Kaşınıyorum da Gelir mi ki

Güzelim Ramazanı yolcu ettik, bir daha ki Ramazana kadar bakalım kim öle kim kala? Ramazan ayında insanlar daha çok gıda alış verişi yapıyorlar, haliyle üst baş biraz ikinci plana atılıyor. Bende de aynen öyle oldu, paraları döktük boğazımıza... Bayramda da torundu torbaydı derken paralar suyunu çekti...



Bir kaç gündür elim kaşınıyor. İsmail'in yanında başladım elimi kaşımaya... Kaşınıyor da kaşınıyor, ama nasıl kaşınma, dur durak bilmiyor... İsmail bu hemen lafa dalar kıyısından köşesinden...



- Elin kaşınıyorsa para gelecek Abi
- Deme be yahu gelir mi ki sahiden?
- Gelmez mi Abi gelmez mi tecrübelerle sabittir bu.
- Yani senin başına geldi demek ki?
- Benim başıma gelmese de arkadaşlardan eş den dosttan biliyorum.
- Bakalım göreceğiz.
- Sağ elin kaşınırsa para gelir, sol elin kaşınırsa para çıkar senden.
- Haaaa! Anladım illa gelecek diye bir şey yok diyorsun yani...
- Evet, evet sol elin kaşınırsa para çıkar senden unut parayı...
- Hadi tut ki ikisi birden kaşındı İsmail?
- Vallahi ne bileyim, o zaman da hangi elin daha fazla kaşınıyor ise ona göre ya çıkar ya girer paracıklar cebine...
- Sol elim kaşınırsa ben de kaşımam arkadaş...
- Kaşımazsan belki de bir şey olmaz...



Ayrılırım oradan. Kahveye girerim.

Hatır hutur hatır hutur... (Kaşıntı sesleri)

Yan Masada oturan Müçteba Amca kaşındığı mı görür...



- Ne oldu oğlum bitlendin mi uyuz mu oldun?
- Yok amcacım ya deminden beri elim kaşınır durur. Önüne geçemiyorum.
- Kaşı kaşı, elini kaşımaktan bir şey olmaz. Yeter ki sırtını kaşımasınlar birileri..
- Yok amca evelAllah sırtımızı da kimselere kaşıtmayız öyle kolay kolay...
- Sağ elin kaşınıyorsa...
- Biliyorum amca biliyorum para gelirmiş
- Para da gelir, döviz de gelir oğlum. Zaten döviz de para...
- Ne kadar gelir ki acaba?
- Az kaşınırsa yüz bini geçmez, çok kaşınırsa milyonu bile geçer.
- Deme be Amca?
- Dedim bile dedim bile...
- Hızlı kaşırsan dolar yavaş kaşırsan yuro da gelir derler...
- Vallahi mi?
- Yok be oğlum yok, kafa yapıyorum seninle...
- İki dakika da makaraya sardın, kafa yaptın be Müçteba Amca benimle, aşk olsun sana...



Simitçi İrfan girer kahveden içeriye...



- İrfan ver bakalım oradan bir simit de çay ile götüreyim...
- Buyur Abi... Bir lira yirmi beş kuruş...
- Zam mı geldi İrfan simide bir liraydı bayramdan önce...
- Her şey pahallılaştı Abi simit de durur mu?
- Doğru durmaz...
- Elim kaşınıyor deminden beri İrfan para gelecek para, para geldi mi senin bütün simitlerini alıp herkese beleş dağıtacağım...
- Sen dağıtmışsın Abi zaten...
- Yok bir şey dağıtmadım daha para gelsin de inşallah elimin kaşıntısı geçmez.
- Geçerse de zorla kaşı Abi inat et kaşı illa ki para da duyar senin kaşıntı seslerini...
- Başkasına kaşıtsam daha fazla mı gelir para?
- Yok yok kendi kaşıntını kendin yap...
- Öyle mi diyorsun?
- Öyledir mutlaka başkasına kaşıttın mı bakarsın para çıkar senden...



Çaycı Himmet Ağabey peştemal omuzunda ocağın başındadır...



- Tazeleyeyim mi çayını?
- Tazele Himmet Ağabeyim tazele.
- Hangi elin daha çok kaşınıyor ise çayı da o elinle içmelisin.
- Yapma be Abi, ne oluyor öyle olunca?
- Sağ elin kaşınırsa para gelecek ya sana, o zaman da kahvede ki bütün çayları ısmarlarsın ben de bayram yaparım sayende...
- Ne demek Abim tabi ki...



Bazı zamanda olur olmaz yerde ayağımın altı kaşınıyor. Toplum içinde de oldu mu insan çok zor bir duruma düşüyor haliyle... Elinizi kaşıyabiliyorsunuzda ayakları kaşımak hayli zor...



- Abi bazen de ayaklarım kaşınıyor o ne ola ki?
- O zaman da sağ ayağın kaşınırsa yola gidersin, sol ayağın kaşınırsa da sana uzak diyarlardan birileri gelir mutlaka...
- Hiç kaçarı yok diyorsun yani bu işin. Bu da mı tecrübeler ile sabit.
- Olmaz mı olmaz mı... Geçenlerde benim bir sol ayağım kaşındı, peşine de sağ ayağım kaşındı... Önce hiç hesapta yokken kızı istemeye geldiler... Sonra da kızı alıp götürdüler... İşte böyleyken böyle oldu aynen...
- Vay be hakikaten doğru demek ki bu sol el sağ el, sol ayak sağ ayak meselesi...

26 Haziran 2018 4-5 dakika 631 öyküsü var.
Yorumlar