Şu Gezdiğin Erkeklerden Biraz Kop

Bu sefer de daha on beş yaşında kocaya kaçmış genç bir kızın hikâyesini anlatacağım sizlere.
Şehirden uzak yüksek dağlık köylerden birinde dünyaya gelmiştir Nazan. Aile çok kalabalıktır.
O köylerde öyle bir iki çocuğum var demek abestir, hiç çocuğun yok demek derler. Onun için her ailenin dört beş tane çocuğu vardır. Sorsan 'bunları nasıl bakıyorsun desen' 'sen hiç aç mezarı gördün mü' derler.
İşte Nazan da altı çocuklu bir ailenin kızıdır. Onun dört erkek bir kız kardeşi vardır. Kızlar az olduğu için aile üzerilerine fazla düşmektedir. Nazan büyüyüp ilkokul çağana gelmiş nüfusta kaydı küçük olduğu için üç sene beklemişler yaşı tutunca annesi babası 'kızımız okusun yarın elin eline bakmasın, ekmeğini eline alsın' diye okula yazdırırlar. Nazan İlköğretimin ilk kısmın takdirle bitirir. Orta kısma başlar dersleri yine güzeldir. Liseye giden abisi ona destek olmaktadır. Nazan yavaş yavaş genç kızlık çağına girmeye başlayınca erkeklere olan ilgisi artar. Bu sefer dersler aksamaya başlar bu zamana kadar hiç kırık not almayan Nazan ne yapsa kendini toparlayamaz evde de durumum kötü diyemez. Fakat Abisi Nazan'ın önceki kadar derslerle ilgilenmediğinin farkındadır. Kendisi de aynı dönemden geçtiği için ara sıra Nazan'a 'kendini toparla şu sıralar senin sıkıntılı dönemlerin' dese de Nazan'ın bir kulağından girer öbüründen çıkar.
Okul birinci dönem karneler alınır. Nazan'ın karnesinde iki kırık dersi vardır. Evde abisi annesine babasına 'orta kısmın zor olduğunu onun için bu normal sene sonuna düzeltir' Der. Bu seferlik Nazan'ı abisi kurtarmıştır.
İkinci dönem okullar başlar Nazan'a abisi ' şimdi daha çok çalışacaksın yoksa sene sonunda seni kurtaramam ben kendi derdimle uğraşıyorum. Şu gezdiğin erkek arkadaşlarından biraz kop ve ders çalış' diye tembihler.
Aradan bir iki ay geçer Nazan'ın dersleri daha da kötüye gider üç dört dersi zayıf durumdadır. Nazan'ın okul dışında tanıştığı yakın köyden Ferhat diye bir genç vardır. Her fırsatta onunla buluşmakta, bazen okuldan izin alıp ona gitmekte bazen de kaçıp gitmektedir.
Ferhat gurbet gezmiş çok güzel konuşan yakışıklı bir gençtir. Amma varlıklı bir ailesi yoktur. Ancak çalışarak kazandığı ile geçinmektedir. Birazda serbest uçarı yaşamayı seven biridir.
Sene sonu yaklaştıkça Nazan Ferhat'a 'derslerim çok kötü bir sürü zayıfım var. Ders çalışamıyorum aklım hep sende kalıyor' der. Ferhat ta 'biraz düşünelim ne yapa biliriz bu çok zor bir durum evdekiler seni daha okula vermezler o zaman buluşmamız imkansız olur. Der.
İki gencin de zamanları gün geçtikçe kısalmaktadır. Bir ara Nazan annesine şaka yapar gibi 'anne ben sınıfta kalsam ne yaparsınız' demiş annesi de ' şakası bile kötü baban kız (büyüdü birilerinin peşine takılır aklını çelerler acaba okuldan alsak mı) deyip duruyor. Bahaneyle seni okuldan alır ve bir daha da vermez derslerine dikkat et. Son zamanda sende bir tuhaflık var amma biz okusun diye üzerine varmıyoruz' der.
Nazan durumu Ferhat'a anlatır 'bu işin şakası yok Ferhat ne düşüneceksen düşün, ailen gelsin istesin bana sorarlarsa ben olur derim' diye söyler. Ferhat'tan hiçbir ses çıkmaz kafasını sallar bir müddet beraber olurlar ayrılırlar.
Ferhat durumu arkadaşlarına anlatır onlarda ' kızın yaşı çok ufak başın derde girer seni hapse atarlar sakın bir delilik yapma' derler.
Fakat Ferhat 'babamı annemi istemeye göndersem kız okuyor yaşı da daha çok küçük diyecekler ve onları kovacaklar. Hiç olmazsa Babamı Annemi zorda bırakmadan okullar tatile girmeye yakın Nazan'a kaçta gel diyeyim' diye aklına koyar. İlk buluştuklarında da Nazan'a düşüncelerini anlatır Nazan'da 'Ferhat sen haklısın ben sevdalandım sınıfta kalıyorum diyemem. Böyle olunca da senin düşündüğün yol daha doğru' der. İki genç planlarını yaparlar fakat Ferhat kime sordu ise herkes 'kız küçük başın derde girer' der.
Onunda Ferhat Nazan a 'bak Nazan ben seni alıp götüremem yaşın küçük amma sen istiyorsan kaçar gelirsin yalnız annene durumu anlat beni karıştırma (beni geri alsanız bile yine kaçarım yaşım küçük diye istemeye dahi gelemediler) de ve kaç gel. Bir müddet seni bir yerde saklarım sana da dokunmam işler durulunca seni eve getiririm' der.
Nazan güzel bir plan yapar önce Annesine söylemeden eşyalarını gizlice bir arkadaşının evine geçirir bırakır. Bu arada annesi bir şeyler sezer amma o annesi evde yokken veya işe daldığı zamanlarda bu işi halleder.
Bir gün annesine durumu anlatır. ' anne ben birini seviyorum yaşım küçük ve okulda okuduğum için istemeye gelemediler. Bende kendim gitmeye karar verdim. Benim peşimden üzülmeyesin aramayasın diye sana haber vereyim dedim. Sen şimdi bu durumu Babama ve kardeşlerime söyleyeceksin biliyorum amma bana mani olamazsınız. Bir de elin adamlarını perişan etmeyin bu benim tercihim' diye söyler. Her şey hazırdır bu konuşmadan sonra Nazan evden çıkması gerektiğini çok iyi bildiği için annesin ayartıp hemen evden kaçar. Annesi işin farkına varır amma Nazan'ı bulamaz onun da niyeti akşam evde konuşup gelsinler seni istesinler verelim demekti lakin Nazan çoktan gitmiştir.
Akşam aile eve toplanınca kadın evdekileri toplar ve 'size bir şey anlatacağım dinleyin diyerek söze başlar; Nazan birini sevdiğini söyledi bu gün akşam sizlerle konuşup verelim bu kızı diyecektim amma çok akıllı olduğu için kendisine mani olacağımızı düşünerek beni ayartıp gitti' der.
Nazan'ın babası' kim yaşı tutmayan bir kızı alı koyabilir ki nerede ise bulur alırız kızımızı' deyince kadın ' meselede burada ya (elin adamlarını boşuna uğraştırmayın yakalansam bile yine kaçarım ben kaçtım derim, hiç uğraşmayın bu işi tatlıya bağlayın) dedi bana, bana kalırsa tercih onun üstelik kim olduğunu da söylemedi' dedi. Nazan'ın abisi bu sene Nazan çok garipti dersleri de çok kötü idi. Bir ara aklıma geldi bu sevdalandı mı nedir diye yaşı küçük kime sevdalanacak dedim' dedi ve ' Nazan'ı bilirsiniz aklına koyduğunu yapar. Baba nihayet birine gidecekti biz biraz daha büyüsün isterdik. o ise acele etti gelenler kim olursa olsun hiç efendiliğini bozma her şeyi oluruna bağla' diye tembihler.
İki gün sonra Ferhat'ın Babası ve Annesi kızınız bizde diye haber vermeye gelirler. Nazan'ın Babası ile Annesi onları kırk yıllı dost gibi karşılarlar. Adamla kadın ' gençler bir halt etmişler tamiri bizlere düşüyor sizler çok iyi insanlarsınız böyle olsun istemezdik. Akrabalığımız sıcak olsun isterdik' diye serzenişte bulunurlar. Nazan'ın annesi babası 'gelininiz hayırlı olsun biz onun okumasını başkasının eline bakmamasını arzu ediyorduk o ise istemiyormuş. Kaçmasa da gelip isteseniz biz yine verirdik. Çünkü tercih onun biz onu biraz hür büyüttük her dediği oldu bundan sonra Allah yardımcısı olsun varın ne gerekiyorsa yapın kızımıza kızgınız amma dargın değiliz' derler.
Ferhat'ın Babası Annesi eve gelince 'Ferhat'a büyük bir hata yaptınız biz hayatımızda böyle güzel insanlar görmedik. Sen bu aileyi tanıyormusun' diye sordular. Ferhat ta 'yok tanımıyorum' deyince annesi babası çok kızar. 'aklınız bir karış havada muhtara söyle nikah işini yapmaya başlasın adamlar müsaade verecekler' derler.
Ferhat hemen Nazan'ın yanına gider durumu anlatır. Nazan 'Ferhat çok kötü ailemi fena kırdım keşke bağırıp çağırsalardı keşke karşı çıksalardı ben öyle beklerdim şimdi bu işin bütün vebali benim omuzlarımda, iyi etmedik seninle gelecek hayatımızda olacak iyi ve kötü ne varsa ikimizin artık var git ne istiyorlarsa ne yapılacaksa yap' der. Ferhat'ı gönderir.
Ferhat Nazan'dan hiç ummadığı bir olgunlukla karşılaşınca şaşırmış vaziyette ev gelir. Annesine babasına Nazan'ın tavrını anlatır onlarda 'bu kız çok akıllı ona karşı yanlış yapayım deme seni pişman eder. Şimdi ben bu işten vazgeçtim deme şansında yok. Artık adam olma zamanın geldi akıllı ol' derler.
Ferhat la Nazan'ın nikahı iki ailenin muafakatı ile gerçekleşir. Köyde güzel bir düğün yaparlar evlenirler. Ferhat eşini baba evine getirir yerleştirir. Nazan kayın validesi ile kalmaya başlar.
Nazan'ın hayalinde kurduğu bir evlilik aile düzeni vardır. Çok heveslenerek başladığı bu evlilik kısa zamanda Nazan'a ters gelen hatalarla dolmaya başlar. Nazan zamanla güzelleşir belki diye sabırla bekler. Ferhat bekarlıkta alıştığı düzensiz hayata devam eder. Haftanın bir iki gecesini dışarıda geçirir. Nazan'a bir sürü bahane uydurur başlangıçta Nazan inanır. Fakat aradan üç yıl geçmiş iki oğlan bir kız üç çocuk sahibi olmuşlardır.
Nazan artık Ferhat'ın hiçbir sözüne inanmamaktadır, hatta başka bir kadının olduğundan da emindir. Bu konuda kulağına sayısız söylentiler gelmiştir. Nazan da 'Ferhat bir sürü laf söyleniyor ben geldim geleli hep ailenden destek aldık eve doğru dürüst bakamıyorsun gözünü dışarıdan al artık. Sana açtığıma Beni pişman ettin bana olmayacak şeyler yaptırma' diye uyarır. Ferhat 'üç çocuklu bir kadınsın ahın gitmiş vahın kalmış ne yapabilirsin çocuklarını bırakıp ta gidemezsin gidersen ortada kalırlar acırsın, elinden hiçbir şey gelmez' der. Nazan'da 'gün ola harman ola Ferhat' der.
Ferhatların çarşında yakın bir akrabaları vardır. Ferhat'ı iyi tanıdıklarından aile ile ilgilenmektedirler. Birkaç defa Ferhat'ı eşi ve çocukları ile şehre davet etmişler. 'Ferhat'a bu gelin çok akıllı seni sevdiği için tüm ailesin tepmiş, seninde sevginde eksilme görüyoruz. Kıza hiç sevgin kalmamış, kadın dışarıda sevgi ararsa hiç hoş olmaz kendini topla' derler.
Ferhat'ın sevgisizliği Nazan'ın ruhsal dengesini bozmuş artık ilaç kullanır hale gelmiştir.
Ferhat akrabalarından Hamit beye 'Nazan'ın ahı gitmiş vahı kalmış durumda, üç çocuk var daha çocuk yapmayacağım diye kendini bağlattı. Beni de çok seviyor. Hiçbir şey yapamaz beni çok seviyor. Benimde gözümden kaçmaz merak etme amca' der.
Nazan artık ikide bir hastalanıp şehre gelip gitmektedir. Kafası bozulunca çocuklardan bunalınca şehre inmekte evde çocukları kayın validesine bırakmaktadır. Ferhat Hamit beye telefonda 'orada mı' diye sorduğu zamanlar olmaya başlamıştır. Bazen iki üç gün kayıp olmakta Ferhat'ın aldığı cep telefonu çarşıya inince kapanmakta kimse ulaşamamakta sorana 'şarjım bitti yeni şarj ettim' demekte. Hamit Bey ara sıra aileden komşular kanalı ile haber almaktadır. Bir gün Nazan'ı arar ulaşamaz Ferhat a sorar 'evde telefonu kapalı' der. Komşular da Nazan'ın köyde olmadığını söylemektedir. Ferhat'a 'neden yalan söyledin' deyince Hamit beye 'tartıştık babası gile gitti' der. Oysa Hamit Bey Nazan'ın annesine de sormuş kadım bizde değil demiştir. Hatta kadın telaşlanmıştır. Dana sonra Nazan'a 'neredeydin' deyince 'iki gece hastanede yattım' der. Hamit beyin hastanelerde bir sürü tanıdığı vardır kayıtlara baktırır kayıt bulunmaz Bir seferinde Ferhat Hamit beyi arar Nazan'ı sorar 'Nazan iki gündür kayıp' der. 'Şehre Hamit beylere gidiyorum rahatsızım demiş evden çıkmış' telefonu yine kapalı ulaşılamamaktadır. Nerededir diye düşünürken Nazan telefonla Hamit beyi arar 'hastanenin kapısındayım beni gel al' der. Hamit Bey Nazan'ı gider alır eve getirir. Nazan iki gecedir uykusuz gibi yorgundur. Nazan 'Rahmime operasyon yaptılar' der. Nazan'a sorar 'köyden geliyorsun beni aramıyorsun, telefonun kapalı kapsam dışı, iki gün yoksun hastanedeyim diyorsun kayıtları bakacağım göreceğim. Telefonun şarjını bahane etme bu işin vebali senin boynuna Ferhat yalan söylüyor fakat sende yalan söylüyorsun' deyince. Nazan Buradayım diye Ferhat'la konuşken' beni gel al' der. Ferhat'ta gelir alır.
Hamit beyin korktuğu olmaktadır. Nazan bulamadığı sevgiyi aramaktadır. Ayrıca Ferhat'tan inadına öç almaktadır. Ferhat'sa işin farkındadır amma annesi 'karını çocuklarının başında tut suçlu sensin' demektedir.
Nazan'sa daha şimdilerde âşık olma yaşlarındadır. Onun başında üç çocuk duyarsız bir koca vardır.
Bu evliliğin ne şekilde yürüyeceği ise meçhuldür.


Faruk Soydemir

08 Ağustos 2014 11-12 dakika 19 öyküsü var.
Yorumlar