Üç Gelinlik Öyküsü

Bugünde sizlerle ortak paydaları (gelinlik ) olan üç ayrı yaşanmış öyküyü paylaşmak istedim sevgilidostlar.
Ben o bembeyaz gelinliğin,Her geç kızın hayallerini süsleyen,her bayanın beşikten mezara kadar etkilenmeden bakamadığı geliliğin;erkeklerin üzerinde nasıl bir etki yarattığını hiç düşünmemiş_
tim doğrusu .Ta ki o güe kadar.
Büyük çamlıcanın bir yaz öğlesinde,yemeklerimizi yemiş,mesai arkadaşlarmla çaylarımızı içip soh_
bet ediyorduk ki bahçenin dışında bir küçük topluluk ve alkış sesleri dikkatimizi çekti.Bayan arkadaşlar
o yana koşturup gelin var gelin diye seslendiler,bazı erkek arkadaşlar da kalkıp bakmaya gittiler ama
çok sevdiğimiz amirimiz bir iç geçirip arkasını dönmezmi ?Hepimiz şaşkın şaşkın yüzüne bakınca anlatmaya başladı :Şu gelinlik giymiş gelinin,benim içimi nasıl kanattığını bilemezsiniz arkadaşlar dedi.
Yıllar öncesine dönmüş gibi ,dalgın ve hüzünlü devam etti;Yeni mezun,taze bir memur olarak küçük kasabama dönmüş,artık engeller kalktığı için çocukluk aşkıma kavuşma hayalleriyle dopdolu yaşıyordum
ki aacığım artık seni evledirelim demezmi ?Tam da beklediğim andı.Hemen derdimi anlattım anneme.
O da hevesle hazırlanıp gitti kız evine ağız aramaya.Adet böyledir oğlum dedi bana.^Yıl gibi gelen
bir saatin sonunda anacığım hevesi sönmüş bir halde dönüp geldi üzgün bu kız bize yaramaz oğlum diye başladı söze.Babası zengine adamış kızını biz onun gözünü doyuramayız dedi.Sonraki sözlerini
hiç anlamadım başlık parası da istedikleri altınlarda benim için imkânsızdı zaten.
İki gün ruh gibi dolaştıktan sonra zar zor sevdiğimle buluştum.Kara kara ne diyeceğimi düşünürken Göz yaşları içinde boynuma atılıp babam beni istemediğim birine veriyor,tam bir haftamız
var,ben altın falan istemem kaçır beni demezmi ?Üzüleyimmi sevineyimmi bilemedim.O bir hafta nasıl
geçti bilmiyorum.Anneme bile sezdirmeden bir kez daha buluşup,yerini kararlaştırdık,gece yarısı kaçıp şehirdeki bir otele attık canımızı.Anacığıma küçük bir not bırakmıştım sadece.Ertesi günü yıldırım nikâhıyla aldım sevgili eşimi .O an çok mutluyduk ikimizde.Tatlı bir maceranın içindeydik sanki
Bir filmin kahramanları gibi zevkle yaşadık maceramızı.Sonra şehirdeki bekâr evime getirdim kızcağızı
Yokluklar içinde çırpındık yıllarca.Derken oğlumuz geldi dünyaya.Buruk bir mutluluktu yaşadığımız
Ailelerimiz yoktu çünkü yanımızda.Oğlumuz bir yaşına geldiğinde eşim çalışmak istediğini söyledi.
Haklıydı maddi sıkıntı bitmiyordu ne yapsak.Neyse ki şansımız burda güldü de eşim çok güzel bir
iş buldu hemen.Kasabama gidip anacığımı getirdim oğlumuza bakması için.O günlerde askerden
dönen eşimin ağabeyiylede görüştüm beni anlayacağı umuduyla.Evlendiğimizi mutlu olduğumuzu söyleyip,kızlarını görmek isterlerse kapımızın açık olduğunu da ekledim sözlerime.
Bir sabah ansızın çıkageldiler.Hiçbirşey olmamış gibi karşıladık onları.Torunlarını bastılar bağırların .Nihayet herşey tatlıya bağlanmıştı ancak; sevgili eşimde bende ne zaman bir gelin
görsek hüzünlenir,ağlamaklı oluruz hâlâ.Onun gözlerindeki özlem beni nasıl kâhreder bir bilseniz.
İşte o zaman kayınpederime kinlenir dertlenirim bir zaman.Değermiydi derim kendi kendime ,
Bundan böyle dileğim oğlumuza güzel bir düğün ve gelinlikli bir gelin almak ne diyelim....



Not:Devam edecek.

05 Temmuz 2012 3-4 dakika 12 öyküsü var.
Yorumlar