Kızıma Kardeşimin İsmini Vereceğim

Leyla: Köyün en güzel kızıdır. Boyu endamı ile köyde delikanlıların hayranlığını üzerinde toplamaktadır. Yetişme itibari ile tam bir delikanlı gibi sözüne, özüne ve davranışlar ile sağlam karakterlidir. Onun için köyün delikanlıları ondan çekinmektedir. Ve ona olan hayranlıklarını dile getirememektedirler.
Bir düğün esnasında Haşim'le tanışmışlar. Haşim'in köyü yürüme bir günlük mesafededir. Haşim Leyla'nın köyünden bir arkadaş edinerek her fırsata Leyla'yı görmeye köyüne gelmektedir.
Leyla evin bir kızı birde erkek kardeşi Hamit var, ailesi oldukça varlıklı geçim sıkıntısı çekmiyorlar. Kardeşi Hamit'te güçlü kuvvetli köyde sayılan ve sevilen üstelik atığını vuran, vurduğunu düşüren mert bir delikanlıdır. Kardeşini de çok sevmektedir. Onun her istediğini yerine getirmektedir.
Haşim'in ise beşkardeşi var iki kız üç oğlan Haşim en büyükleri, ailesi çalışmakla geçinen bir aile çalışılmazsa yokluk çekilmektedir.
Zamansa ulaşımın, haberleşmenin ilkel olarak yapıldığı zamanlar, bir yerden baksa bir yere yürüyerek veya hayvan sırtında gidildiği, haberleşmede mektup veya ulaklar vasıtası ile yapıldığı bir zamandır.
Haşim'in arkadaşı ve köyün delikanlıları bir gün Hamit'e durumu anlatır. Hamit'te akşam annesine babasına kardeşinin uzak köyden birisini sevdiğini söyler,
Ailecek kızlarını karşılarına alırlar ve 'bu işten vazgeç orası çok uzak biz seni yakınımıza vermek istiyoruz köyde delikanlı mı kalmadı biz sana illaki şunu alacaksın demiyoruz amma pırlanta gibi gençler var. Orada sende haber alamayız darda'mısın zor damısın bilemeyiz iyi düşün kızım' derler. Hamit'te bacısını iknaya çalışır lakin bakar ki söz dinlemiyor 'ne halin varsa gör' der.
Hamit babasından izin alır 'o köyde tanıdığın var mı baba ben bir gidip bu Haşim'in aile durumun öğreneyim sakın benim nereye gittiğimi söylemeyin nasıl olsa Haşim hep buralarda' der. Babası da o köyün çok sevilen birisinin arkadaşı olduğunu söyler, oğluna bir mektup yazar verir. Hamit çıkar gider. Haşim'in köyüne varır babansının arkadaşını bulur durumu anlatır 'bir iki gece beni misafir eder misin' der adam 'başımla beraber' diyerek Hamit'i misafir eder.
Hamit iki günde Haşim'in ailesinin durumunu öğrenir. Aile normal amma oğlanların yarmaz çalışmaz kötü alışkanlıkları olduğunu öğrenir. Bu arada Leyla kardeşinin nereye gittiğini üç gün sonra anlar Haşim'e yetiştirir fakat iş işten geçmiştir. Haşim Leyla'yı kandırmak için 'bak kardeşin oradan ne bilgi getirir bilemiyorum. Benim geçmişim önemli değil her şeye tövbe ettim' der. Oysa köydeki arkadaşı ile her akşam içki kumar ne varsa devam etmekte Haşim para harcamaktan kaçmamaktadır.
Hamit eve döner annesine babasına durumu anlatır. Birde babasının arkadaşı mektup göndermişti onu babasına verir. Bütün bilgiler Haşim'in iyi biri olmadığını göstermektedir.
Kızlarını çağırırlar durumu anlatırlar, kızları 'ben biliyorum Haşim bana anlattı her şeyi. O artık tövbe etmiş bu işlere' der. Babası da 'köyün içinde bir sürü laf dolaşıyor bu laflar sana da geliyor. Bu adam bu köyde bile rahat durmuyor. Tövbesi falan olmaz bu adamın' dese de kızı ikna edemezler.
Leyla'nın annesi, babası ve kardeşi 'sen istiyorsan vereceğiz amma sonradan ağlarsan seni öldürürüz. İyi düşün' derler Leyla da 'çok düşündüm Haşim'le evleneceğim!' deyince Onlarda 'o zaman gelip seni istesinler peşine düşüp çıplak gitmeyeceksin her halde' derler.
Leyla Haşim'i arar Haşim arkadaşları ile âlemde iken bulur, Leyla'yı görünce arkadaşlarına 'siz devam edin' der Leyla'nın yanına gelir.
Leyla 'Haşim senin sözüne güvendiğim için bütün ailemi karşıma aldım, ailene git getir beni istettir. Bakalım bu sevda bana neler çektirecek' der.
Haşim köyüne gider köyde ailesine durumu anlatır. Aslında Hamit in gelişi köyde yaptığı araştırmadan aile bir şeyler olduğunu anlamış 'bakalım Haşim başımıza ne iş açacak diye beklemekte' imişler. Haşim'in ailesi 'durumları şimdi gelin almaya müsait olmadığını' söylese de Haşim 'bu kızı kaçırma şansım yok gel desem gelir, ben ona böyle bir şey söyleyemem, o köydeki arkadaşlarımın hepsi böyle delikanlı bir kıza yamuk yaparsan seni yaşatmayız' dediler. 'Siz bu kızı istemeye gideceksiniz sizi bekliyorlar' Diye söyler.
Aile hazırlanır Leyla'nın köyüne varırlar Haşim'in arkadaşına misafir olurlar. Leyla istenir, söz kesilir, ertesi gün nişan yapılır. Haşim'in ailesi düğün için zaman ister fakat Hamit karşı çıkar hemen alın gelininizi size iki ay mühlet. Yoksa benim başımı belaya sokarsınız der
Haşim'in ailesi sese çıkaramaz 'olur' derler ve ayrılırlar. Haşim Leyla'ya 'süreyi çok kısa verdiler. Ben eskisi kadar buraya sık gelemem çalışıp hazırlık yapmam evimizi hazırlamam lazım belki iki üç sefer gelirim eksiklerimizi konuşuruz' diyerek ayrılır.
İki ya çok hızlı geçer Haşim her gelişinde zaman istedi ise de Hamit'i bir türlü ikna edemedi. Hamit 'evlendikten sonrada eksiklerinizi tamamlarsınız' dedi her seferinde.
Düğün günü geldi Hamit benim 'bacım bir tane en güzel şekilde düğünü yapılacak' dedi ve kız kardeşi için çevrede görülmemiş bir düğün yaptı.
Kız kardeşini kendi eliyle götürdü damada teslim etti ve 'bu sana emanet bir sorun olursa aldığın emaneti sağ salim bana teslim etmeni istiyorum' dedi.
Kız kardeşinin kulağına da 'İnşallah ben yanılmışımdır Allah mesut etsin. Sözümüz neyse öyle olacak buradan ancak ölün çıkar' diyerek ayrıldı.
Aradan beş altı yıl geçti Hamit babasının arkadaşından kardeşi hakkında sürekli bilgi almaktadır. Leyla ateş çemberi içine düşmüş gibidir. Haşim eski yaptıklarını iki katını yapmaya başlamış Leyla'ya yaşamı zindan etmektedir. Buna karşın Leyla Haşim'e 'sen böyle yaparsan sana evlat vermeyeceğim' demektedir. Köyde yaşlı kadınlardan nasıl korunacağı hakkında her kadından ayrı bir akıl alarak tedbirini almaktadır. Haşim'in annesi babası da 'bize bir torun ver kızım Leyla' deseler de o onlara 'Haşim düzelmedikçe olmaz geride anasız bir çocuk bırakmak istemem' demektedir.
Hamit bir kaç kez baba dostuna misafir olmuş durumu yakından takip etmiş fakat Leyla'ya kendini göstermemişti. Leyla defalarca dayak yemesine rağmen çıkıp baba evine gitmemektedir. Haşim'in ailesi de 'Haşim'i bu kadın çok seviyor bu çile çekilir mi' demekteler.
Memlekette Bir sene kış çok olur köylüleri hazırlıksız yakalara. Leyla Haşim'e 'bir yerlerden biraz yakacak toparlayalım soğuktan donacağız' der. Haşim de 'ben gider kahvede ısınırım derdim sen değilsin git kendin toparla başının çaresine bak' der. Leyla'da 'hep öyle Haşim ben seni tercih ettiğimde de başımın çaresine bakacağımı biliyordum, seni âlem yaparken yakaladığımda dönüp evime gitmem gerekirdi. Kanıma gidin beni ailemden de ettin' der ev işlerine yönelir. Amma Leyla kararını vermiştir yediği bu son darbe olacaktı ölümüne de olsa baba evine dönecekti. Ondan sora Haşim'i odasına koymadı 'sende başının çaresine bak kusura kalma' dedi.
Leyla ertesi gün odun toplamak için çıkınca babasının arkadaşına rastlar. Adam ona 'kızım çektiğin yetmedi mi' deyince Leyla 'bana bunlar az bile annem, babam, kardeşim çok yalvardı bu adamdan hiçbir şey olmaz diye ben hepsini teptim buradan benim ölüm çıkar ancak birde beni alın desem bile gelip almazlar' dedi. Adamda 'söyle dersen bir söylerim ne dersin' dedi. Leyla da ' söyle bakalım Hamit bu tarafa gelirse bir görüşelim geliyor biliyorum sende kalıyor amma bana gelmiyor uğramıyor' diye dert yandı.
Hamit baba dostuna uğramıştı kış günü olduğu için de yanına mavzerini almıştı ayıya, kurda karşı korunmak için. Adam 'bak Hamit oğlum bacının durumu içler acısı Haşim eve sadece yatmaya gidiyor bazen de haftalarca ortada yok ne yapar ne eder bilen yok sende gelip görüyorsun Leyla (kardeşim benimle bir görüşsün) dedi. İstersen buraya çağırtayım bir konuşun nede olsa kardeşin' dedi.
Hamit 'bak amca geçende Haşim'i çok uygunsuz gördüm silahı çıkardım bir daha tövbe şeytana dedim geçip gittim. Leyla bana bir şey söyler onu öldürürüm gel istersen çağırma' dese de: adam Leyla'yı çağırır Leyla korka korka kardeşinin yanına gelir. Hamit Leyla'yı görünce şaşırır o eski ceylan gibi Leyla gitmiş kendinden geçmiş bir kadın durmaktadır karşısında. Bacısına 'otur dedi istersen sen anlatma ben anlatayım bir inat uğruna hayatını bitirdin. Bizim evin nazlı çiçeği köküne kezzap konulmuş ağaca dönmüş ne kötü. İstiyorsan seni alır giderim fakat Haşim'in adını ettiğin anda seni vururum. Bu akşam buradayım kocanla konuş sonra başıma bela olmasın yoksa onu da temizlerim' der ve Leyla'yı evine gönderir.
Haşim akşam eve geç gelir Leyla 'bırak beni babamın evine gideyim sende hayatını yaşa' der. Haşim Halit'in önceden kendisini uygunsuz yakaladığını görmüş silahı çektiğini de görmüştü.
'Peki, nasıl gideceksin kış günü' deyince Leyla 'Halit burada onunla gideceğim' dedi
Amma Haşim'in bütün rengi kaybolup gitti Leyla 'sende bir pislik var. Kardeşimden bu kadar korkmanda bir sebep var' dedi. Haşim 'tamam git bir daha gelmeyecek misin' deyince Leyla 'tabi gelirim bu köşk bu hizmet kocamdan gördüğüm ilgi beş öğün günlük dayak tabi gelirim' dedi. Haşim çıt çıkarmadan sustu 'git istiyorsan ben hala seni seviyorum' deyince Leyla 'ne sevi anlamıyorum insan sevdiğine eziyet eder mi. Altı yıl oldu geldiğim günden bu yana bana bir güler yüz mü, tatlı bir söz mü söyledin. Akşam sabah içki kumar daha ne haltlar etmedin ki şimdi sevgiden söz ediyorsun. Senin sevgin sana kalsın sakla belki bir aptal daha bulursun' dedi.
Ertesi gün Hamit e 'bende seninle geleceğim' dedi, onu buraya bağlayan hiç bir şey yoktu. Sadece giyeceklerini aldı. Sabah erkenden Hamit in binerek geldiği atın sırtına çantasını sardılar.
Havada çok bozuktu baba dostları 'acele etmeyin geçeceğiniz yollar çok tehlikeli her türlü yaban hayvanı var üstelik kış günü açtırlar güçlerini yettiği her canlıya saldırırlar, kış günü hızlı yol alamazsınız karanlığa kalırsınız' dese de Hamit 'merak etme amcam Allahın izni ile üstesinden geliriz' diye cevap verir. Oda 'oğlum tek başına işin daha kolay amma şimdi kız kardeşin var onu korumakta zorluk çekersin' der. Fakat Hamit 'gidelim diyerek' yola çıkarlar.
Hamit yol boyunca bacısına başından geçenleri anlattırır çok üzülür bacısını bu kadar ihmal ettiği için. 'Keşke o iti o zaman vursaydım beni gören hiç kimsede yoktu kim vurduya giderdi' dedi Leyla şaşırarak 'sen onu kötü vaziyette gördün değil mi' dedi. Hamit'te 'evet vuracaktım silahı doğrulttuğumda beni gördü bende kör şeytan dedim oradan ayrıldım şimdi sana git demesi de benden korktuğu için yoksa seni bırakmazdı' dedi. Leyla 'sözünüzü dinlemedim annemin babamın yüzüne nasıl bakacağım keşke ölseydim diye' ağladı.
Yol uzundu ve bir tepede ormanlık bölgeden geçmeleri gerekiyordu kış olduğu için hızlı yol alamıyorlardı. Hamit 'bacım bu ormanı geçersek gerisi kolay' diyordu. 'Çok dikkatli olmamız gerekiyor birbirimizden sakın uzaklaşmayalım' diye tembihledi.
Ormana girdiler epeyce de ilerlediler ormanda yürümek daha zordu Leyla çok yorulmuştu Hamit buradan defalarca geçtiği için ormanı iyi biliyordu kaç defa burada av yapmış ateş yakıp av eti pişirmişti o ateş yerine doğru giderek orayı buldu. Ateş yakmak için önceden yığdığı odunlar orda duruyordu 'birileri gelip almamıştı. Çok şanslıyız bacım' dedi atını bağladı müsait yere ateşi yaktı atın yiyeceğini heybeye koyup yemsi için atın boynuna astı. Fırtına dinmiş orman içinde ses seda yoktu. Gelirken hazırladıkları yol azığı bohçasın açtılar oturup yemeklerini yediler. Vakit akşama yaklaşmıştı. Hamit attan keçe örtüyü aldı bacısına 'sen yarım saat yat dinlen bende
Etrafı bir bakayım belki bir av hayvani bulur vurum, sen sakın ateşin yanından ayrılma
Ormanda kurt sürüsü vardır boş olmaz lakin ateşin olduğu yere gelmezler' diye tembihler. Leyla'yı yatırır kendiside ormanın içine dalar bir iki tane tavşan görürü vurmaz belki bir keçi yakalarım diye düşünerek ilerler ne kadar gittiğin bilemez amma Leyla'dan bayağı uzaklaşır.
Leyla uyur uyanık yarım saati geçirir fakat Hamit görünürde yoktur. Ateşe odun atar alevlendirir. o sırada at huysuzlanır Leyla atın başını okşayarak 'Hamit yakındadır korkma' der hayvan yine debelenir, sonra sakinleşir. Leyla sıkıştım ne yapacağım diye düşünür Hamit ateşin yanından ayrılma demişti. Çokta sıkışmıştır, bir şey olmaz der. Yirmi otuz metre ilerde çalılığın arasına girer, tam işini görürken etrafını kurların sardığını görür. Kendince eline bir odun alıp kurtları kovalamak ister amma hayvanlar dört bir yandan saldırırlar. Leyla can havi ile bağırır Hamit sesi duyar koşmaya başlar 'eyvah ben ne yaptım' diye hayıflanarak bütün gücü ile koşar gelir lakin geç kalmıştır. Kurlar Leyla'yı parçalamışlar son anda yetişir kurtlar kaçar. Leyla son nefestedir. Hamit kardeşine sarılır 'dayan bacım' der amma Leyla kardeşine 'kader bu kardeşim annem baban bu eve ölün döner demişlerdi bana hakkını helal et anneme babama söyle onlarda helal etsin. Kocam Haşim'e ben hakkımı helal etmiyorum onu Allaha havale ettim' der ve Kelime-i şahadet getirerek ruhunu teslim eder.
Hamit bacısının cesedini atın sırtına sarar köyüne gelir annesine babasına durumu anlatır. 'Bir dua etiniz bu köye ölün gelir dediniz ben sağ getirmek için uğraştım Allahın takdiri böyleymiş bacıma dua edin' der. Haşim'e haber gönderilir amma Hamit 'gelirse onu da bacımın yanına gömerim' der Haşim korkuya gelemez. Bin pişmandır lakin Leyla bir daha geri gelmeyecektir.
Hamit bütün olanları köydeki Haşim'in arkadaşlarına da anlatır, köylü Haşim'e haber salar 'bir daha bu köye yolcu olarak ta uğrama' diye.
Leyla Haşim'i Allaha havale etmişti Hamit bu haberi ona ulaştırdı ve beklemeye başladı 'bakalım bu itin başına ne gelecekti'.
Leyla'nın ölümünden bir ay sora Hamit'in bir kızı oldu. 'Babasına ve annesine kardeşimin ismini vereceğim yaşadığım sürece kızıma da onu hikâyesini anlatacağım' dedi yeni gelen bebeye Leyla Can adını verdi.
Aradan üç sene geçmişti ki köyde Haşim'in eski arkadaşları Hamit'e 'haberin var mı Haşim'i vurmuşlar ölmemiş belden altı felç olmuş annesi babası bakıyormuş' dediler
Hamit'te el açarak 'Yarabbi sen nelere kadirsin az kaldı elimi onun pis kanına bulayacaktım beni korudun sana sonsuz şükürler olsun' diye dua etti.

16 Şubat 2014 14-15 dakika 19 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar (2)
  • 10 yıl önce

    Baştan sona ders alınası bir öyküydü öyle zannediyorum ki gerçek bi hayat öyküsü sanırım. Ahhh bu gençler yok mu ya neden ana babasının tecrübelerinden istifade etmeyi düşünmezler ki.

    uzun soluklu fakat insanı okurken düşündüren bir öyküydü kutlarım Faruk Abim yüreğin dert görmesin başarıların daim olsn. öykün günü öyküsü olmayı hak etmiş doğrusu.

  • 10 yıl önce

    hikayemi günün yazısına layık gören şiir kolik ailesine şükranlarımı sunarım tüm site arkadaşlarımı Allah korusun. dünya ve ahret güzellikleri onların olsun