Cennete Mektuplar

Sevgilim, sol yanim,

Nasilsin? Yine resmine bakip hasretle yaziyorum bu satırları. Ellerim süzülerek okşuyor yüzünü. "Bir resim bu" deme sakin bana! Ne çıkar sadece bir resim kaldıysa ellerimin arasinda.

5 yıl tam 5 yıl oldu. Seninle geçirdiğim muhteşem 5 yıla karşılık sensizlikle sınanan kocaman 5 yıl. Nasıl durdu zaman, sürünür gibi geçti, senle olduğunun aksine seni kaybettikten sonra. Kızma bana sevgilim. Arada kaptırıyorum işte..böyle konuşup seni de üzüyorum.

Seni kaybettigim gün ahh o kara gün! Aklımdan çıkmıyor. Evren bize tuzak kurmuştu sanki. "Kozmik bir şaka!" gibiydi bana göre. Sana göre ise "Mucizeler senfonisi."

Dünyaya gelişin birilerini mutlu etmek, birilerine hayat vermekmiş meğer. Nasil bir avuntudur bilmem ama tek tesellim bu oldu benim. Halen bir şekilde hayatta oldugunu bilmek. Keşke bende seninle o kazada ölseydim diyecem...bana çok kizacaksın. Çok üzüleceksin biliyorum. O günü, her seyi, o incelikle hazirlanmiş düzeneği düşünmeden edemiyorum. Halbuki nasil da güzel başlamıştık güne. Sabah sen uyanmadan, doya doya izlemiştim güneşin tenindeki dansını. Yüzünü okşarken uyanmandan korkup nasıl telaşlandığımı hatırlıyorum da, halen tüylerim ürperiyor hissedince sıcaklığını...

Acelen vardı yine telaşla çıktık evden. Önce beni işe bırakacak sonra toplantıya yetişecektin. O kimsesiz çocuk için ne kadar uğramıştın... Nasıl savaşmıştın.

"Ne oldu o çocuk şimdi kim bilir?" deme, merak etme sevgilim bırakmadım peşini. Evlatlık verildiği aile çok iyi bakıyor, gözüm üzerlerinde.

Canim benim ölüm bile vazifelerine engel olamıyor değil mi?

Arabada en son şakalaşmalarımızı hatırlıyorum...sonra...sonrası, acı bir fren sesi ve karanlık. Uyandığımda hastane odası, uzaktan bir doktor sesi..."üzgünüm...kocanız...beyin...öldü...ama..organ...hayat...acil...kurtaracak..." anlamsız bir yığın kelimeler topağı...

Nasil çıldırmıştım hatırlasana.

Nasıl olur?

Nasil ölür?

Ne organı?

Hemde bize çarpan adamın oğlu mu?? Defolllll...

Acıdan bükülmüştü tüm kemiklerim.ilaç verip uyuttular, başka türlü dinmedi acım. Yine sen geldin rüyama, yine o kocaman yüreğinle " çocuğu kurtar, ben onunla yaşayacağım" dedin. Iyiki de uyardın beni, yoksa asla veremezdim böyle bir kararı.

Sayende tek başıma kalmadım. Sayende bir delikanli tüm görkemiyle tutundu hayata. 18 yaşına girdi bugün Ahmet. Bir görsen gurur duyarsin, ayni senin gibi duyarlı, hayat dolu birisi. O kazada ben seni kaybettim, Ahmet onu hastaneye yetiştirmeye çalışan babasını. Ikimiz tek başına kalmıştık sayende birleşti yaşamımız. Biraz uğraştım ama evlat edindim Ahmet'i. Sosyal hizmetlerdeki arkadaşların çok yardımcı oldular. Yaptığın her iyilik sen olmasanda etrafımı sarıyor birtanem.

Çok özledim seni, hemde çokkk...

Ahhh!!! Kapı çaldı. Ahmet gelmiştir. Kapıda bekletmeyim oğlumuzu.

Yine yazacağım aşkım merak etme.

Şimdi oğlumuz ile ilgilenmem lazim.

Kendine iyi bak, sol yanim

Hasretle kucaklarim seni...

Sonsuz yoldaşın...


Günsüzüme...

01 Haziran 2019 2-3 dakika 20 öyküsü var.
Beğenenler (3)
Yorumlar (2)
  • 4 yıl önce

    İçim burkuldu biliyor musunuz. İnsanın canı acıyor böylesi bir hikayeyi okuyunca. Anlık ölümler, anlık gidişler insanı içten yıkar yaralar. Öyle bir yara ki , kabuğuna dar gelir..

    Siz hep yazın e’ mi..

    Kıyısız tebriğimle ..