Geriye Dönmek

Hava inanılmaz derecede soğuktu.Aralık ayı için,fazlaca soğuk.Bu aralar havalar bir garipti zaten.Mevsimler değişiyordu sanki.
Yazın şiddetli yağışlar olmuştu.Geçen kış ise,inanılmaz derece de soğuktu.Buna rağmen tek bir kere bile kar yağmamıştı.
Şimdi ise Aralık ayında müthiş bir soğuk vardı.Dünya kesinlikle değişiyordu.
Akşam saatleriydi.Hava çoktan karamış,dükkanlar birer ikişer kapanmıştı.Zaten bu saatte ve bu hava da pek iş olmazdı.Bunu bilen,Bakkal Tahir bile erken kapatmıştı dükkanı.
Nuri Baba'nın berber dükkanı ise açıktı.O kendisini böyle alıştırmıştı.Dükkanını hep aynı saatte açar,aynı saatte kapardı.Bu bir alışkanlıktan çok,onun işine duyduğu saygıydı.
Sevecen ve babacan tavrı nedeniyle,herkes Nuri Baba derdi ona.Altmışlı yaşlardaydı.Kısa boylu,şişman,bembeyaz saçlı biriydi.Mahallenin en eskilerindendi. Erkeklerin çoğu,onda saçlarını kestirirdi.Ona gitmeyenler de,Nuri Baba'ya büyük saygı duyarlardı.
Nuri Baba,çıraklıktan başlamıştı bu işe.Zaten tam bir usta çırak ilişkisi ile öğrenilen bir zanaattı,berberlik.İşi çok çabuk kavramıştı.Bu yüzden kalfalığa terfi etmesi,uzun sürmedi.Temiz iş ahlaklı ve dürüst bir gençti.Ustası bu yüzden,ölürken dükkanı ona bıraktı.Nuri Baba'da ustasının gözünü arkada koymadı hiç.İşine dört elle sarıldı.Hiç bir zaman parası olmayanı geri çevirmedi.Kimin derdi varsa,hep dinledi.Yardım etmeye çalıştı.
Şimdi ise,müşterisiz dükkanında,berber takımlarını temizliyordu.
Dükkan geçmişe açılan bir kapıydı sanki.Yüksek apartmanların ortasındaydı.İki katlı bir binaydı.Alt kısım dükkan,üstte ki ahşap yer ise Nuri Baba'nın eviydi.Her şey eski düzendeydi.Büyük beyaz berber koltukları,eski bir radyo,birkaç çiçek ve bir de kömür sobası.Bu soğukta bütün gücüyle yanmaya çalışan kömür sobası?
Buraya girmek insana hep geçmişini hatırlatırdı.
Berber kapısında,birinin içeri girdiğinde çalan bir de zil vardı.
Nuri Baba arka tarafta iken zilin sesini duydu.
Ön tarafa geçip kapıya baktı.Kapı yarı aralıktı.
''Ah şu rüzgar?''diye düşündü.
Beyaz boyalı ahşap kapıya ilerledi.Kapıyı kapattı.Tekrar arka tarafa gitti,
Zili tekrar duydu.
Yine kapıya doğru gitti.
Karşısında siyah paltolu,uzun boylu esmer bir adam duruyordu.
''Buyurun?''dedi Nuri Baba yumuşak sesiyle.
Adam hiçbir şey söylemedi.Gözlerini dikmiş,karşısında ki ihtiyara bakıyordu.
Normalde,böyle bir bakış insanı rahatsız ederdi.Fakat esmer adamın bakışı farklıydı.Onun bakışında daha çok,minnet ve sevgi vardı.
''Nuri Baba?''diyebildi en sonunda.Sesi çekingen,sevgi doluydu.
Nuri Baba,sesin tınısında tanıdık bir şeyler fark etti.Karşısında ki.otuzlu yaşlarda olan adamı iyice süzdü.
''Ali?''dedi heyecanla.
''Ali,sen misin oğlum?''
''Benim Nuri Baba.Benim?''dedi adam.
Sonra ikisi de bir müddet sustu.
Aslında hala konuşuyorlardı.
Fakat kalpleriyle,konuşuyorlardı bu sefer.Bazen sözcükler yetersiz kalıyordu hayatta.İşte bu,o anlardandı.
Nuri Baba'nı gözleri doldu.
Öne doğru hamle yaptı.Sıkıca sarıldı,karşısında ki kendinden uzun adama.
''Döndün demek.Nerelerdeydin?''diye sordu.
Sitem doluydu sesi.Haklıydı da bu siteminde.
Ali mahalle de en çok sevdiği gençlerdendi.
Ali de onu babası yerine koymuştu hep.Sonra bir gün çekip gitmişti Ali.Hiç bir şey söylemeden,kimseye haber vermeden?
On yıl sonra işte karşısındaydı Ali.Ona soracak çok şeyi vardı,ihtiyarın.
''Kalacak yerin var mı?''
''Hayır?''dedi Ali.
''O zaman bir müddet ben de kal.''
Sonra dükkanda bir süre oturdular.Hasret giderdiler.
''Çok değişmiş buraları.Her yerde apartmanlar yükselmiş.''
''Evet,artık bırakıp gittiğin yer değil burası.Üzgünüm ama insanları da bırakıp gittiğin gibi bulamayacaksın.''dedi Nuri Baba.
Ali,ihtiyarın kimi kastettiğini çok iyi biliyordu.Başını öne eğdi.Simsiyah gözleri dolmuştu.Fakat ağlamak ona yakışmazdı.Ağlamadı bu yüzden.
''O nasıl?''diye sorabildi en sonunda.
''Sanırım bunu karşılaşınca,ona sorsan daha iyi olur.''dedi ihtiyar.
Biraz daha konuştular.Sonra,dükkanı kapatıp eve çıktılar.
İkisi de yorgun olduğundan,hemen yatıp uyudular.
Bunlar değişik zamanlardı mahalle adına.Olayların nasıl sonuçlanacağı hep belirsizdi.Kimine göre iyi kimine göre kötü.Fakat kimse,hiçbir şeye kesin iyi ya da kesin kötü diyemiyordu.
Mevsimler değişiyordu doğru.Fakat mahalle çoktan değişmişti.Bir tek berber dükkanı hariç.Onu da değiştirmek isteyenler hiç de az değildi.Geçmişle,sevgiyle köprüleri yıkmak isteyenler?
İşte Ali,bunun için dönmüştü.
Bazen dönmek çok zor gelirdi.Ali'de başta böyle hissetmişti.Burası onun,yarım kalmışlığıydı.Sevdasını,dostlarını,acılarını hep burada bırakmıştı.Gitmek de,zor gelmişti.Ancak,dönmek daha zordu ona göre.İkisi de,zorunluluktandı aslında.İkisi de,sevdikleri içindi.Yine onlar için,hiçbir şeyi anlatmayacaktı.
Bu sefer,gitmek yoktu ama.Bu sefer,savaşacaktı.Gücü vardı bu kez.
Gerçektende gitmedi bir daha mahalleden.Sonunun ne olduğunu,ben de bilmiyorum.Bildiğim tek şey var.Ali ömrünün sonuna kadar,gitmenin mi,kalmanın mı zor olduğuna karar veremedi.
Sevdası ise onu hep ayakta tuttu.

16 Eylül 2008 5-6 dakika 40 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar