Şizofrenik Bir İç Döküş
///////////
Kabul kalan bendim
Tanrı’ya çok kızgın değilim bu yüzden
Talihsiz olaylar silsilesiydi işte
Olmayacak olan olunca
Olmuş olanların da olmamış gibi ortalıkta kaldığı bir zaman
Bir ağacın etrafını demir parmaklıklarla çevirdi dalkavuklar
Talihsizlik ya
Tam da o anda bir serçe o ağacın dalında özgürce şakıyordu
Ne olduğunu anladığı zaman
İşte her şeyin ters düz olduğu o zamandı
Derin bir üzüntü çöktü üzerine serçenin
Anlam vermeye çalıştığı her şeyin sararmasını izlerken
Artık şarkıların anlamı olmadığını düşünmeye başlamıştı
Biliyordu
Sesini hapsedemezdi o parmaklıklar
Ama izlerken ağacın yeşilinin kararmasını
Kendi sonunun da öyle olacağına inanmıştı
Gelmiştir aklınıza
Siz sormadan ben söyleyeyim
Kaçabilirdi
Ama ağacı yalnız bırakmaya razı gelmedi yüreği
Herkes kaçıp saklansa da karanlıklara
Yola beraber çıkınca bir kere
Sözden dönmek acı çekmekten daha ağır gelirdi sözünün eri kişiye
Ben kaldım
Kaldım ama
Kimseler sormadı
Ağaç mıydın serçe mi yoksa izleyen miydin diye
/////////
Kabul
Kendi mezarımı kendim kazdım
Ve mezar taşıma ise sadece senin adını kazıdım
Kader değilsen eğer
Senin dışında olan kaderselleri de ben bozdum
Kabul
Gerçek olandan kopma isteği var içimde
Yolda yürürken bile hayaller kuruyorum
Adımlarım gerçeklikten kaçmak ister gibi hızlı ve çaresiz
Yabancı topraklarda yabancı olarak katıldığım bir maceranın ev sahibi olma isteğiyle yandığım da olmuyor değil
Misafiri olmak istediğim tüm o coğrafyaların zihnimdeki yankılarıyla uykuya dalarken
Günü bitirmek istediğim başka hayali bir coğrafyanın yıldızları altında yine sana sarılıyorum
Ve sana şiirler okuyorum
Hiç duymayacağını bilsem de
Karşı yakada ışıl ışıl yanan gözlerin için
//////////
Bir tutam barut
Ve çokça ateş var içimde
Ne hırslarımın
Ne de yalnızlığın kurbanı oldum diyemem
Anlaşılmadığı için anormalleşen
Anormelleştikçe de bir çivi gibi derinlere giren birçok duygu yarattığım doğrudur
Hatta tüm bu duyguların sonsuzluk sarmalında küçüldükçe anlam kazandığı
Kazandıkça daha çok yer kapladığı bir evrende zaman zaman gözlerimi açtığım da inkar edilemez bir gerçektir
Ama başka seçenek bırakmadınız ki bana
Bu bendeki kaçış değil
Yaratıcıya açık bir meydan okumadır
///////////
İlacı beklemedim
İlacımı aradım ben
Bir bütünün içinde ufacık bir nokta olsam da
Hiçliğin değil
Bir şeyin parçasıydım
Dinledim
Duruldum
Toprağın alnına koydum kurak ellerimi
Tek ilacım oydu biliyordum
Biraz yaşam bir tutam hatıra
Az biraz da umut ödünç aldım varlığından
Nemlenmiş ellerimi yüzüme götürdüm
Bir törene hazırlanıyor gibi kutsadım kendimi baştan aşağıya
Vakit geliyordu
Birazdan güneş tüm görkemiyle çıkaracaktı yüzünü kendi ışığına
Beklerdi bilge kişi biliyordum
Beklediği zamandan önce asla çıkarmamalıydı ceplerinden kahkahalarını
Ve nihayet toprağın üşümüş elleri ısındığında
Yüzüme kondurdum gülümsemelerimi usulca