma hayatı okula benzemez! Ahmet sıkılır eski günlerdeki gibi oyunlar bitmiştir.
Gülşen'in bez bebekleri tüm oyuncaklar bir kenarda artık ikisi de oyun oynayamazlar fakat çocuk aklıyla ikisinin de anlayamadıkları adını bilmedikleri tuhaf bir his vardır içlerinde.
İkisi de törenlere katıldıkları damat gelin rolünden ve beraber kurdukları evcilik oyunundan anlamadan etkilenmişler birbirlerine bağlanmışlardır.
Çocuk aklıyla bu duygunun adını bilmeseler de ergenlik çağlarının gelmesiyle içlerindeki kıpırtının farkına varırlar.

Gülşen serpilir büyür güzeller güzeli bir kız olur, Ahmet'te yakışıklı bir delikanlı olmuştur.
Her ikisindeki ilgi fark edilir hale gelmiştir, Ahmet saçına başına özen gösterir Gülşen'de süslenip ona kur yapmaya başlar.
Bakışmalar değişmiş tavırlar değişmiştir, kısacası aşk kapıyı çalmışta, dile gelemez.

Yaşları ilerledikçe artık eskisi gibi bir araya gelmeleri de güçleşmiştir.
Ahmet Gülşen'e âşıktır, ona fark ettirmeye çalışır... Aslında böyle bir şeye pek gerekte yoktur çünkü Gülşen'de ona âşıktır, oda bunun farkındadır.
Birbirlerine açılmaları güç olmasa da ilk heyecanla Ahmet bunu nasıl dile getireceğini bilemez.

Yine bir yirmi üç Nisan günüdür Ahmet şenlikleri seyretmek için meydana gider Gülşen'de meydana gitmiş eskiden katıldığı şenlikleri özleyerek seyreder.
Ahmet Gülşen'i görünce kalbi heyecanla atmaya başlar Gülşen'in yanına yanaşıp-merhaba Gülşen nasılsın diyerek sohbete başlar, Gülşen ?merhaba Ahmet sen nasılsın şenlikler ne güzel değimli? Ahmet evet ama biz katılırken daha güzeldi değimli? ?sen gelin olurdun bende damat Gülşen başını hafifçe kaldırıp Ahmet'in gözlerine bakınca hafifçe gülümser başını önüne eğer. Ahmet artık bu konuyu yarıda bırakmak istemez, hemen yan tarafta çiçek satan bir kişiden bir gül alıp Gülşen'e uzatır Ahmet'in heyecandan titreyen eli her şey ifade eder gibidir.
Gülşen gülü aldığı gibi sesiz kalır yüzü biraz kızarır, Ahmet ?Gülşen yine görüşür müyüz?
Gülşen başını sallayıp Ahmet'in yanından ayrılır.

Günler geçtikçe birbirlerine açılırlar birbirlerini deli gibi sevmektedirler.
Aileleri bu ilişkilerini fark etmişler keza yıllar öncesi onları gelin damat olarak zaten yakıştırmışlardır.
Ahmet daha askere gitmeden Gülşen'i ailesinden istemeleri için anne ve babasına konuyu açar, baba ?oğlum hele bir askerliğini yap isteriz... Keza Gülşen'in babası da ayni fikirdedir.

Ahmet sokak lambalarının cılız ışıklarının altında akrabalarına giden Gülşen'e yanaşıp durumu anlatır.
_Gülşen babam sorun çıkarıyor evlenmemize razı olmuyor kaçalım mı? Ne dersin Gülşen böyle bir teklifi aklından bile geçirmemiştir, bu ailesine ihanet etmektir.

Ahmet'in ısrarıyla aileler askerlik öncesi bir nişan yapmak zorunda kalırlar.

Davul zurnalar çalmaya başlar yeni dönem askerler birkaç gün içinde uğurlanır.
Askerlik asırlar gibi uzun görünür Ahmet daha askerliğinin başında teskere için kalan günleri saymaya başlar, sanki askerlik bitmeyecek gibidir.
Son günler çok zor geçse de Ahmet teskereyi alır almaz memleketinin yolunu tutar.
Artık sevdiklerinin nişanlısının yanındadır.

Birkaç gün dinlendikten sonra babasıyla beraber tekrar çalışmaya başlar.
Artık iş düzenini kurmuştur, bir yandan da düğünden söz edilmeye başlarlar.
Aileler bir araya gelip program yapılır düğün hazırlıkları başlar.
Gülşen heyecanla çeyizlerini hazırlarken Ahmet'te diğer hazırlıkları yapar.
Yıllar önce ilkokulda oyunlarda gelin ve damat olarak el ele tutuşan Ahmet ve Gülşen bu defa gerçekten gelin ve damat olarak el ele düğün salonunun kapısından içeriye girip konukları selamlarlar.
İkisinin de mutlulukları yüzlerinden okunur. Bu mutlu günlerinde tüm dostları yanlarındadır.

Aradan geçen birkaç yıl içinde çocukları dünyaya gelmiştir.
Evlendikleri yıllar olmuş, ama onlar sevgi ve mutluluklarını hiç eksiltmemiş yeni evlendikleri gün gibi bağlılıkları devam eder.
Çocukları okullarını bitirmek üzeredir.
Ahmet kendinde bir rahatsızlık hisseder, fakat bunu önemsemediği gibi doktora gitme gereğini de duymaz.
Bir gün çalışırken birden fenalaşıp olduğu yere yığılmasıyla nefesi kesilen Ahmet yanındaki arkadaşı ne olduğunu anlayamaz, hemen doktor çağırılır ama maalesef artık doktorun müdahalesi fayda etmez.
Ahmet kalp krizi geçirmiş ve hayatını kaybetmiştir.
Gülşen haberi alınca yıkılır küçük yaşlarından beri el ele beraber oldukları hayat arkadaşı artık yoktur erken sahip olduğu hayat arkadaşını erken kaybetmiştir.

07 Mayıs 2014 6-7 dakika 30 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (1)
  • 10 yıl önce

    Ne güzel başlamıştı oysa öykü, sevmek hem çocukken hem de olgunlaşınca da gerçekten güzel ve o çocuklukta ilk aşık olduğu kızı da çoğu zaman kimse unutamamıştır, çoğu kimse olgunlaşınca başkası ile hayatını birleştirse bile. Ama öykü de daha sonra iki seven yürek bir araya gelse de sonu hüzünlü bitiyor. Hayatın içinden dolu dolu bir öykü gün sonunda ödülünü de almış kutlarım Mustafa içtenlikle...👍