Ölü Aşklar Kafilesi

Aynalar... hepsi suç ortağım şimdi.

Bir yüz bırakmışım orada, kime benziyordu hatırlamıyorum.

Gözkapaklarımın altı eski bir mezarlık.

Her rüya bir taş, her taşta bir isim: “ben”.

Uykularım küflü çekmecelerde,

Bir mektubun içinden sızıyor kan lekesi 

                                                                        — sevgiden kalma.

Sözcüklerim, boğazımda tırnak gibi.

Susuyorum, çünkü konuşmak da kirli bir eylem.

Dudaklarımda bir cenaze duası,

Her harfi soğuk, her nefesi eksik.

Pencerenin ardında çoğalan karanlık,

Bana benziyor.

Bir sığıntı gibi, bir suç gibi.

Kalbim, kullanılmamış bir oda gibi,

Duvarlarında solmuş fotoğraflar asılı.

Aşklar geçti önümden, tabutlar gibi.

Her biri bir selam çaktı 

                                         — ölülerin diliyle.

İnsan sesi duymayalı yıllar oldu,

Şimdi yankılarla konuşuyorum.

Her yankı bir yalan,

Her yalan bir arkadaş gibi davranıyor.

Paltomun cebinde bir çakmak,

Hiçbir şeyi yakmıyor 

                                     —sadece hatıraları.

Ruhumun dikişleri atıyor bazen,

Bir kahkaha duyuyorum 

                                            — kendi içimde yankılanan.

Belki bir kedinin gözü bu karanlık,

Belki de Tanrı’nın unutulmuş parmağı.

Yalnızlık, dişlerini geçiriyor bileklerime.

Kan değil bu,

sadece hatırlamak.

Çünkü hatırlamak da bir tür intihar.

Şehrin duvarları gri, benden daha karanlık değil ama.

İnsanlar geçiyor önümden, vitrindeki cansız mankenler gibi.

Her biri bir ihtimaldi 

                                      — hepsini ben öldürdüm.

Artık kimse kalmadı kendime benzetmediğim.

Belki bu yol bir cenaze alayıdır,

En önde ben yürüyorumdur, boş bir tabutla. 

                                                                                 — içindeyim.
Bu peşimden gelen kalabalık

Benim cenazemin izleyicileri

Ellerindeki mendille sevinç çığlıkları atıyor
Ölü aşklar kafilesi

02 Kasım 2025 25 şiiri var.
Beğenenler (3)
Yorumlar