O İş Ben de Tamam Bitti Bil O İşi

Çarşı da gezerken öyle avare avare, bahar da gelmiş, bir sürü esnaf arkadaş kapının önüne sandalyeleri atmış, hem baharın hem de güneşin tadını çıkartmaya çalışıyor. Ben de ellerim ceplerimde fiyu fiyu fiyu ıslık çalarak, yolda boş teneke buldum mu ona yarım vole, (dömi vole de derler) patlatarak ceplerime, yüreğime, gömleklerime, kazaklarıma bahar doldurmaya çalışıyorum.


Biraz kendim ile dalga geçeyim biraz esnaf arkadaşları tiye alayım, bu baharın yazın tadı başka türlü çıkar mı arkadaş? Yok hem vallahi hem de billahi çıkmaz.


Berber Necati'nin yanına gelirim.


- O iş ben de Necati tamam o iş, bitti bil sen, merak etme, gözün arkada kalmasın sakın. Sen bana havale ettin mi o işi tak diye yapar şak diye çözerim.


Uzaklaşırım hemen oradan. Berber Necati arpacı kumrusu gibi düşünecektir. Ben bu Ahmet'e hangi işi havale ettim diye...


Bakkal Yaşar'ın dükkan kalabalıktır biraz. Pasa bira içenler, gazetelerden beygir seçenler (Beygir satılmıyor canım at yarışı oynuyor arkadaşlar) arada ekmek zeytin almaya gelen kalfalar...


- Yaşarım selamın aleyküm.
- Oooo Ahmet abim aleyküm selam ne var ne çok?
- Ne olsun işte iki sallan bir yuvarlan yine de yere düşme durumları...
- İyisin yine.
- O iş ben de tamam mı Yaşar'ım, bitti bil o işi, adamları hemen devreye sokarım sen merak etme çözeriz anında, bizim hızımıza Süpermen denen zibidi bile yetişemez.
- Hangi işi ağabey neden bahsediyorsun?


Elimle şşşşşşt yaparım Yaşara


- Yerin kulağı var oğlum. Sen merak etme ben de dedim mi o iş ben de demektir. Bu güne kadar hangi işini çözmedim ki senin? Hiç dert değil bizim ki amme hizmeti oğlum.


Öyle dolanıyorum iş yerimizin olduğu mahalle de. Islık da çalıyorum ara da fıkra anlatıyorum esnaf kardeşlerime.


Frezeci Uğur'un yanına uğrarım. Harıl harıl, gürül gürül çalışmaktadır Uğur kardeşim başını ve de ..ıçını kaşıyacak zamanı bile yoktur.


- Vay benin aslan çalışkan frezecim. Ve dahi hatta frezeciler krallığından nerede ise emekliliği gelmiş kardeşim...


Yan gözle bana bakar ve çalışmaya devam eder.


- Ahmet ağabeyim ne var ne yok?
- Ne olsun yuvarlanıp gidiyoruz. Sen nasılsın?
- İyi ağabey biz de, biz de yuvarlanıyoruz.
- O iş ben de tamam Uğur'cum sen bitti bil o işi ben hallederim dedim mi kesinkes hallederim, zaten biliyorsun elimden bir uçan bir de kaçan ha bir de şu mutfağa giren hırsız sıçan kurtulur ancak.
- Hangi işti ağabey o, ne dedimdi ki ben sana?
- Ya tamam tamam hallederim ben sen çalışman bak dostum.


Lokantacı Selami ağabey de mahallemizin kalbur üstü esnaflarından dır.


- Selamın aleyküm Selami ağabey cuman da mübarek olsun ayrıca.
- Aleyküm selam Ahmet'im ne var ne yok?
- Ne olsun ağabey iç güveysinden halliceyiz işte. Sen nasılsın?
- İyi işte ne olsun, esnaflar iyi olursa biz de haliyle iyi oluyoruz.
- O iş tamam ağabey bitmiş bil o işi, o işi sen bana havale ettin ya en güzel şeyi yaptın başkası benim gibi çözemezdi.
- Hangi işti ki vallahi aklımdan çıkmış.
- Tamam ağabey ben hallolunca sana haber veririm ayrıca dert ettiğin şeye bak. Hiç takma kafana, ayrıca para ile pulla bile zor çözülürdü diyeyim sana.


İşte böyle canım sıkkındı o gün. Çıktım esnaf arkadaşları teeek tek gezdim. O iş ben de dedim. Bitmiş bilin dedim o işi, biraz kafalarını karıştırdım. Biraz ortalığı bulandırdım. Biraz da güldürdüm sulandırdım. Velhasılı iş olmadığı zaman ne yapacağını şaşırıyor insan.


Tam dükkana giriyordum kolumdan biri yapıştı, çekiyor da çekiyor. Bir baktım yan sokakta ki Hatice Abla


- Ahmet kuzuuum (Hep kuzum der bana nerede görse) demin konuşmalarını duydum. Şu benim torun askere gittiydi de acemi birliğine Foça'ya, şimdi de dağıtım olacakmış, şuna bir el atsan torpil yapsan da güzel bir yere düşse de rahat askerlik yapsa, ben de sana güzel güzel gözlemeler yaparım, kek yaparım ha benime aslan evladım.


Şoke olurum bir an da...


- Aman Hatice ablam etme eyleme ben anlamam o işlerden hem de hiç anlamam, bizimkisi şaka şaka, işin esprisi. Benim kendime bile faydam yok hem vallahi hem de billahi...


Sonrasında Hatice ablayı ikna edene kadar göbeğim çatlayacaktır...

12 Mart 2016 4-5 dakika 624 öyküsü var.
Yorumlar (4)
  • 8 yıl önce

    Gün geçtikçe mizahi yazılarınız büyülüyor okurunu.

    Devam Ahmet bey.

    Teşekkürler...

    👑

  • Eğlenceli bir anlatımdı.Teşekkürler.Kare kare gözümde canlandı

  • 8 yıl önce

    Ahmet bey, anlatımınız bana Abasıyanık'ın öykülerindeki canlı ve içten anlatımı anımsattı. kutlarım. saygımla.

  • 8 yıl önce

    Hiçliğe sürüklenmiş zamanı renklendirmek ne kadar zorsa, bir yazar için bahardan ve yazdan geçmek öyle zordur, yine nabza şerbet bir yazı, Kaleminiz daim olsun. Saygılarımla.👍