Üç Kafadar

Sinan kamil İbrahim sıradan bir köyün sıradan insanları gençler yaşları 21 ile 25 arası değişiyor.Üçünün de en önemli özelliği şakacı olmaları çok iyi anlaşmaları birbirlerini iyi anlamaları ve köyde başkaları ile birbirleri kadar yakın olmamaları .En sevdikleri yani yapmaktan hoşlandıkları işler ise gezmek ,gezmek ve çok daha çok gezmek bu yüzdende sinanın anesi onlara aylak evliyalar diye takılırdı.bu anlatacağım öykü İbrahim tarafından bana aktarılmıştır.

Hava soğuk kar yağıyor göz gözü görmüyor bizim kiler her zaman olduğu gibi yine gezmekte ama bu kez baya abartmışlar köylerinin az ilerisindeki büyük dağa çıkmaya karar vermişlerdi eee karlı zamanda dağda daha büyük oluyor yağışın şiddeti neyse uzatmayalım kar tipi göz gözü görmüyor bizimkilerde dağın henüz etkilerinden az yukardalar zor bela sığınacak bir kaya arkası yada koyuk bakıyorlar ama ne ala yok sağa git yok sola git yok aman dondular donacaklar son bir can havliyle kendini bir büyük kayanın arkasına atan Sinan arkadaşlarına seslenir
-gelin! Gelin!
-nereye gelelim
-sesime gelin
Bir zaman sonra hep birlikte kayanın arkasın atarlar hepsinin üzerinde bir şaşkınlık o gök sanki yere inmiş de delirmiş gibi olan fırtına bu kayanın arkasında yok bırakın fırtınayı kar tanesi bile yok.etraflarına bakarlar o sırada Sinan yine gelin der ve giderler gördükleri bir kez daha şaşırtır onları çünkü bir mağra vardır burada inanamazlar hemen içeri girerler etraftan kuru bişiler bulup yakmaya çalışırlar bir süre onra çalı çırpı ile yaktıkları ateş büyümüş mağaranın duvarlarını aydınlatmaya başlamıştır.kamil atılır hadi araştırma yapalım daha önce hiç görmedim kimseden de duymadım bu mağarayı nedir ne deyildir bakalım başlarlar iyi kötü ü yaptıkları meşalelerle içeri doğru girmeye 40 mt ilerlediklerinde özel olduğunu düşündükleri bir yer bulurlar ortada daha önce ateş yakmak için kullanılmış bir yer ki küller vardır duvarlarda yazılar resimler ve birkaç tane el aleti üçü de adeta küçük dillerini yutacak gibidirler
-yahu biz nereye geldik burası neresi nende daha önce buraya gelmedik bu mağprayı göremedik der kamil bu şaşkınlığı da kısa sürede atmayı başarırlar hemen koyulurlar muhabbete
-La kamil baksana burada hayvan resimleri insan resimleri var senin atanlar yapmıştır bunu hani köyde öretmen sana derdi ya senin elin resme yatkın yani kalıtımsal bir şey miş ya
-bir sus zevzek bu dünyanın en önemli keşiflerinden biri olabilir ya mağra eski dönemler ve resimler anlamıyormusunuz buranın yerini bile söylemek bize dünya para demek
-Yok ya ben para falan istemem bize şimdilik korunak olsunda
-baksana senin resmin iyi ya şuraya birkaç resimde sen yapsana (büyük bir kahkaha kopar )
-olur yaparım der yerden bir taş alır ve anlatmaya başlar
-aha burada dedemler bir savaşı anlatmışlar tv de belgeselde izlemiştim ama bak burada evde durunlar resim edilmemiş bende onları çiziyim der..
Başlar çöpten adamlar kadınlar ve belgesellerde gördüğü resimleri çizmeye başlar.Bu arada diğer resimlerle bütünlük içinde olmasına özen göstermiştir burada muhabbet ve tartışmalar konuşmalardan sonra tekrar ateşin başına dönerler ve uyumaya karar verirler uyanınca dışarı çıkarlar kayanın diğer tarafına geçince karın durduğunu görüp hemen köye dönerler ve olanları muhtara anlatır muhtarın oğlu Bilal ise dalga geçerek sizin atalarınız maymunmuş bak yıllar sonra yuvanızı buldunuz dedenlerin elini mi öpmeye gittiniz demiş dalga geçmiştir.
Günler sonra olay şehirden duyulmuş hükümet tarafından da duyulmuş bölgeye arkeolaglar gelmiş incelemeler başlatmış kazılar yapmış dır.Muhtarın oğlu ve birkaç arkadaşı da kazılarda yardımcılık yapmış para kazanmaya başlamıştır muhtar ayarlamıştır işi .Bizim 3 kafadar bu işe baya bozulmuş tur ama fazlada üzerinde durmamaışlardır bir gün arkeloglar bir açıklama yapmaktaydı kahvede
-sevgili arkadaşlar bulduğumuz mağara çok iyi bir buluş cilalı taş devrine ait burada insanlar yaşamış yerleşmişler bizim şuana kadar araştırmalarımız burada 50 kişilik bir insan grubunun yaşadığı yönünde bu laflar konuluşurken Sinan kamile
-la bak dedenler elli kişi imiş der
Ayrıca çok önemli buluş var burada çeşitli resimlere rastladık bazı resimler çok iyi korunmuş sanki yeni yapılmış gibi şuan araştırmalara devam ediyoruz ama ilk tahminimiz bu yeni resimlerin eski türden kısa bir süre sonra biraz daha akıllı bir insan türü tarafından yapıldığı ve çok iyi korunup bu güne kadar geldiği
Bu sırada bizim kafadarlar gülmekden krize girmişlerdir kamile bakıp ,bakıp daha akıllı canlı tarih öncesi deyip, deyip dala geçerler kamilde aklımı arkeloglar bile onayladı der oda gülermiş tüm kahve konuşmaları dinlerken bunlar gülüp eğlenirler birkaç gün sonra Sinan der ki ;
-Hadi gidip mağaraya baklalım ne yapıyorlar nasıl araştırıyorlar
Karar verip giderler mağaranın yakınına gelince görevliler daha fazla gidemeyeceklerini kazı alanı olduğunu yasak olduğunu söylerler çok kızarlar ila gireceklerdir bir başka giriş ararlar arkalardan dolaşmak için sağa sola tırmanırlar en sonda bir delik bulurlar tam aşağı baktıklarında muhtarın oğlunu ve yalakası Bülent i görürler aşağıda oturmuş toprağa yarım gömülmüş bir iskeletin başında bekliyorlardır aralarında konuşmaları duyarlar ardından
- Ya bizi buraya bıraktılar yemeğe gittiler ama ya ben korkuyorum bu iskelet falan
- Sende amma tırsaksın be oğlum adamlar öleli kaç yıl oluyor hem bize ne yapacaklar oralarını buralarını küçük fırçalarla kazıyanlar süpürenler çıkaranlar minnacık küreklerle topraklarını eşeleyenler onlar onlara yaparlar biz bekçiyiz bizi severler
- Sinan atılır - la olum kalkın koşun okula gidiyoruz aklıma bir olay geldi kalkıp okula giderler okuldan derslerde kullanılan iskeleti bir şekilde alırlar sonra ertesi günü beklerler .planları aynı saatlerde mağaraya gidip muhtarın oğlu ve yalakasını korkutmak tır
- Ertesi gün olur aceleyle bir gün önceki deliğe gelirler aşağıda yine muhtarın oğlu ve arkadaşı beklemekte yedirip bağladıkları iskeleti yavaş ,yavaş sarkıtılar tam görülmeye yakın İbrahim kadın sesi çıkararak
- Bizden ne istiyorsunuz der tabi o arada kızılca kıyamet kopar muhtarınoğlu ve yalakası neye uğradıklarını şaşırır o şaşkınlıkla kaçarlar bizimkiler yaptıkları olayın zevki ile köye kadar gülerler olayı birbirlerine anlatır tekrar ,tekrar gülerler.
- Köyde çarkalanmaktadır mağarada ruhlar gezinmekte iskeletler hayaletler dolaşmakta ve köye kötülük yapacaklardır
- 2 gün sonra köyde Cuma namazında muhtarın oğlunu görürüler Sinan atılır
- ee geçen mağrada büyük ninemi görmüşsünüz selam mı söyledi yoksa elinimi öpmeye gittinizde kızdı diyip gülmemek için kendilerini zor tutarlar muhtarın oğlu korkudan kekeme kalmış ve
- Ya ya ya ya derken ibrahim atılır
- Yaşlı demek istiyor yaşlı insanlar ellerini öptük işte diyecek sanırım diyip gülerler
Artık kahkaları her yerden duyulmaktadır 4 gün sonra muhtarın oğlu ve yalakasının yerine kazıda işe başlarlar tam 9 yıl süren mağara ve çevresindeki kazılarda çalışırlar mağaranın birçok bölümüne girip kazı yaparlar yardımcı olurlar ama hiç hayalet görmezler
Muhtarınoğlu hala kekeme ...

Not:Daha çok kısa bir hikaye gibi oldu artı yaptığım imla yanlışları varsa ki mutlaka vardır şimdiden özür..

01 Kasım 2008 7-8 dakika 3 öyküsü var.
Beğenenler (2)
Yorumlar (1)
  • 15 yıl önce

    :):):):):) demek muhtarın oğlu hala kekeme:):):) süper bir öykü Sevimli,keyifle okudum...👍👍