Japonlar Yapmış Kardeşim

Öyle takılıyorduk bizim mahalle kahvesinde berber Nazmi ile pazar günü. Şimdilerde kahvelerde sigarada içilmiyor ya epey rahatız bu konuda, eskiden olsa adım atmak istemezdik, fosur fosur sigara içerdi millet biz de duman altı olurduk en samsunlusundan, bafralısından. Bir de şu tavla oynayanların tak tuk sesleri, bağrışmaları kafa bırakmıyor adam da kafa...

Emekli öğretmen Ali bey yine kendisi gibi belediyeden emekli Haydar abi ile tartışıyordu en hararetlisinden. Bir ara Nazmi lle kulak misafiri olduk. Nazmi döndü bana ''İsmail bak bizim emekliler memleket meselelerini ters yüz ediyorlar, kim bilir ne hükümetler kurup ne hükümetleri deviriyorlardır yine.'' ben de Nazmi'ye döndüm ''Çaktırma oğlum şunlara bir kulak kabartalım bak gülmekten yerlere yatarsın.''

Kabartılmış kulaklara kaydedilen konuşmalar...

Ali Bey--Ya hu arkadaş geçen gün bizim oğlan bir cep telefonu almış, içinde yok yok, yani ne ararsan var. Hem radyo, hem televizyon, hem hesap makinesi. Japonlar yapmış abi japonlar yapmış. Bu adamlar çok çalışkan ya hem de acayip çalışkan. Onlar gibi olsak biz de vallahi dünyayı ayağa kaldırırız dünyayı...

Haydar Abi--Sen ne diyorsun abi ya cep telefonu filan basit iş bunlar japonlar için basit iş. Geçenlerde gördüm bir pilli diş fırçası yapmışlar. Hem dişlerini fırçalıyorsun hem de müzik dinliyorsun hem de dört kanaldan sterio sterio. Ayrıca bademciklerinde filan rahatsızlık varsa onu bile saptayıp seni doktora yönlendiriyormuş. Bu ara da tansiyonunu ölçüyor, kalp krizi geçirme riskinin yüzdesini bile veriyormuş. Harika bir alet harika...

Ali Bey--Geçen yine kanalın birinde rastladım bir robot yapmış adamlar aklın dimağın durur. Verdiğin her görevi yapıyormuş, yirmi sekiz tane yabancı dilde konuşulanı kendi diline çeviriyormuş, hemi de arasıra geğiriyormuş ve de ayıptır söylemesi gaz bile çıkartıyormuş da kokusu bile oluyormuş oğlum gazının. Ayrıca gece rüya görüyor, sabah da gördüğü rüyanın yorumunu yapıyormuş beş dil de. Ben teknoloji diye ilerleme diye buna derim arkadaş buna derim. Biz daha yerimizde sayıp duralım...

Haydar Abi--Daha dur abi, bunlar Tokyo'ya bir yer altı treni yapmışlar bir baştan bir başa dolaşıyormuş Tokyo'yu dolaşırken de içinde sinema ve tiyatro bile seyredebiliyormuşsun parasız pulsuz, yakında da yeraltı treni vagonlarının içinde bilardo ve masa tenisi odaları bile kuracaklarmış. Daha ilerde de sauna ve duş yapma imkanı bile olacakmış bu metrolarda...

Ali bey ve Haydar abi bizim onları dinlediğimizden habersiz konuştukça coşuyor, coştukça konuşuyorlardı...

Ali Bey--Japonya'da nüfus çok fazla Haydar bey çok fazla. Yüksek yüksek binalar yapmışlar hem de sekiz şiddetinde depreme de dayanıyormuş yaptıkları binalar. Eğer depremin şiddeti sekizi geçerse binalar olduğu yerde yıkılıyor bir kaç saat sonra kendiliğinden doğruluyormuş. Yüz elli katlı binalar yapmışlar, şimdi de iki yüz elli kata nasıl çıkarırız binaların katlarını diye onu düşünüyorlarmış. Bu binaların asansörleri de bir seferde yüz elli kişi birden alıyormuş da yine de az geliyormuş adamlara...

Ali bey ile Haydar abi hararetli hararetli tartışırken bizim Nazmi lafa bodoslama girdi...

Nazmi--Ya Haydar abi geçen gün bizimkiler değişik bir bilgisayarın denemesini yapıyorlarmış, piyasada bulunanların en iyilerinden biri olacakmış, tüm dünyaya da bu teknolojiyi pazarlar iyi para kazanırız diyorlarmış. Resmen devrim niteliğinde diyorlar bu bilgisayar teknolojisine resmen devrim. Eğer doğruysa müthiş bir şey bu biz Türklerin yaptığı...

Ali Bey--Yok yok duysan da inanma Nazmi evladım duysan da inanma. Bizimkiler bir şey beceremez, onu da olsa olsa ya Japonlar ya da Çinliler yapmıştır yine, bizimkilerin elinden gelmez böyle şeyler biz ancak portakal, mandalin, domates bir de şiş kebap ile rakı satarız dünyaya...

Nazmi--Vallahi gazetede haber Ali abi mühendis arkadaşın adını bile yazmışlar bak şurada hem de zamanında ODTÜ'yü derece ile bitirmiş zıpkın gibi, fişek gibi bir delikanlı...

Ali Bey--İnanma oğlum inanma aslına bak sen ya melezdir anası Türk babası yabancı, ya da tersi babası Türk anası yabancı özü bizden değildir araştır bak mutlaka benim dediğime çıkar sonuç benim dediğime...

İsmail--Ali abi bak ismi bile Türk ismi adamın Hüseyin..... üstelik de yüksek mühendis.

Ali Bey---Yok yok oğlum yok inanma, inanma bizim yurda getirip de mahkemede ismini değiştirmişlerdir araştır bak araştır kesinlikle benim dediğime gelirsiniz, araştır...

Epey oturmuştuk kahvede zamanda hızla ilerliyordu. Ali bey ile Haydar abinin sohbetine çok güldük ama biz Türklerin de bilim ve teknoloji konusundaki yetersizliği ve yabancı hayranlığı da bizi derin derin düşüncelere daldırmadı değil hani...

16 Ocak 2013 4-5 dakika 637 öyküsü var.
Beğenenler (6)
Yorumlar (2)
  • 11 yıl önce

    En iyi akşamlar senin olsun Ahmet yazarım. "Tahayyülü takviye edersen,taahattüname ister.Portre olarak anafikirle birleştirdiğiniz kişiler o kadar çok ki ayağınıza takılırlar.Çekilen manzara sanki.Canlı görkemli tanımların içinde de sırıtıyor.İslâm aleminin ahvali şeciyesi.Çabaya gerek yok . Akıl olmayan bir mecliste ancak üleme yetişir. İnandığımdan şüphe etmediğim yüce Tanrı'm,Dünyanı yaradılışından bu yana,Ortadoğu halkına,İslâmiyetten başka bir nimet ihsan etmemiştir. Çünkü bu din,her türl yoruma açık,her türlü suistimâle uygun,Geçmiş dinlerin de saptamalarından alındığı için,sadece iki kelimeyle oyalamak ve onlar kullanarak makam sahibi olmaktır.. ...Şayet Osmanlı imp.ğun da yabacı kan ve din karışımı devşirmeler ol- saydı,o saltanatı,o şatafatı yaratamazdı.O kan ANADOLU'dan atıldı ama silsilinemedi,çünkü daha üstün bir kan mevcut değil.En zayıf Arap kanı en yüksek dediğimiz Türk kanının genlerini değiştirmiştir.Köşede kıyıda kalan kan da kahve köşelerinde dedikodu yapmayı marifet sayarak,ken- dini, aşağılamaktan başka bir işe yaramaz. Safiye beni aradı ve çok rahatladım.size de selâmları var.Çiçek..İzmir. Not;Öyküleriniz okullar da okutulma olanağına sahip vasıflı eserdir.

  • 11 yıl önce

    Yani memleketimden insan manzaraları.Keyifle okudum yazınızı ve bu arada güldüm tabi.Bitmez bizim öyküler değil mi?Saygılarımla.👍😊