Ruhların Çarpışması

Ruhların Çarpışması

Karanlığı içiyordu beyaz yeleli atlar

Gözlerinde insanlığın günahları

Tanrıya meydan okurcasına şaha kalkıp

Kanı akana kadar dövüyorlardı toprağı

Koca koca kayalar döküldü bulutların bağrından

İşte böyle kırıldı o gün kuşların kanadı


Kırık kanatlı kuşlar çığlıklarıyla yırtıyordu göğün mavisini

Kanadıkça mavi

Kızıla boyadı tüm güneşli hatıraları


Dile geldi zaman

Canımın yırtıldığı yerinde acılarınızı biriktireceğim dedi

Bedenimden yarattığım bu hapishanenin varlığı yarınlarınızı alacak sizden

Ve

Yürüdüğünüz her yol

İçinizde gezinen her his

Sonsuzlukta daireler çizecek

Bir adım ötesi bir öncekinin sonrası olarak kalacak hayatınızda ebediyen


Mahşeri bir telaş düştü bedenlere

Sırlar döküldü her dudaktan

Günü kurtarma derdiyle

Her ruh bir diğerini acımadan damgalıyordu

İşaret parmakları alev alev yanan siyah gözlü insanlar çoğaldıkça

Siyahtan zifire yürüdü o beyaz atların yeleleri


Tabii ki

Gözlerim açık ayrılmak zorunda kaldım bedenimden

Arafta kalmıştım

Gözleri açık olana açılmıyordu cennetin kapıları

Nurdan doğma iki el kapattı gözlerimi usulca

Artık görmeye hazırdım asırların ardında gizlenmiş o gizemi


Ama

İçeri girmeden söylemem gerek

Gözlerime kazınan o son

Hiç ama hiç hayra alamet değildi

Ruhların birbiriyle çarpışırken yarattığı ışığı

Tanrının bile kalbini kanatmıştı

31 Ocak 2023 108 şiiri var.
Yorumlar