Bir Korku Hikayesi/Lanet


Hoşgeldin, gecenin görkemli karanlığı seni bekliyor...hazir misin? Bir korku hikayesi bu devam etmeye emin misin? O zaman oku benim hikayemi...paylaş karanlığımı...

Gecenin kapısını araladım, yürüyorum. Karanlık bir orman önümde beliren keskin çigliklar yükseliyor gecenin bilinmezinden. içimde beni titreten bir korku. Ölüm değil ama ölmek gibi soğuk hem de çok soğuk içimdeki his. Gecenin yaratıkları dolaşıyor etrafimda, hissedebiliyorum nefeslerini tenimde. Yürüdükçe ağaç dalları can veriyor ayaklarımin altında. Çığlıklarını duydukça kulaklarım kanıyor, damla damla akıyor içimden hayatları. Arkamda ölümün izlerini bırakıyorum. Sonsuz bir karanlik...Ben içinde giderek kayboluyorum. Yol beni istiyor, karanlık beni gittikçe daha çok çekiyor. Arkama bakmak için çok geç. Attığım her adımda bıraktığım toprak çöküp gidiyor.

Ansizin bir ses duyuyorum sanki biri beni uyarıyor.

( Geri dön çok geç değil)

"Geriye dönmek" diyorum bir an ; neye, kime, niye... Başladığım yerde ne kaldı ki benden ne bıraktım tutunacak kendime. Belki de en başta karanlıktı yoldaşım. Bitişti başlangıcım. Bir hikaye değildim , hep yarım kalmış bir müsvetteydim ben. Karalanmış, üzeri çizilmiş, tekrar tekrar değiştirilmiş ama bir türlü olmamış... Özgürlük için tutunmak gerekir sanmıştım; besbelli yanılmışım. Belki de öylece bırakıvermek gerekir. Öylece bırakıvermek tutunduğum ne varsa. Şimdi tüm vazgeçmişliğim ile "o" kapıdan çıktım...Çıkarken kendimi izliyordu gözlerim. Bir saniyeliğine göz göze geldim kendimle;bakışlarımda ki titrek gölgemle. Öylece bırakiverdim ben de kendimi karanlığa. Içimde bir mücadele ayaklarım öyle vazgeçmiş sadece ilerlemek istiyor artik bilinmeze...yine o ses kulaklarımda bana sesleniyor inatla.

(Halen geri donebilirsin çok geç degil....)

Kulağımda başka bir ses beni çağırıyor karanliğin icinden. Tüm yarım kalmışlığım ile beni bağrına basmaya hazır. Ellerim titriyor ; yine de uzatıyorum ellerimi. Tenim giderek soğuyor ama hissetmiyorum hiçbir şeyi.

"Hoşgeldin çocuk, gecenin karanligina" Duydun mu? Bana sesleniyor gecenin içinden.

(Dinleme onu. Vazgeç bu gidişten....ışiktan gelen ses yine sesleniyor bana...dinlemiyorum ısrarla)

Buradasın...buldum seni..sana geldim.Çok sorum var, çok daha fazla boşluk var içimde, hiçbiriyle baş edemedim ben.Karanlıkta başladım yürümeye, seni duydum artık sana geldim.Başka sesler karıştı araya dinlemedim yürüdüm.Geri gönderme beni zaten dönecek bir yerimde yok.Beni al yanına, beni kabul et. İhtiyacim var senin karanlığına. Sakla beni, bırakma lutfen, lutfen!

-Yaklas çocuğum, diz çök ve dinle.Bir hüzün çizeceğim ellerine; ama sakin ellerini yüzüne sürme kararını vermeden.Deneme bile! Bu hüzün hicbir şey ile arınmaz teninden. Vazgeçemessin dönüşü olmaz iyi anla! Önce haketmelisin bu hüznü, istemelisin ölümüne. Herkes üstesinden gelemez, acıya dayanıklı olmalısın. Vazgeçip bu hayatından benimle yeniden doğmalısın.

( Her zaman geri dönüş vardir...Vazgeç, tövbe et...sesler beni uyarıyor yine. Dinlemek gerekir mi bilmiyorum? Ama dönemem artık devam edemem artık kaçtığım hayatıma)

Al ellerimi al bende kalan her şeyi... Tüm vazgecmişliklerimle geldim. Geri dönüş yok benim için...

O zaman al cocugum ilk laneti verdim sana haydi kutla!Tüm sorularının cevabına kavuşacaksın yakında.Şimdi durma varsa cesaretin değdir gözlerine ellerini.Varsa cesaretin paylaş benimle ebedi bir hüznü, ebedi kanlı yaşları...ulaş sonsuzluğa..

(Ellerimi yüzüme sürdüm, içimde hem korku hem bir heyecanla. Denemek zorundaydim geri dönmek için çok geç...)

Tanrım, tanrimm..yakiyor gozlerimi, canim çok yanıyor.Çok yanıyor. Kan damlıyor gozlerimden.Ellerime değen her yaş, ölüm gibi...Çok acıyor, çok acıyor...Tanrımmmm...

( "Son şansın." fısıltı gibi bir ses yine kulaklarımda...duramam içime sizan bu güç coktan beni ele geçirdi.)

Ah çocuğum! Tanrı'nın melekleri bizi terk etti çoktan.Bende birden fazla lanet var; yüzlerce ömrü çürütecek kadar. Sadece birini paylaştım seninle, bak şimdiden araftasin sen..Kaçış yok üzgünüm! Artık geri dönemeyecek kadar yürüdün. Arkana bakmayı deneme...daha da acıtacak , arkanda kocaman bir karanlık gördüğünde. Baştan beri bir "seçim" var mi sanmıştın sen? Senin Tanrın seni kandırdı; asla bir seçimin olmamıştı.

Ne dersin?? Ben sana bir şans versem? Sadece "kabullen"inandigin her şeyin kocaman bir yalan olduğunu.Tut ellerimden, hüzünlerimiz karışsın birbirine . Öp beni, acımın tadı karışsın içine. Eğer "evet" dersen sadece "evet" özgür kalacak bedenin yeniden.

( Başka seceneğim kalmadı!! Tanrı'nın melekleri gitti artik hissediyorum içimden. Içime dolan bu ölümcül güç tüm damarlarima yayilirken, verilecek tek cevap vardı...Evet...evet...evet!)

Tüm lanetlerimi aldım ışte o anda. Başladı ebedi süren bir ızdırap. Kaçtıklarım şimdi ne kadar da komik...Ne kadar uzak şimdi o yaşantım....ne kadar uzak benden tüm tövbeler...

Artık taşıdığım tek yüküm; koşarak gittiğim ebedi lanetim...

Ben gecenin efendisiyim...

Ben artık korkulan ölümün kendisiyim

Ben "o" yum....


05 Haziran 2019 4-5 dakika 20 öyküsü var.
Beğenenler (1)
Yorumlar