Uyusun da Büyüsün Nenniiiiii

Serpil dört yaşındaki oğlunu öğlen uyutmaya çalışmaktadır. Oğlan dört yaşına geldiği halde, hala annesinin dizlerinde uyumak istemektedir. Serpil'in oğlu Fırat çok şeker, çok bilmiş bir çocuktur. Durmadan sorular sorar. Serpil onun sorularından bıkmıştır ama yine de ona mantıklı cevaplar vermeye çalışır.
-Hadi uyu anneciğim, benim tatlı oğlum. Eeeee eeeee eeee. Uyusunda büyüsün nenni. Tıpış tıpış yürüsün nenni.
-Hadi evladım. Ayaklarım yoruldu bak. Uyu artık. Bak saat on iki oldu. Senin gibi küçük çocuklar öyle uykusu uyumak zorundalar yoksa büyüyemezler.
-Uyumazsam büyüyemem mi anne?
-Büyüyemezsin oğlum.
-Bütün büyüyen çocuklar uyudukları için mi büyümüşler.
-Evet çocuğum. Uyudukları için büyümüşler.
-Babam da mı uyuduğu için büyümüş anne?
-Evet çocuğum baban da, uyuduğu için büyümüş.
-Dedem de çok büyük müydü anne?
-Evet deden çok büyük, yaşlı biriydi oğlum.
-Demek ki insanlar çok uyuyunca büyüyor, sonra yaşlanıyor, sonra da çabucak ölüyor. Öyleyse uyumayacağım ben anne!.
-Oğlum saçmalama. Uyku saatin geçiyor bak. Her öğlen düzenli uyuman gerekiyormuş doktor öyle söyledi. Sağlıklı olman için gerekliymiş.
-Anne Oğuz dün çok hastaydı. Uyumadığı için mi hasta olmuş?
-Evet oğlum. Dün Oğuz uyumamış. Yaramazlık yapmış. Bir de soğukta balkona çıkmış. Annesini dinlememiş. Orada da üşütmüş, hasta olmuş. Benim oğlum çok akıllıdır, annesini dinler, hemen uyur. Hadi benim oğluma eeee eeeee eeee.
Serpi'in nenni söyledikçe,. üzerine ağırlık çöktü..' Fırat'ı uyutacağım derken kendim uyuyacağım şimdi' diye düşündü. Ama uyumak istemiyordu. Fırat uyurken biraz kendi kendine kalmak, başını dinlemek istiyordu. Fırat uyurken kendini öyle özgür hissediyordu ki. 'Bir saatçik bari uyusa da dinlensem' diye düşünüyordu.
-Eeeeee eeeee eeee. Hadi oğluma nenni. Dandini dandini dastana, danalar girmiş bostana. Kov bostancı danayı, yemesin lahanayı. Eeee eeee eeeee eee.
-Anne danalar çok lahana yedikleri için mi çok büyük olmuşlar. Kocamanalar, o yüzden mi?
-Oğlum yeter uyu artık. Yeter! Fırat uyu!
Serpil sesini yükselterek söylediği için, Fırat biraz korkarak,
-Tamam anne uyuyorum bak.
Fırat gözlerini kapatır. Bir beş dk. geçer. Serpil uyudu galiba diyerek Fırat'ı yatağına yatırır.
-Ayyy! Çok ağırlık çöktü üzerime. Beş dk. ben de uzanayım şuraya.
Serpil uzanır koltuğa.
Zırrrr zııırrr kapının sesiyle fırlar kalkar yerinden. Bir an ne olduğunu anlayamaz. Kalkar kapıyı açar. Bir de ne görsün. Fırat ve Oğuz kapıda.
-Aaaaaaa oğlum. Ben seni uyutmuştum. Ne ara dışarı çıktın sen?
O ara karşıdan Oğuz'un annesi kafasını uzatır. Bir saattir bizdeler Serpilciğim.
-Aman Tanrım! Ben onu uyudu sandım!. Onu uyuturken, kendim uyuya kalmışım!. Kusura bakma Deryacığım.
-Sorun değil Serpilciğim olur böyle şeyler.
Serpil çok sinirlenir ama ne yapsın. Bugün ne yazık ki Fırat'ı uyutamamıştır. 'Şimdi de arkadaşı yanında artık hiç uyumaz.' diye düşünür. 'Bundan sonra onu uyutunca kapıyı kilitlemeyi unutmamayım' diye geçirir içinden. 'Başka yere de gidebilirdi. Neyse karşıya geçmiş. Aman Tanrım!! diye geçirdi bir kez daha içinden.
'Ne yapacağım ben bu çocukla. Akşam geç saate kadar uyumaz, sabahın köründe uyanır, öğlen uykusu uyumaz.'
Ahhh! Ahhhh! Oysa onu uyutup bir sat kafa dinlemeyi ne çok arzulamıştı bugün Serpil.
.

12 Eylül 2016 3-4 dakika 92 öyküsü var.
Yorumlar