Çoban Sesi Kaldı Geriye

Kumsala sessizlik hükmü kesilmiş
Kuşlar mı göç etti yine
Yoksa şarapnel mi değdi şakaklarına

Bir çoban sesi kalmış geride
Bir de kan kokusu
İçini bulandıran çekirgenin

Görünmez olmuş velhasıl
Şehir şafakları
Kızıl feraceler sararken sırtımı yasladığım o aksakallı dağ
Yanık bir hüzün kaplamış
Son dumanı göğsüne batırırken kör bıçak misali

Halaylar düşmüş tek tek kaldırımlara
Zılgıtların şah damarını keserken kıldan ince poyrazlar
Ölü çekirgeler doğurmuş zeytin güveleri
Kaybolurken yeni gelin hızmaları mazgallarda

Kınalar çamurlaşmış önce
Sonra bindallılar
Gök siyah yağmış
Nisan'a beş kala kiremitlere

Ölü merasimlerine dönmüş
Köy düğünleri
Yeni yetme yürekte imansız sürgün

Kumsala sessizlik hükmü kesilmiş
Kuşlar mı göç etmiş yine
Yoksa şarapnel mi değdi şakaklara

Bir çoban sesi kalmış geride
Bir de kan kokusu...