Miladi Aşk

Kahkahanın kadife dokunuşları arasında,
Tarihin tüm gizemlerini sezdim.

Giderken bıraktığın bir çift göz damlasının,
Eskimiş kervan hanlarının duvarlarında izi kalmış.

Tökezleyen atın sırtında,
Bir şövalyenin zırhına takılı kalır
Yaşama dair tüm umutlarım

Nisan hissiyatında Eylül dokunuşları gibiydin
Nasıl mehtaplı gecelerin ardından gelen karanlık geceler varsa
Gençliğinin ardından gelen yılları da unutma

Demirci ocağı sıcaklığındaki dudaklarının ateşi
Beni mengenede sıkıştırıp örseler


Yarım yüzyıldır bekliyorum
Takunyalı ayaklar bile artık kunduralı
Yolda düşürülen mendiller de karanfil kokmuyor

Sensiz tarihimin örselenmiş sayfalarını.
Gözlerimden akan yaşlar acıtır,

Yakıştıramam seni beyaz sayfalara
Anlatamam içimdeki miladi cihan harbini


Arenada bir boğanın kızgınlığında
Pizza kulesi üzerime yıkılır

Akdeniz'in mavi çarşafından kefen biçtim
Torosların beyazını yakıştıramadım sana

Düş kırıklı beyaz perdelere bile yansıtamam
Ay tanrıça güzelliğine yanıp ta gittiğimi

Katliamıma ferman yazsa da en zalim hükümdar
Sensizliğe kazan kaldırırım Yeniçeri ocağında

Aramızdaki engel eğer tek gözlü Dev ise
Zülfükar'ın kılıcını saplarım Herkül'ün gücüyle

Düşlerimin coğrafyası talan edilse de Haçlı seferlerinde
Çin setini çekerim sen ve benli her yerimize