Rüya
(Genç kız çığlıklar içinde uykusundan uyanır. Kalbi gümbür gümbür atmaktadır. Her şeyin kötü bir kabus olduğunu kavradığı an derin bir nefes alır. Tam o an elinde bir kağıt tuttuğunu fark eder...korkudan titremeye başlar. Kâğıdı açar... gırtlağı yırtılırcasına keskin bir çığlık atar...kendini biraz toparlayınca komidinin üzerinde duran günlüğünü alıp yazmaya başlar...
Unutmadan yazmalıyım hemen her şeyi, bir mesaj olmalı bu, bir mesaj, bir mesaj....diye diye yazmaya başlar...)
Tünemiş bir ruh,kahırlanan gece,çığlık çığlığa yanan sokak lambası. Bir korku filminden fırlamış sanki.
Bir bitiş olmalı sanırım bu resim, bir kaybın hikayesi...bir hüzün yatıyor sanki her yerden fırlamaya hazır.
Kendimi burada nasıl buldum?
Buraya nasıl geldim?
Hatırlayamıyorum. Bir rüya olmalı bu...en son yatmaya hazırlanıyordum...
İzledigim tüm korku filmleri geliyor aklıma; "kesin bir uyarı olmalı buralarda 'yaklaşmayın' yazan bir tabela" diyorum yüksek sesle içimden.
Ayakkabılarımdan çıkan keskin, ritmik ve giderek uzaklaşan bir melodi, garibime gidiyor. Sanki ben yürüdükçe kendimden uzaklaşıyorum . Birden bire her yeri kaplayan beyaz, bembeyaz yapışkan bir buhran sarıyor geceyi. Daha az korkutucu olamazmış gibi gece, inadına bir uğraş içinde.
Tünemiş ve haraketsiz ruhtan uzaklaşırken garip, ürkütücü giderek artan bir ses gecenin başka köşesinden yükseliyor; gıcırdayan bir kalp sesi bu sanki suratıma suratıma çarpan. Canımı yakıyor birden irkiliyorum...sonra sessizlik yine bir karabasan.
Yürüyorum ayakkabılar ,ayakkabılar yine iş başında sonsuz sessizligi bozan.
Bir levha daha;
"YAKLAŞMAYIN
AYAKKABILARINIZI TERS ÇEVİRİN"
Benim ayakkabılarsa sanki inadina inadina devam..
Dalın üzerinde bana bakan iki tane göz, bakışları ayakkabılarımda. Ürperen tüylerim bir şey söylemek ister gibi. Bedenim ayakkabılarının tersine çekse de beni, yol yine dikine dikine bende yine inadina devam.
Bir tabela daha;
"KENDINLE YÜZLEŞMEK ,KENDİNİ FEDA ETMEKTIR.YAKLAŞMAYIN.."
Alınan önlemler boşa , yapılan tüm uyarı anonsları boşa. Yayını kesip arada beliren korkutucu resimler boşa hepsi boşa...Ayakkabılar geri dönememek için tasarlanmış sanki. Çığlık atan sokak lambasına yaklaşıyorum. Artık ışığı yüzümde hissediyorum. Tam altında bir koltuk kaldırıma gömülmüş sanki. Üzerinde biri var. O da koltuğa gömülmüş. Kaldırım ,koltuk, insan birbirine kenetlenmiş...dallar büyümüş sarılmış kenetlenmis dallar...Her yerlerinden birbirlerine bağlanmış. Korkudan titrerken tek düşündüğüm;
Yüzü nerede peki kadının??
Sorular birbirini takip ediyor...
Yüzüde mi ağaç olmuş?
Ne zamandır burada?
Nasıl bu hale gelmiş?
Halen nasıl yaşıyor???
Halen nasıl ciğerleri kemiklerini bir yukarı bir aşağı haraket ettirecek gücü buluyor ??
Parmağı, parmağındaki benim yüzüğüm...bu yüz bu yüz tanıdık ...bu yüz benim mi?????
işte film şeridi kısmı devrede.Tonlarca görüntü üstümde , gözümde, beynimde, içimde. ..
Biri tüm damarlarımı ellerinde sıkıştırıyor sanki. Gözlerimden yaşlar kaçışıveriyor tüm hızlarıyla. Kendim, kendime bakarken en son ayakkabılarım kaçıp bırakıveriyor beni buz gibi kaldırımda.
Kaldırım, koltuk ve BEN..ayrılamayacak kadar birbirine gömülmüş.
Hadsiz bir haraketle kendimi kurtarmak isterken elimde kalıyor en küçük parmağım. Koltukta kan yok ama elimdeki parmak sürekli kanıyor, kanıyor, kanıyor, kanıyor....ve ben sadece anlıyorum ve kendime bakiyorum....
ilerlemiş üzeri çizilmiş yıpranmış saç telleri,içinde haritalar oluşturmuş kuytulu köşeli buruşmuş çivileri paslanmış boruları akıtan organlar, ölümüne titrese de avcunda sımsıkı ufak bir kağıt parçası tutan bir el. Boşluğa dalıp gitmekten yuvasından fırlayacakmış gibi duran göz.
Sesleniyorum kendime;
Titrek el beyaz çiziklerini okşa , paslanmış akan damarlarında kalan son damlayı kullan,sımsıkı tuttugun kağıdı aç ve fırladı fırlayacak gözüne yaklaştır oku.
"ÖLDÜRDÜĞÜN RUHUN BEDENİNİ DE ÇÜRÜTÜR ..."
Peki ama bu ne demek????
İnsanın kendi iç dünyası üzerine kurulmuş, ayakkabıların farklı ve anlamlı bir katkı sağladığı; bunun yanında koltuk, kaldırım, ayakkabı seslerinin desteklediği; kendisi ve yine o tanımadığı kaçtığı yüzleşmek zorunda kaldığı bir diğer örtülü kendisi ile yüzleşmesi üzerine kurulmuş fantastik ögeler taşıyan çok güzel bir hikaye olmuş Menekşe. Özlemiştik doğrusu;)..Sevgilerimle
Beğendimmm, kalem her alanda ustalaşıyor, yakın zamanda yenilerini okuyalım Menekşe, çokça selam.