İlk Aşk

Aylardan mayıstı. Gideceği balonun heyecanı kaplamıştı delikanlının yüreğini. Aklına gelmesi bile en tatlı uykusundan kaldırabiliyordu delikanlıyı. Bu onun için son şanstı. Üç yıldır içinde sakladığı ilk aşkını, ilk özlemini ve ilk yalnızlığını söylemek için. Kalktı yatağından terliklerini aradı. Sonra gözlerinin karanlığa alışması için bekledi. Beklerken liseye başladığı ilk gün geldi aklına. Lacivert yepyeni bir ceket vardı üstünde mavi gömleği ve babasının sol cebine taktığı gümüş Atatürk rozeti.
Dünyaya yeni gelen bir bebeğin saflığında tanımaya çalıştı yeni ortamını. Hocaların yardımı sayesinde bulmuştu zor olsa da yeni sınıfını. Sıralar tek kişilikti. Herkes ilk günden geç kalan delikanlıya bakıyordu. ?Özür dilerim hocam' dedi ve boş bir sıra aradı kendine. Cam kenarından baştan üçüncü sıra boştu sadece. Hızla ilerledi sıraya doğru ceketini çözdü oturdu. Tanışma merasimi çoktan başlamıştı ayağa kalktı tanıttı kendini delikanlı. Sonra arkasında ki kız kalktı ayağa hiç fark etmemişti onu sınıfa girdiğinde. Kız otururken göz göze geldiler içinde bir şeyler kıpırdamıştı delikanlının. Utandı bir an kendinden başını çevirdi hemen.
Eve geldiğinde oldukça suskundu. Farklı bir şey vardı içinde biliyordu. Yirmi dört kişilik sınıftan sadece kızın adını hatırladı düşününce. Kıza bakarken yakaladı kendini defalarca. Kabullenmek zor oldu delikanlı için ilk defa âşık olmuştu. Daha önce tatmamıştı ki nereden bilsin. İçinde anlam veremediği bir karmaşa vardı. Onu görünce eli ayağına dolaşıyordu. Ezber bozan bir güzelliği vardı kızın delikanlıya göre. Başak sarısı saçları, dünyanın en zarif dansını yaparcasına yürüyüşü ve tasvire sığdıramayacağı birçok şey.
İki senesini ona uzaktan bakmakla geçirdi. Yaklaştıkça uzaklaşmaktan korkuyordu delikanlı. Ona anlatamadığı içine attığı ne varsa dizelerine döktü. Onsuz geçen her güne inat bir şiir yazacaktı. Günler geçti delikanlı yazdı, aylar geçti yazdı, yazdı yazdı. Cesaretini topluyordu ve söz veriyordu kendisine ?bugün söyleyeceğim içimde ne varsa' diye. En hassas yerinden kalbinden vurulmuştu vurulmasına da bir darbe daha almaktan korkuyordu.
Mezuniyet balosu için herkes kendine bir eş arıyordu. Sevdiği kız kimseyle sözleşmemişti. Kantinde gördü onu tek başınaydı. Terleyen ellerine inat sıktı yumruklarını ve kararlı adımlarla gitti kızın yanına. Baloya onunla gelip gelemeyeceğini sordu. Kız ciddi bir ifade alınca yüzüne anladı delikanlı reddedecekti. Ama beklediği cevap çıkmadı ağzından olur dedi kız. İçine dolan mutluluk bir güneş gibi parıldayan gözlerinden okunuyordu delikanlının. Hoplamak zıplamak bağırmak istiyordu ?evet!' diye.
Geldi çattı balo günü. Her şeyi günler öncesinden planlamıştı delikanlı. Kaçta nerede buluşacaklarını balonun düzenleneceği yere nasıl gideceklerini. Tren garının önünde buluştular. Beyaz bir tuvaletin içinde ay tanrıçası gibi parlıyordu kız. Delikanlı kendi çirkinliğinden utandı bir an. İki dakika sohbet ettiler ve taksiye bindiler. Babasından arabanın anahtarını almak için yapmadığı kalmamıştı delikanlının ama olmamıştı. Kalbi duracak gibiydi kapıyı açtı. Kız indi arabadan yeri göğü selamlarmış gibi bir ihtişamla. Delikanlı abartıyordu beklide ama âşıktı işte.
En yakın arkadaşlarının olduğu masaya oturdular. Buda günler önce planlanmıştı tabikide. Yan masaya baktığı anda başından kaynar sular döküldü sanki delikanlının. ?Lanet olsun başka masa mı yoktu oturacak' diye geçirdi içinden ?o'da oradaydı. Kızı defalarca ağlatan o herifte buradaydı. Kızın canını çok acıtmıştı. Arada içini açardı delikanlıya dişlerini sıkıp dinlerdi bizimkide. Kaç kez düşünmüştü o karaktersiz çocuğu öldürmeyi Allah bilir. Ama kız seviyordu âşıktı oda bizim delikanlı kadar. O mutluysa sorun yoktu delikanlı için onunla ya da onsuz mutlu olsun yeterdi. Öylesine büyük sevmişti delikanlı.
Tuvalete gitti delikanlı bunalmıştı. Elini yüzünü yıkadı yatıştırmaya çalıştı kendini. Avluya döndüğünde beyninden vurulmuşa dönmüştü. İki dakikalığına kalkmıştı masadan ve şimdi sevdiği kız o herifle dans ediyordu. Kızın çocuğa nasıl baktığını gördü. ?neden o' diye içinden geçirdi defalarca. Sessizce oturdu masaya şarkı bitene kadar ömrünün en uzun bekleyişini yaşadı. Kız masaya dönmedi o herifin masasına gitti, oturdu. Omzuna dokunan elin tesellisiyle yetinmeye çalışsa da bu mümkün değildi.
Saatler ilerliyordu. Dayanamadı kalkıp gitti kızın yanına. Sessiz bir köşeye çekti. İçi öyle yanıyordu ki kelimeleri toparlamakta güçlük çekti delikanlı. Oysa ne hayaller kurmuştu baloya gelmeden önce. Kızın gözlerinde ki merakı görünce artık lafa girmesi gerektiğini hatırladı delikanlı. ?Söyleyeceklerimin senin için bir önemi yok biliyorum, ama üç yıl oldu artık dizelerime sığmıyor hissettiklerim' dedi ve yutkundu. ?Seni seviyorum, liseye geldiğim ilk günden beri kalbimdesin. Keşke ondan önce davranabilseydim ama olmadı. Senin mutlu olduğunu düşünmekle avuttum yaralı yüreğimi' gözlerinden akan yaşları sildi elinin tersiyle. ?bende seni seviyorum demeni beklemiyorum. Ama hani bir umut derler ya benimki de o hesap işte' tam kız bir şeyler söyleyecekti ki delikanlı parmaklarıyla dokundu kızın dudaklarına.'dur bir şey söyleme cevabın olumsuz biliyorum olsun öldürme içimde ki son umudu da. Ben seni beklerim' sesi çatallaştı delikanlının bir şeyler takıldı sanki boğazına.'gerekirse ömrümün sonuna kadar' dedi ve arkasını dönüp gitti. Defalarca yalvardı içinden ? ne olur kal de! Ne olur gitme de!' diye ama fayda etmedi. Sokakta bir başına buldu kendini delikanlı yapayalnız...

14 Mart 2009 5-6 dakika 15 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 15 yıl önce

    😊 Defalarca yalvardı içinden â?? ne olur kal de! Ne olur gitme de!' diye ama fayda etmedi. Sokakta bir başına buldu kendini delikanlı yapayalnız...

    Tebrıkler gercekden cok duygu yuklu bır oyku olmus resmen ağladım..çok guzel olmus kalemıne sağlık😥😥😥👍👍

  • 14 yıl önce

    ııı! 😫 sinir oldum kıza .. :) ben olsam ortalığı yıkardım 😂😫 hakikaten yazık deil mi çcuğa kaç sene beklemiş ..

    tebrikler .. çok güzeldi 👍👍👍