Mısralarla Konuşuyorum 1

Ağlasam sesimi duyar mı (O.Veli) canım babam…Nam-ü nişane kalmadı ki fasl_ı bahardan-(Bakî) Ve yola çıkmadan önce sabah sabah bulutlara,taşlara,kuşlara,otlara insanlara selam verdim ve bir de kendime …(Dökmen) tabii ki….Hava keskin bir kömür kokusuyla dolacak (Dranas)elbet kış, artık yaklaşıyor…

Kendimi,zihnimi kilitledim…Okuyamıyor,yazamıyorum…Tabii ki diyeceksiniz : Şimdi ne yapıyorsun ? diye …Canım okuyucularım içimi döküyorum,tabir-i caizse…

Sonbahar,tüm haşmetiyle yavaş yavaş Kış’a yerini bırakmaya hazırlanırken üç-beş cümle yazacak takati bulamayan parmaklarım ve adetâ düşünmeyi istemeyen zihnim yeniden ,donmuşluğun gıcırtılarıyla beraber yeniden, başladı yazmaya…

Param yok,zamanım çok,

programım yok ,zamanım çok,

sevdiklerim var, telefonum var :arayan yok

kitaplarım var, okumak yok .Şekerim var ama şeker yok …ve gözlerimde de tansiyon başlamış, şekerin hayatıma kattığı bunca yavanlık yetmemiş gibi…

Çocukluğa özlem var ancak babam yok

Kalbim var ;sevenlerim yanımda yok

Muhteşem bir dünyadayım ancak pek çok nedenden muzdaribim ; gezmek yok…

Şehrin uğultusundan usanmış ruhumuzun
Nadir duyabildiği taze bir heyecanla (Kamu) sizleri merak ediyorum; hem de kocamannnn…

Bazen umutsuzdur kavuşmak diyor ya şair T. Kiremitçi … Hayatımın içinde veya dışında olarak pek çok ana kavuşamayacağımı da hissetmeme rağmen şarkılar beni daha fazla kandırıyor. Elbet bir gün buluşacağız bu böyle yarım kalmayacak diyen şair de boşuna dememiş bu sözleri…

Ne kadar hassas yaratılmışız, ne kadar güzel özlemek, aramak, sormak, gezmek, düşünmek, yorulmak, acıkmak, susamak…

Eğil bak suya, ordadır güzelliğin, gençliğim diyen Tarancı ne güzel de demiş… Tıpkı parmaklarımızın,kulağımızın olduğu gibi belki de suların da hafızası vardır… Tevekkelli su gibi ezberlemişsin deriz zaman zaman…

Zaman ise ne kadar da tuhaf bir tanıdık…Ne yeri belli, ne yurdu ne de ne olduğu…

Bir başka zamanda yine görüşebilmek dileğiyle…

Hea

05.10.2025 / 15.00