Mevsim Gramofonu
Özlemedin mi şimdi
	
Ağaçlar son kokusunu veriyor sonbahara doğru
	
Eylül vakti geliyor
	
Eylül acının doğuşu
	
Eylül sol yanıma (son yanıma) yazılı şarkı...
	
Şiir...
	
Ve tüm cümlecikler...
	
Irgat bir 17 Eylül sabahında geldim işte
	
Bir kaç çapa yapmaya, dünyanın tam çekirdeğine
	
Sıcaklar göç etmişti bi vakit...
	
Ayaklarımda sarı takvimler dökülüyor
	
Yollar yorgun
	
Ağırlığını taşımış güneşin, bitmiyor iltihaplı geceler...
	
Sarınma vakti, ağaç kabuklarına
	
Yeni bir kış uykusu kapıda
	
Renkler bile yedinci rüyasında...
	
Yağmur kirli yağıyor, yağıyor kürkümün üstüne
	
Beslenmeli gözeneklerim...
	
Kış ölümle biten bir zatürre, sağ çıkmak gerek...
	
İlerisinde bekleyen pırıltılı güllerin sevişgenliği,
	
Bahar soyunmak ister altın kumların taneciklerine...
	
Serin göl suyu iyi gelir tortulaşmış kışa
	
Ve döngü sürdürmek ister şarkıyı,
	
Dünyanın sekizinci harikası bu mevsim gramofonu
	
Yeni işlenmiş bir vals çalmakta şimdi
	
Güneşe şükranlarını sunarken, ettiği dansla...
	
	
Bu kadar şey yaşanır
	
Yaşanır gider de
	
Bir tek aşka çare bulunmaz
	
Bir de ayrılığa...
	
Ölüm bile
	
Karışmak değil midir
	
Yeni doğan ağacın dallarına ...
	
	
E F T E L Y A...
	
(Akdeniz’i cebinde taşıyan kız...)










Güzel şiir. Kurdelasını da takmış göğsüne. Satırlarınızı okuyunca anımsadım; Ne çok tükenişlere imza atmışız Eylüle yaslanıp.
Yok oluş mu yokuş mu bu çürüyüşler?
Eylül 2
Narçiçeği renk oyunlarıyla Kızıl çürüyüşlerin İntiharıdır…
Yeniden var olmak umuduyla Cesur yürüyüşlerin İmtihanıdır…
28 Eylül 2013 AA
Beklenen mevsim midir gerçekten? Sanmam...
Eylül
Beklenen mevsimdir ömrüme sümbül Savrulmuş bir aşkın resmidir gönül Zamansız ötersin a deli bülbül
Solup hüzne dalar dökülür her gül Kapıyı çalıp da gelince eylül
Gözlerin elaydı saçların lüle Düş renginde döner gönlüm hep küle Kaç kere söyledim arsız bülbüle
Dalında sararıp solar bezm-i gül Ölümcül yaradır aşka her eylül
Bursa, 30 Ağustos 2009
Hüzün Eylülden mi dökülür ömrümüze yoksa Aşktan mıdır? Çetrefilli bakış açıları geçti gözlerimin önünden...
Mayısımda Eylül Hüznü
Ben aşkın en çıplak yüzünü gördüm Hep sol yanımı vurdu sevdalar Boynuma dolanan ilmek kördüğüm Tuzağı bana mı kurdu sevdalar
Bir yel sürgünümü yoldu kurudum Benim mayısımda eylül hüznü var Çiçeğe durmuşken soldu umudum Tokadı bana mı vurdu sevdalar
Bursa, 24 Aralık 2009
Eylüle ve ömrünüze sağlık. Şiirle her daim...
Eylül ve hüzün iç içe hem hayatta hem de şiirde... Bir iki tık ötesi zaten kış ayları başlıyor kapanı kapanıveriyor insan hem evinde, hem de kendi yalnızlığına... Yapraklar düşerken dallardan ömürden de bir şeylerin gittiğinin farkına zor da olsa varıyor insan... Eylül, yüreğinde teninde üşümeye başladığı zaman dilimi... Eylül, çok da yormasa kanatmasa yüreği... Kutlarım içtenlikle Eftelya...
Eftelya Hanım, eylül beğenilmeyen aydır genellikle ama ben eylülü seviyorum işte! Siz de güzel anlatmşsınız oysa. Kaleminize, yüreğinize sağlık, kutlarım.
aşk dediğin ayrılıkla başlar ve acıyı emzirir her kuşluk vakti...
şiir sana, sen de sayfalara ne de güzel yakışıyorsun...
Yürekten tebrikler Eftelya hanım...