Savaş Tanrıları
Benim adım kimsesiz
Benim adım bile sessiz
Benim adım silinen üzgün bir ruhun gölgesi gibi belirsiz
Yokluğumdan eksiliyorum
Yeni bir ben olarak doğsam bile her gece
Ölü bir ben ile uyanıyorum her güne
İçim karanlık
İçim terk edilmiş bir harabe gibi çatlamış anılarla dolu sadece
Sesim bile yok farkındayım
Yine de ben her gece
Hiç tanımadığım bir yabancının düşlerinden çaldığım
Onun çok iyi bildiği
Ama
Benim hiç bilmediğim dillerde şarkılar söylüyorum geceye
Unutursa diyorum gördüklerini
Belki biraz acısı geçer de yıldızlarını yine yakar üzerimizde
Karanlık artık dünya
Hem de dipsiz bir karanlık
Bir adım ötesini goremezken
Kanatlarına kan sıçramış
Martılara özenir oldu gözlerim
Geleceğe dair hayaller kurmak istedim ama
Gelecek sadece ateş ve külden ibaretken
İyiye dair hiçbir şey düşleyemedim
Bu ateş
Bu kül
Bunca çamur arasında
Unutuyorum yüzümü
Unutuyorum yüzlerini
Farkındayım giderek siliniyorum kendimden
Tıpkı diğerlerinin isimlerinin unutulup sadece diğerleri olduğu gibi
Çoktan kabullendiğim bu yenilgi için bir bahanem yok
Oysa
Karanlık kuyularda saklamaya çalıştığım eksik cümlelerin artıkları bile benden daha mücadeleci
Hatta
Öyle bir çığlık doğuruyor ki iniltileri
O kör kuyular bile gizleyemeyecek belli ki gerçekleri
Böyle bir bilinmez ile başa çıkmak için ne yapılır
Yaşayanların dünyasında cevap veren yok
Ölülerin de çalındı zaten sesleri
Yine de hala ümidim var
Tanrı'nın ilahi kitabını ele geçirirsem
İşte o zaman soranlara söyleyeceğim tüm gerçekleri
Ciğerlerim yırtılana kadar bağıracağım
Dünyanın ayak basılmış her karış toprağını kanla yıkandınız
Ve
Tüm insanlık tarihi boyunca yaptığınız her kötülükle cehenneme giden yola bir taş daha eklediniz
Hadi gözünüz aydın
Kıyamet gibi bir kutlamayı çoktan hak ettiniz
Daha neyi bekliyorsunuz durmak için
Farkında mısınız
Silahlı postallarınız rahatsız ediyor yere düşenleri
Kimsesiz ruhları acımadan eziyorsunuz
Ne oldu
Neden beni duymuyorsunuz artık
Duyulmayacak kadar mı silindi varlığınızdan varlığım
Sizin için bir cesetten mi ibaretim sadece
Madem benim de üzerime toprak atacaksınız
Tamam o zaman
Bedenimi kimsesizlerin uyuduğu mezarlığa atın öylece
Zaten iyi niyetli olsa bile
Sahte dualarınıza minnet duyacak halde değilim
Vazifem büyük
Toprağı terk edilmiş
İsmi cismi belirsiz
Kimi kimsesi olmayanların gözlerini öpüp
Ruhlarındaki acıları içime çekeceğim
Yamaları yamasız yerlerinden daha fazla olan eskimiş bir üniforma üzerinde
Deliklerinden sağanak yağan bir miğfer başında
Bir tutam huzur avuçlarına
Biraz da merhem parçalanmış yaralarına
Gözleri
Gözleri ise artık özgür
Martıların kızıla boyanmış kanatlarına tutunup Ayak izi olmayan uzak diyarlara gitti nihayetinde
Sesimize yabancı seslerin emaneti gibi her dize.. Ağrılı satırlar da şiir olduğundan beri insanın cüret edişi çoğaldı. Yaz diye gelir bazı tufanlar.. şiir olurken kanattığı kadar var her şey. Tebrikler sanat adına şairim