Tozlu Raflardan Beyaz Perdeye Uyarlanmış 8 Başarılı Yerli Sinema Filmi

— min. okuma: 8-9 dakika
Tozlu Raflardan Beyaz Perdeye Uyarlanmış 8 Başarılı Yerli Sinema Filmi

Dünyanın tüm coğrafyalarında olduğu gibi ülkemizde de ortaya çıkmış pek çok kitap uyarlaması sinema filmi yer almaktadır. Bunların pek çoğu ne yazık ki çok fazla kayda değer görünmese de ortaya çıkmış harikulade işleri de görmezden gelmek asla doğru bir tercih olmaz. Bir kitaptan uyarlama dediğimiz zaman, tabii ki de yönetmenin bütün bir kitabı ilmek ilmek kameraya aktarmasını beklemek haksızlık olur. Burada genellikle ‘uyarlamak’ kelimesini çok doğru algılayamıyoruz. Çünkü zaten bir sinema filmi, o kitabın birebir aynısını tekrar uygulayacak ise filmi çekmenin bir manası kalmaz. Yahut kitabı okumanın… Fakat o öyle değil elbette, uyarlama niteliğindeki sinema filmleri, mevzubahis kitaptan esinlenerek ortaya çıkarılır ve kendi üslubu ile olanları bize yeniden anlatır.

Kötü bir romanı iyi bir şekilde sinema filmi haline getirmek çok zordur. Ancak iyi bir roman iyi bir film haline getirilebilir. Bu yüzden birazdan sizlere sunacağımız listede, beğendiğiniz sinema filmlerinin bir de orijinal eserlerine, yani kitaplarına göz gezdirmenizi şiddetle tavsiye ederiz. Ayrıca şimdiden hatırlatmak isteriz ki, bu listede yer alan tüm eserler, orijinal hali de sinema uyarlaması da ayrı bir lezzette olan, iki versiyonunu da çok sevdiğimiz eserlerdir. Hadi başlayalım!

1- Anayurt Oteli – Ömer Kavur

Macit Koper’in Zebercet rolü ile harikulade bir iş çıkardığı 1987 yapımı Anayurt Oteli, bizlere sunduğu kafkaesk dili ve bunalım edebiyatı olarak nitelendirilen durumu harikulade bir şekilde aktarması ile belki de sinema tarihimizin en başarılı uyarlamalarından bir tanesidir. Filmin ilk çıktığı zamanlarda pek çok endişeli okur, filmi görmek konusunda büyük bir kaygı güdüyordu. Ancak Zebercet’in kendi halinde yaşadığı dünyanın sinema diline muhteşem bir şekilde uydurulduğu ve bu buhranların oldukça etkili bir halde aktarıldığını görünce büyük bir beğeni kazanmıştır.

Görüntü yönetmeni Orhan Oğuz’dan müziklerin bestecisi Atilla Özdemiroğlu’na kadar kamera önü ve arkasında pek çok takdir edilesi insan yer alıyor ancak hiç şüphesiz ki Ömer Kavur, gerek yarattığı görsel dil ile gerek ise ilmek ilmek titizlikle yaklaştığı senaryo ile ülkemizde eşine çok az rastlanır bir kalitede iş çıkarmıştır. Hala daha pek çok sanat filmi, aradan geçen onca yıla rağmen izleyiciler üzerinde bu ölçüde bir yankı uyandıramamıştır.

2- Ağır Roman – Mustafa Altıoklar

“Köylü kadınlar, kocalarının mahalle hakkında anlattıkları korku hikâyelerinden tırstıklarından mahkûmlar gibi camdan bakıyorlardı.”

Ülkemizin kıyıda köşede kalmışlarını masalsı bir eda ile önce okuyuculara, sonra izleyicilere sunan ve kitabı da sinema filmi de birbirinden ayrı, birbirinden güzel bu eser, her hali ile ayrıca görülmelidir. Ünlü karikatürist ve oyuncu Hasan Kaçan’ın kardeşi Metin Kaçan’ın yazdığı bu roman, içinde barındırdığı otobiyografik ögelerin yanı sıra döneminin oldukça başarılı bir Türkiye portresini çizmektedir.

Taksim’in Tarlabaşı’nda, Kolera ismi verilen adı ile müsemma bir mahallede geçen olayları konu eden bu yapım, beyaz perdede Müjde Ar, Okan Bayülgen, Savaş Dinçel, Küçük İskender, Mustafa Uğurlu, Aysel Gürel, Zafer Algöz gibi pek çok usta ismi bir araya getirmiş ve ortaya oldukça kaliteli bir iş çıkarmayı başarmıştır. Özellikle de hem romanın hem de sinema filminin dili itibariyle ülkemizde eşi pek görülmemiştir.

3- Bizim Büyük Çaresizliğimiz – Seyfi Teoman

Barış Bıçakçı’nın aynı isimli romanından uyarlanan eser, gencecik yaşında aramızdan ayrılan başarılı yönetmen Seyfi Teoman tarafından uyarlanmıştır.

Barış Bıçakçı’nın romanları ile alakalı olarak ayrıca bir parantez açmamız gerekiyor. Bıçakçı, kurduğu oldukça yalın edebi üslubu ile pek çok yönetmenin arayacağı bir yazardır. Halihazırda günümüzde Pelin Esmer ile çalışmalarına, İşe Yarar Bir Şey ve Kraliçe Lear gibi sinema filmleri ile devam etmektedir.

Bizim Büyük Çaresizliğimiz filmine gelecek olursak eğer, anne ve babasını yeni kaybetmiş olan Nihal’in, ağabeyinin arkadaşları olan Ender ve Çetin ile beraber yaşamalarını ve bu üç kişi arasında mecburiyetin de etkisi ile gelişen adı konulamayan bir yakınlaşmayı konu almaktadır.

4- Kirpi – Erdal Murat Aktaş

Komedi türünde yazılmış bir romanın sinema uyarlamaları ülkemizde ve hatta dünyada oldukça nadir görünür. Ancak Mazhar Alanson ve Güven Kıraç’ın başrollerini paylaştığı Kirpi, bu zorluğun altından rahatlıkla kalkmış ve çok fazla fark edilmemiş dahi olsa ortaya oldukça iyi bir iş çıkarmıştır.

Sulhi Dölek’in aynı isimli romanından uyarlanan Kirpi, iki birbirinden inatçı ve kindar düşmanın birbirlerinden öç alma uğraşlarını ve bu uğraşlar nihayetinde ülke çapınca ortaya çıkan kaosu konu ediyor.

5- Yazgı – Zeki Demirkubuz

“Bugün annem öldü. Ya da dün gece, bilmiyorum.”

Listenin beşinci sırasında yer alan Yazgı, Albert Camus’un varoluşçuluğun temelini attığı Yabancı romanından esinlenerek oluşturulmuş bir serbest uyarlamadır. Koca dünya yanından geçip giderken hiçbir şeye karşılık vermeyen, hayata karşı tümüyle kayıtsız bir hal takınan Musa’nın hikayesi anlatılmaktadır. Serdar Orçin’in başrolünde Musa karakteri ile yer aldığı Yazgı, Zeynep Tokuş ve Engin Günaydın gibi başarılı oyunculardan oluşmaktadır.

Aynı zamanda Zeki Demirkubuz sinemasına meraklı olanlar yahut bu filmi seven izleyiciler için hatırlatmamızda yarar var; Demirkubuz’un Kıskanmak isimli filmi Nahid Sırrı Örik’in aynı isimli romanından, Bekleme Odası filmi Dostoyevski’nin Suç ve Ceza romanından ve Yeraltı filmi yine Dostoyevski’nin Yeraltından Notlar kitabından esinlenerek yaratılmıştır.

6. Daha – Onur Saylak

Hakan Günday’ın aynı isimli romanından uyarlanmış olan Daha, yine usta romancı Günday’ın da senaryoya katkıları sayesinde oldukça başarılı bir şekilde beyaz perdeye aktarılmıştır. Yurtdışından pek çok ödül ile ülkemize dönen bu yapım, çok hassas bir konuya değiniyor.

14 yaşındaki Gaza’nın bir mülteci kaçakçısı olan babası Ahad ile olan ilişkisini ve ayrıca bu iki karakterin de mülteciler ile olan ilişkilerini oldukça sert ve başarılı bir üslup ile inceleyen Daha filmi, konuya oldukça yakın bir bakış açısından kayda değer mesajlar taşıyor.

Başrollerinde Hayat Van Eck ve Ahmet Mümtaz Taylan’ın yer aldığı Daha, hem sinema filmi ile hem de 420 sayfalık olağanüstü romanı ile her iki versiyonun da muhakkak görülmesi gereken bir eser.

Ayrıca Daha’yı sevenler için bilgilendirmekte fayda var, Hakan Günday ile Onur Saylak ikilisi bu filmin ardından PuhuTV için yapmış oldukları Şahsiyet dizisi ile yeniden bir araya geldiler ve Haluk Bilginer’in müthiş oyunculuğu ile 65 yaşında alzaymır hastası bir seri katilin hikayesini mini dizi halinde bizlere aktardılar. Şahsiyet de mutlaka Daha kadar görülmesi gereken bir eser.

7. Kötü Kedi Şerafettin – Ayşe Ünal, Mehmet Kurtuluş

Türk çizgi roman tarihinin ve mizah dergilerinin en yitik dönemlerinde ortaya çıkan ve tekrardan fitillerin alevlenmesine sebep olan efsane karakter Kötü Kedi Şerafettin’in yıllar yılı bir sinema uyarlaması haline geleceği konuşuluyordu. 2000’li yıllardan bu yana neredeyse her sene bu gibi pek çok haber ile karşılaştık ancak nihayet 2016 yılında çizgi roman severler olarak bu eğlenceli karakterin olağanüstü animasyon filmi ile karşılaştık.

Kitap uyarlamaları deyince bu kategoriye pek de dahil edilemeyen Kötü Kedi Şerafettin, aslında bakılırsa bu kategorinin en şahane örneklerinden bir tanesidir. Orijinal eserlerine en sadık formda ve neredeyse birebir bir şekilde aktarılan bu yapım, yalnızca karakterin hayranları tarafından değil, pek çok animasyon seven ve hatta sinefiller tarafından da oldukça ilgi ile karşılanmıştır.

Kötü Kedi Şerafettin’in en büyük başarılarından bir tanesi de elbette muhteşem seslendirme kadrosudur. Uğur Yücel, Demet Evgar, Ayşen Gruda, Cezmi Baskın, Ahmet Mümtaz Taylan, Okan Yalabık, Güven Kıraç, Yekta Kopan ve daha pek çok başarılı isim, karakterleri orijinal çizgi romanlarında yıllar evvel hayal ettiğimiz ses tonlarında seslendirmeyi başarmıştır. Ayrıca şaşırtıcı bir biçimde seslendirme yapan isimler, filmdeki ve orijinal çizgi romanlardaki karakterlere de sima olarak oldukça benzemektedir. Son olarak, ilgilenenler olacaktır, eserin yaratıcısı Bülent Üstün, filmde bir karakter olarak karşımıza çıkmakta ve bir başka karakterin seslendirmesini yapmaktadır. Bu gibi pek çok eğlenceli detay filmin içinde yer almaktadır.

8. Kırık Kalpler Bankası – Onur Ünlü

“Halk aşksızsa sokaklar banka dükkanlarıyla doludur.” — Cahit Zarifoğlu

Onur Ünlü’nün ‘Eroin, Futbol ve Allah’ ismi ile ilk olarak kaleme aldığı ve sonradan Kırık Kalpler Bankası’na dönüştürdüğü bu hikaye, kendisinin açıklaması üzerine 23 yaşında iken kaleme alınmış ve Ünlü’nün sinemaya başlama sebebiymiş.

William Shakespeare’in en meşhur eseri Romeo ve Juliet’ten serbest bir biçimde uyarlanmış olan Kırık Kalpler Bankası, İstanbul’da geçen ve gerçekleşmesi mümkün olmayacak bir hayalin peşinden koşan 3 amatör futbolcunun trajikomik hikayesini temel almaktadır. Filmin dev oyuncu kadrosu ise Hazal Kaya, Haluk Bilginer, Ahmet Mümtaz Taylan, Serkan Keskin, Taner Ölmez ve Şenay Gürler gibi usta isimlerden oluşmaktadır. Film özellikle de soyut anlatımı ile izleyicilerde bir kez daha izleme dürtüsü uyandırmakta ve başarılı bir serbest uyarlama tekniği ile dikkatleri üzerine toplamaktadır.


Paylaş:
Yorumlar