Pis Bir Kordon Hikayesi
rüzgarı ayarsiz
dalgasının kani bozuk
lambaların altından sızdırdığı
gecenin en dersiz topsuz saatinde
bir kordon boyundayım şimdi
bilerek geç biraktırdığım kendimi
"Insansiz hava sahası" olsun diye
beklediğim zamanın karanlığında
yürütüyorum gövdemi
küfürle bulanmiş taşlara vura vura
hava lazim hemde çok
kirletecek çok hava lazım bana
Içimdeki zehri soluyacak
kustuğum pisliklerin kokusunu saklayacak
yeşil dallı fistanların altına
bir köpek!
belli fazla içmiş
kafası sağa sağa
gövdesi benden tarafa
giriveriyor gecemin ortaklığına
"hey kopek!!
git burdan bu hava ikimize dar..."
dalga geçip dil dışarda
karışıp gidiyor geldiği karanlığa
yürümeye devam kordon uzun
daha çok kirletilmiş taşlar var ayaklarımla ezilecek
Içimde daha çok zehir var havayı pisletecek...
yürü durma!
rüzgar kızgın
Irzina geçmişim gibi nasıl da nefret dolu vuruyor bana
saçlarım darma duman
ayaklarım bir ileri iki geri kendince hücumda
yürü durma...
/zaman azalıyor
vakit darlanıyor güneşe kavuşmak için
ben halen huzursuz
benim halen zehirle dolu içim.../
3 tekne yanyana uyurken ilişiyor birden bakışlarıma
gırtlaklarından bağlanmış
rüzgardan bayılmış kalmış sallanıyorlar sularda
yaklaşınca okuyorum isimlerinde bana hazırlanmış "kordon hikayesini"
kan beynimde
saçlarimdan hemen aşağıda...
"Keşke"
"Kader"
"Keder"
sizde mi be!
sizde mi? diyip
dönüyorum denize yüzümü
kusuyorum rüzgara dikine dikine bildiğim her küfürü
Içimdeki dinazor bile kükreyip ürkütüyor gecenin densiz uykusunu
gözlerimde bir pırıltı
oldu!
başardım!
derken...
rüzgar yine rüzgar!
ah o rüzgar!
dikine dikine bana geri püskürtüyor
sokuşturuveriyor boğazıma gerisin geriye kustuğum tüm pisliği...
pis bir " kordon hikayesi" bu
bu gecede başaramadığım...
yürü!
haydi durma yürü eve...
bu gece zafer yok bize belli...
Hayâl gücünün önüne geçilemez afetimsi bir yanı var sizde Menekşe hanım. Olduğu gibi, yalın ve özgüvenli .. Selamlar