Gül ve Et

-Metin beni seviyor musun?

-Elbette seviyorum Aysun o nasıl söz?

-Bugünlerde çok sık söylemiyorsun da

-Evet haklısın onyedi dakika olmuş söylemeyeli, daha az önce yemek yerken söyledim ya.

-Hıh yine ben sordum da ondan söyledin

-Seni seviyorum.Bak gördün mü sen sormadan da söyleyebiliyorum

-Laf oyunu yapma da söyle gerçekten beni seviyor musun?

-Takriben beş yıldır seninle evliyiz ve aynı evde yaşıyoruz, çok lüks olmasa da şirin güzel bir evimiz, yan odada mışıl mışıl uyuyan bir yavrumuz var.Ben her akşam işten çıkınca koşa koşa bu eve geliyorum ve şu anda erkek arkadaşlarımla maç seyretmek, yerine senin tam yanında oturuyorum, bu soruna cevap olur mu?

-Bir daha baştan ve yavaş yavaş söyler misin, mışıl mışıldan sonrasını kaçırdım ve toparlayamıyorum

-......

-Ne bileyim eskiden sık sık hediye alırdın bana

-Boynundaki kolyeyi alalı daha bir hafta olmadı Aysun

-Doğum günüm olduğu için aldın sen onu Metin mecburiyetten

-İstediğin zaman götürüp kuyumcuya geri verebilirim

-Ona elini sürersen seni öldürürüm benim o.Hem ben pahalı değerli hediyelerden  bahsetmiyorum akşamları elinde bir gülle gelsen o bile yeter

-Bu aralar bir gül eşittir yarım kilo et olduğundan ben tercihimi daha çok et den yana kullanıyorum canım.Gülün tadı hoşuma gitmiyor pek, hem et kadar da besleyici değil

-Tam anlamadım ama iyi bir şey söylemediğin kesin.Gül gereksiz mi demek istedin?

-Hayır, et gerekli demek istedim

-Hem ben evde oturmaktan çok sıkıldım, eskiden ne güzel akşamları çıkar dolaşırdık

-Üç-dört günde bir gezmeye çıkıyoruz ya daha ne olsun.

-Eskiden her akşam bir yerlere giderdik ama

-Eeeeeet

-Ne?

-Boşver...

-Bak gördün mü sevmiyorsun sen beni, sevsen dalga geçmezdin

-Hayli eski bir dalga geçme yöntemidir bu, ayağını yorganına göre uzatma ve ev geçindirme deniyor adına

-Neden sürekli üstü kapalı, anlayamadığım laflar ediyorsun?

-Her yanı açık hatta çırılçıplak bir laftı o...Sen anlamamakta direniyor olabilir misin acaba?

-Bak gördün mü yine yaptın hem ne o öyle çıplak mıplak, terbiyesizleşme istersen

-Peki canım, peki aşkım, bir daha terbiyesizleşmem söz.Hadi o güzel ellerinle  bir çay koy da  içelim

-Haa çay dedin de, bugün Filiz’de gördüm, Kefal yeni bir patates kızartma makinesi çıkarmış.Çoook güzel.Bir damla yağ ile patates kızartabiliyormuş, bizde alalım mı Metin nooluurr

-Çay ve patates kızartma makinesi.İlginç...Kahve diyince ne geliyor aklına canım?

-Ya mutfakta çay içerken gösterdi Filiz, hadi nolur biz de alalım, çok güzeeel.

-Bir patates kızartma makinesi eşittir yirmi gül desem, kaç kilo et’e denk geldiğini tek başına hesaplayabilir misin Aysuncuğum?

-Dana mı, kuzu mu?

-? ? ? Hesaplayacaksın yani?

-Evet ama doğru hesaplarsam o makiyeni alacaksın tamam mı

-Aysun çay.

-Gördün mü bak, sevmiyorsun işte sen beni

-Farkında mısın bilmem, seni sevmeme gerekçesi eninde sonunda hep maddi nedenlere ve canlı cansız materyallere bağlıyorsun.Kalbimi söküp eline versem, aptal bir patates kızartma makinesi kadar başarılı olamayacağım bu konuda anlaşılan

-Psikopatlaşma Metin, kalbini sökecekmiş.Ne kadar canın yanar biliyor musun? Hem o aptal dediğin makine var ya, yağını, tuzunu kendi ayarlıyor, patatesler pişince seni uyarıyor ve otomatik olarak kapanıyor haberin var mı? 

-Makineyi görmedim ama senden az daha akıllı bir alet demek ki

-Sen beni sevmiyorsun

-Aysuuunnn çaaaayyy.Bütün hediyeler, kolyeler, güller, elektrikli vede elektriksiz ev aletleri hatta bütün patates kızartma makineleri çarpsın ki seni çok seviyoruuuum

-Aşkııım.Yıllardır benimlesin, küçük ama, mutlu vede sempatik bir evimiz, dünyalar tatlısı bir yavrumuz var.Sen her akşam koşa koşa evine, bana geliyorsun, şu anda yapabileceğin bir sürü şey varken, yanı başımdasın.Anlamsız ve gereksiz harcamalar yapmak yerine, evini geçindirmek için uğraşıyorsun, beni sevmesen tüm bunları yapar mısın? Elbette beni ne kadar sevdiğini biliyorum ve bende seni çok seviyorum aşkım.

-Aysun az önceki uzun cümleyi sen mi kurdun?

-Evet.

-Gel buraya pislik.Sana bir sarılayım.Aynı cümleyi bir daha söyle, hemen yarın sabah gidip istediğin o patates kızartma makinesini alalım, hatta iki tane alalım.

-Gerek yok aşkım.

-? ? ? Az önce çok istiyorum diyordun, neden şimdi vazgeçtin?

-Sabahın köründe bir yere gitmemize gerek yok diyorum Metinciğim.Ben bugün o makineyi sana sormadan aldım zaten

-Eh Aysuun, eh Aysuunn, o patatesler bir çiğ olsun yada yansın ben sana sorarım.

-Üzüldüğün şeye bak, patatesleri beğenmezsek, et pişirir yeriz kocacığım.Tamam tamam şaka yaptım ben gidip çay koyayım

-Bir buket patates eşittir beş tabak gül, o da eşittir bir kilo kolye, o da eşittir bir demlik et

-Metin aşkım iyi misin sen? Metin korkutma beni

-Çaaaaaaaaayyy.

28 Şubat 2024 4-5 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (2)
  • Bolca diyalog serpiştirilmiş, mizah yönüyle okunmaya değer bir yazıydı. Gülümseyerek okudum. Bu tarz yazılarınızın devamını bekliyoruz Ömer bey. En içten tebriklerimle.